Header Ads


DÜNYANIN YEDİ HARİKASI "ZEUS HEYKELİ"


 ANTİK DÖNEMDE DÜNYANIN YEDİ HARİKASINDAN BİRİ OLAN ZEUS HEYKELİ İLE İLGİLİ İLGİNÇ BİLGİLER BULACAĞINIZI DÜŞÜNDÜĞÜM YAZIYI SİZLERLE PAYLAŞIYORUM. YOBAZLIĞIN HER DÖNEM NASIL TEHLİKELİ OLDUĞUNU ANLATMASI AÇISINDAN DA İLGİNÇ BİR HİKAYESİ VAR ZEUS HEYKELİNİN HAZİN SONUNDA...
Antik çağlarda, Yunanlılar en önemli festivallerden birini, Yunan tanrılarının kralı Zeus'a ithaf edilen Olimpiyat Oyunları düzenlerlerdi.
Modem olimpiyatlarda gibi atletler, Asya, Suriye, Mısır ve Sicilya, gibi uzak ülkelerden, bu oyunlarda yarışmak için gelirlerdi. Olimpiyatların başlangıç tarihi MÖ. 776’ya uzanmaktadır. Her dört yılda bir bu oyunlar,   Yunan anakarasının batısında "Peleponnesos " denilen bölgede gerçekleştirilirdi.Olimpiyatların olduğu dönemde tüm seyahat edenlkerin güvenli geçişi için açılan yola Olympia(Olympos) adı verilirdi.

Bu bölgede bir stadyum ve tapınakların bulunduğu kutsal bir koru olan Altis bulunuyordu. Zeus tapınağı ilk yıllarda oldukça basitti, ancak zaman geçip oyunlar önem kazandıkça, tanrıların en değerli kralına layık yeni ve daha büyük bir tapınak yapılması gerektiğine karar verildi. M.O. 470-460 yılları arasında, yeni bir tapınağın inşaatı başladı. Zeus Tapınağı, Elisli Libon tarafından M.Ö. 456 yılında tamamlandı. Bu tapınaktan sonra, aynı dizayn uygulanarak pek çok Yunan tapınağı yapıldı. Atina’daki Parthenon ve Efes’teki Artemis Tapınağı’na benzer bir dizaynı vardı. Tapınak, yükseltilmiş, dikdörtgen bir platforma oturtulmuştu. Yanlarda on üç, her bir uçta ise altı adet olmak üzere büyük sütunlar çatıyı destekliyordu. Binanın altında, sütunların hemen üzerinde, Heracles’in bir yanında altı, diğer yanında altı olmak üzere on iki emekçisini simgeleyen heykeller vardı. Her ne kadar tapınak, tarzı ve işçiliğinin kalitesi ile Dor tarzının en iyi örneklerinden biri olarak görülse de, tanrıların kralına layık olmak için tek başına yeterli olmadığı düşünüldü. Bunu telafi etmek için ise, tapınağın içine, dev bir Zeus heykeli konmasına karar verildi.
Bu önemli görev için seçilen heykeltıraş, Phidias’tı (M.Ö. 480 - M.Ö. 430). Phidıas o sırada Atina’daki Parthenon Tapınağı için yapmakta olduğu 12 metre yüksekliğindeki Athena heykeli ile ün salmıştı. Atina’daki işini bitirdik- ten sonra Phidias, en başarılı eseri olarak ünlenen Zeus heykelini yapmak için Olympia’ya geldi ve tapınağın batısında bir atölye kurdu. Tapınağın içine yerleştirilen heykelin oturtulduğu platform 30 metre genişliğinde ve 1 metre yüksekliğindeydi. 7 metre genişliğe ve 13 metre yüksekliğe sahip olan bu heykel özenle hazırlanmış olan tahtına oturur şekilde inşa ed- ildi Heykelin sağ elinde zafer tanrıçası Nike, sol elindeyse üzerinde çeşitli metallerden kakmalar olan ve üzerinde kartal bulunan bir hükümdar asası bulunmaktaydı. Altın, abanoz, fildişinden yapılmış olan ve değerli taşlardan kakmaların bulunduğu Zeus’un oturduğu taht, heykelin kendisinden daha etkileyiciydi. Tahtın üzerine, Yunan tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvanların oyma figürleri işlenmişti. Kayıtlara göre heykelin derisi fildişinden, sakalı, saçları ve elbisesi altından yapıldı. Zeus Heykeli kayıtlara. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olarak geçti ve heykeltıraşın ölümünden sonraki altı yüz yıl boyunca, tüm dünyadan insanlar, bu heykeli görmek için Olympia’ya akın etti. M. S. 391 yılında Roma imparatoru l.Theodosius'un olimpiyatları putperestlik ile suçlayıp durdurmasıyla Zeus Tapınağı kapatıldı ve heykel Yunanlılar tarafından Bizans'a, o zamanki adıyla Constantinople yani İstanbul'a taşındı. İstanbul’da Laos Sarayı’na kondu.ancak M. S.462’de Laos’ta çıkan bir yangın sonucu yok oldu. Ünlü coğrafyacı Strabon notlarında, Zeus Heykeli için “Sanki ayağa kalksa, tapınağın çatısından çıkacakmış gibi görünüyor,” demişti. Heykelin günümüze ulaşan detaylı tarifi ise. M.S. 2. yüzyılda, Yunanlı coğrafyacı ve gezgin Pausanias’ın notlarında yer almaktadır. Olympia alanındaki ilk arkeolojik çalışma, 1829 yılında bir grup Fransız bilim adamı tarafından gerçekleştirildi. Tapınağın dış hatlarını tespit ettiler ve Heracles’in işlerini gösteren figürlerin parçalarını buldular. Bu parçalar Paris'e gönderildi ve günümüzde hala Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir.  Sonraki arkeoloji ekibi, 1875 yılında Almanya’dan geldi. Beş yaz mevsimi boyunca, alandaki pek çok binanın haritasını çıkarmayı başardılar. Tapınaktaki heykellere ait parçaların büyük bölümünü ortaya çıkardılar ve zeminde, heykelin yağının konulduğu havuzun kalıntılarına ulaştılar. 1950 lerde, bir başka arkeoloji ekibi, eski bir Hıristiyan Kilisesi’nin altında, Phidias’ın atölyesine rastladı. Arkeologlar heykeltıraşın aletlerini, kaplarını ve hatta heykelde kullanılan fildişlerinden parçalar buldular. Günümüzde stadyum restore edildi. Birkaç kolonu dışında tapınak yıkıldı. Heykel ise, belki de Olympia daki en harika eser olmasına rağmen, tamamen yok oldu.
Kaynak:  Antik Dünyanın Yedi Harikası - Peter A. Clayton & Martin, Homer Kitabevi, 1999. 
Seven Wonders of the Ancient World - Michael Woods, Mary B. Woods, Twenty- First Century Books, 2008.

Düşünmek Ve Paylaşmak Dileğiyle...


Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.