Header Ads


ATEŞİ ÇALMAK

ATEŞİ ÇALMAK

İnsanlık tarihinin büyük fotoğrafına şöyle bir bakıldığında, bir iktidarın isyancısına verdiği en büyük ve en acımasız cezalardan biridir tanrı Zeus’ un Prometheus’ a verdiği ceza. Zeus ona o kadar kızmıştır ki, Yunan mitolojisinin isyancısı Prometheus, Kafkas Dağı’ nın zirvesinde Zeus’ a başkaldırmanın bedelini karaciğerinin kurda kuşa yem edilmesiyle ödemiştir. Çektiği acının tarifi imkansızdır. Bu ceza aynı zamanda egemenlerin işkence metodunu muhaliflerine karşı kullandığı ilk deneyimlerden biri olacaktı.

Peki neden tanrılar tanrısı yüce Zeus, Prometheus’ un ümüğünü sıkıp saniyeler içinde onu öldürebilecekken, ona tarifi imkansız acılar çekmesine neden olacak bir ceza verdi ? Kendisininin yanında, güç anlamında, esamesi bile okunmayacak birine neden bu kadar kızdı? Kızmak acizliğin göstergesi değil midir ? Bir tanrıyı bu denli aciz duruma düşürebilecek kadar etkili “suç” ne olabilirdi ?


Günümüzde de kullanılmakta olan bir çok kelimenin, inanışın ya da mesleki herhangi bir terimin kökeni geçmişte, geçmişin insanlarının yaşamış olduğu dünyada ve o dünyanın değerlerinde gizlidir. Dini inançlardan tutun konuşma dilimizde kullandığımız tabirlere ordan sosyal davranışlarımıza kadar - farkında olmasak da- çevremizde atalarımızın (insanoğlunun) bize bırakmış olduğu mirastan örnekleri görmek mümkündür. İşte bu mirasın, insan uygarlığının temeli, tanrıların insanlar üzerindeki hegemonyasını kırmak isteyen Prometheus tarafından atılmıştır. Prometheus ateşi tanrılardan çalıp insanlığa veren ve günümüz uygarlığının tohumlarını eken mitolojik bir karakterdir. Onun etkinliği, fiziki olarak var olabilme ihtimalinde değil, onu yaratan toplumun ortaya atmış olduğu ideadadır . O, insanoğlunun belki de kendi yaratıldığı dönemde henüz vücut bulmayan devrimci ruhunun ussal olarak oluştuğu bir simgedir. Prometheus isyanın ve başkaldırının ilk kıvılcımıdır. Peki ama Prometheus kimdir? Bu iş onun üzerine vazife midir ?
prometheus cezası her gün karaciğeri yenecek
Zeus’ un Prometheus’ a verdiği ceza.
Prometheus bir titan oğludur. Tüm Titanlar gibi o da bir titan oğlu olarak geleceği görme yetisine sahiptir. Yaşadığı dönemde sayısal loto sonuçlarnı %100 başarı ile tahmin edebildiğinde bu yeteneği tüm kamuoyu tarafından fark edilmiştir. Milli Piyango Genel Müdürlüğünün şahsına yolladığı tebligat da bununla ilgilidir. Babası İapetos ve annesi Klymene’nin; Atlas, Menoitios ve Epimetheus ile beraber yakışıklı, hokka burunlu, kalem kaşlı, karizmatik dört çocuğundan biridir. Olympos tanrılarının kuvvet ve kudretine karşılık, Prometheus' da kurnazlık ve zeka vardır. Şeytana papucunu ters giydirdiği söylenir. Fakat şeytan bunu kesin bir dille reddeder. Zeka onun en güçlü ve en etkili silahıdır. Prometheus Tanrılara bu silahı sayesinde kafa tutabilmiştir.

Ateş tanrıların elindeyken güç de tanrıların elindeydi. Ateşi elinde tutan Zeus insanlığın sorgulamadan kendisine biat etmesini sağlıyor, gücünü ve iktidarını insanlığın gelişimini baskı altına alarak güvencede tutuyordu. Ateşi Zeus’ un elinde gören insanlar onun bir dediğini iki etmiyor, emirlerine harfiyen uyuyorlardı. Zeus ise aynı günümüzdeki iktidarlar gibi hakimiyet kurduğu halkın bilinçmesinden ve böylece kendini sorgulamasından korkuyordu. Çıktığı “Ulusa Sesleniş” programlarında ateşin tanrısal bir değer olduğundan, insanın ömrünü verse ateşi kullanacak beceride olmadığından, ateş kullananın cennete girmesinin imkansızlığından ve “ah bir ataş ver cigaramı yakayım” türküsünün aslında yunan örf ve adetlerine uygun olmadağından bahsediyordu. Amacı ateşe karşı insanlıkta bir korku oluşturmaktı. Kendisi de bir taraftan iktidarını kaybetme korkusuyla yaşıyordu. Çünkü bu korku onu tanrı yapan dogmanın kaybedilmesine dayanıyor ve Zeus da onu korumak için en iyi bildiği şeyi yapıyor, insanları korkutuyordu. Yani korkusunu, korkutarak gidermeye çalışıyordu. Ama korkmayan biri vardı…
ateşin prometheus tarafından insanlığa getirilişi
Prometheus Zeus’un nazarında affedilmeyecek biriydi artık.
Prometheus vakti zamanında ,Titanların isyanları sırasında tarafsızlığını korumuş ve başkaldırmamış bir Titan oğlu olarak Zeus'un gözüne girmeyi başarmıştı. Zeus onu Olympos' daki ölümsüzlerin arasına aldı. Oysa o, Zeus ve arkadaşlarına karşı kin besliyordu. Çünkü Zeus bir diktatördü ve Prometheus’ un dedelerini öldürmüştü. Zeus yıllar sonra kendisi için “koynumuzda titan beslemişiz de haberimiz yokmuş. Yediği kaba tüküren bu eşşeğe tüm emeklerim haram olsun” diyecekti. Prometheus dedelerinin öcünü almak için girişimlere başladı ve kendi gözyaşıyla yoğurduğu balçıktan ilk insanı yarattı. Sonra onun acizliğine acıyarak, Hephahistos alevler saçan ocağından sigara içme bahanesiyle bir kıvılcım çaldı ve insanlara armağan etti. Bu sırada Hephaistos’ un “oğlum sigarayı içiyosan ateşi de yanında taşı” uyarısına pek kulak asmadı. Prometheus İnsanlardan da bu ateşi baki kılması için emek sarfetmelerini istedi.


Bunu duyan Zeus’ un etekleri tutuştu. Ne yapacağını bilemez bir şekilde oradan oraya koşutu ve sağa sola yıldırımlar fırlattı. Daha sonra Hera’ nın “napıyorsun bey! yapma, şeytan doldurur” telkiniyle bu çılgınlığa bir son verdi. Zeus, ateşin (bilginin) insanın eline geçmesiyle, kendisinin de tüm hurafeler gibi o ateşin içinde kül olacağını pekala biliyordu. Kızgınlığı bundandı. Fakat iş işten geçmişti artık. Ateş geri alınamazdı, fitil ateşlenmişti bir kere.
Prometheus, Zeus’un nazarında affedilmeyecek biriydi artık. Çünkü Prometheus Zeus’ u bağışlayıcı kılan değeri onun elinden almıştı. Artık Zeus kahvehane köşelerinde dalga geçilen adamdı ve dost sohbetlerinin bir numaralı eğlence konusu olmuştu. Bu Zeus açısından kabul edilebilecek bir şey değildi (Allah adamı gördüğünden geri bırakmasın, nerden nereye). Zeus’ un bu öfkesi Prometheus’ a adamakıllı bir ceza vermeden geçmeyecekti. En sonunda Zeus Tanrıların otoritesine başkaldıran Prometheus’ u, Kafkas Dağı’ nın zirvesinde zincere vurdu ve bir kartalı her gün Prometheus’ un kendini yenileyen akciğerini yemesiyle görevlendirdi. İçindeki öfke biraz olsun dinmişti Zeus’ un. Artık Prometheus denen densiz tanrılara diklenmenin ne demek olduğunu öğrenirdi.
Prometheus her gün akla mantığa sığmayacak acılar çekiyor ancak yine de metanetli tavrını korumayı başarıyordu. Kan kussa da kızılcık şerbeti içtim diyecek kadar onurlu bir kişiliği vardı. Kartal ise afrika kartalıydı mübarek. Sanki hayatında hiç et görmemiş gibi bana mısın demiyor, Prometheus’ un ciğerini her gün lime lime ediyordu. Günler ilerledikçe ikilinin arasında sıcak bir bağ da kurulmadı değil. Ne de olsa o kartal da bir canlı, halden biraz olsun anlıyordu. Prometheus’ un sıkı bir Beşiktaş taraftarı olması ve çarşı da bir kırtasiye dükkanı açması da bu kartal ile kurduğu yakın ilişkiye bağlanır. Kartal da Prometheus’ u sevmişti “ben onun ciğerini bilirim, iyi çocuktur” diyerek ona olan bağlılığını ironik bir üslupla dile getiriyordu.
Belli ki Zeus bu işkencenin diğer insanlar tarafından ibret alınmasını istiyordu. Çünkü tanrılara başkaldırmanın ne demek olduğunu herkes görmeliydi. Zeus üstü kapalı olarak insanlara “bakın bu adam bana isyan etti, gücümü küçümsedi, ben de onu çarptım” diyordu. Evet, ortada çok fena bir çarpım tablosu vardı. Zeus Prometheus’ a o cezayı verirken olan biteni telafi etmek yerine olabilecek olanın önüne geçmek istiyordu. Prometheus’ un bedeni aracılığıyla tüm insanlığa gözdağı veriyordu. Ama işler umduğu gibi gitmeyecekti.
Bu zulme Prometheus’ un delikanlı yoldaşı Herakles “yettim gari” diyerek bir son verdi. Prometheus kendi gibi elini taşın altına koyan bir yiğit sayesinde işkenceden kurtuldu. Gözyaşları içinde Herakles’ sarılarak, “ o kadar işinin arasında bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim dostum” diyerek ona olan minnettarlığını göstermiş oldu. Herakles de göz yaşlarına hakim olamayarak “allah bu Zeus’ un belasını” diyerek söylendi.
Ateş demek, ısı ve ışık bir kenara, uygurlaklık demektir. Fikri anlamda gelişimin, sorgulamanın, öğrenmenin ve esas olarak bilginin sembolüdür. Bilgi, doğada insanı özne yapan en önemli unsurdur. Bilgi sayesinde insanlık, geçmişte doğaya olan bilgisizliğinden dolayı üretmiş olduğu dogmalarla mücadele etme olanağı bulmuştur. Kendi ürettiği zehri yine kendi üretitği panzehirle bertaraf etmiştir. Zeus’ un Prometheus’ a bu denli kızmasının ve ondan bu denli korkmasının nedeni de gücünü elinden alıp insanlığa vermesidir. İnsanoğlu bu güç sayesinde bilincinin ürettiği korkularını yenmiş ve kendine özgürlüğün yolunu açmıştır.


Geçmişten günümüze değişen bir şey yok aslında. Bir tarafta çıkarları için toplumları emir komuta zincirinde kontrol etmeye çalışan kesimler, diğer tarafta onlara karşı çıkan ve özgürlük adına mücadele eden Prometheus’ un torunları, yani modern Prometheuslar…
Prometheus olmak, kurda başkaldıran kuzu, köpekle dövüşen kedi ve kuşa kafa tutan börtü böcek olmaktır. Prometheus olmak soykırımlara uğrayan zenci çocuğun, erkeğin boyunduruğundaki kadının, zenginin zulmü altındaki fakirin umudu olmaktır. Prometheus olmak itirazın ilk şartıdır.

ozanca dergisinin mart sayısında yayımlanmıştır.
Berkant GÜNTEKİN

2 yorum:

  1. İnsanlık tarihinin en önemli konularından birisidir. Ancak bu konuyu biraz dalgaya alıp ve modern dönem kelimeleriyle süslenmesini doğru bulmadım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yazarın kendince bir anlatım tarzı olduğu için bana göre bilinçsizce veya bilinçli hakaret içermeyen her türlü düşünceyi paylaşmayı severim ve bu yüzdendir ki paylaştıklarım kimi okuyucuya doğru gelecektir, kimi okuyucuya yanlış.

      Yorum için çok teşekkürler.
      Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle...

      Sil

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.