BEYNİMİZ BİZİMLE DALGA GEÇİYOR: Beyin dalgaları nasıl yönetilir.
İnsan Beyin dalgaları üzerine yapılan araştırmalar şuan için ölçme boyutlarında olsa da bu ölçümlerden çıkan sonuçlarla çevre algımız ve inançlarımızın şekillendiğini bulmuş.
Bu ölçümler sonucunda insanların, birbirlerini nasıl etkilediğinden tutunda yaratıcılığın nasıl oluştuğuna, korkuların nasıl tetiklendiğine kadar çoğu sorunun cevabı olmaya başlamış.
Beyin Frekansları |
Bundan sonraki adım ise bilgi aktarımı için gereken frekans kodları.
Hepimizin başına gelen birçok anlamlandıramadığımız olaylar vardır. Birçoğu psikolojik rahatsızlık olarak ele alınmıştır. Şizofreni, paranoya, obsesif komplesif bipolar bozukluk gibi popüler zihinsel hastalıklar insan beyninin tam çözülmediğinden kaynaklı şuan ki araştırmalar ve teknolojiler ile kullanılan isimlendirmeler olmuştur.
1875 yılından bu yana bilinen beyin titreşimleri veya dalgaları, gelişen teknoloji ile görsel ve işitsel olarak ölçülebilmektedir. Bu ölçümler sonucunda beyin dalgalarına, Alfa, Beta, Delta ve Teta dalgaları isimleri verilmiş. Müslümanlık bilimi bırakmasaydı Elif, be, dal,te olacaktı fakat biz son 400 yıldır orucu, abdesti, namazı ne bozarın cevabını bulamadığımız için son 400 yıldır bu tür bilimsel araştırmalardan çıkan sonuçlara ya Yunanca ya Latince son dönemde de teknoloji ilerledikçe İngilizce isimler konulması gayet normaldir.
Beyin dalgaları |
Bu arada Yunanca veya Latince isimlerin konulmasının sebebi bu ülkelerin kuvvetli olmasından değil bir dönem hıristiyan bilim adamlarının Ortodoks veya Katolik olmasından kaynaklıydı. Ortodoks olanlar alfaları betaları katolik olanlar kardiyoları, videoları, kullanıyordu ikisini de bilenler ayırt etmeyenler ikisini de kullanıyordu. Şimdi ise ortak dil İngilizce oldu.
Konumuz ile alakalı kısmı ise beyin dalgaları toplumları etkileyen davranışlara sebebiyet vermesi örnek vermek gerekirse bir toplum nasıl geri gider hangi beyin dalgası davranışlarını yüklerseniz o toplum gerilemeye başlar.
Bilim adamları yaptıkları araştırmalar sonrasında Beta dalgalarının en önemli özelliği heyecan, korku, karamsarlık, gibi duyguları oluşturacak dış faktörler tarafından fazlaca uyarıldığımız zaman ortaya çıkan dalgalar olduğunu ortaya çıkarmış.
Bu dalgalar ortaya çıktıkça insanlar kendini korumaya yönelik savunma mekanizmalarını harekete geçiriyorlar. Özellikle inançlar ve sevdikleri üzerinden yapılan sarsıcı konuşmalar beyin dalgalarının beta boyutuna geçmesine neden oluyor. Gıybet, dedikodu,hurafe, yalan söylemek veya bütün asılsız olan bilgileri, eksik bilgiden kaynaklı anlayamayan insanlara yapılan yanlış yönlendirmelerin fazla olması bu tetiklemeyi gerçekleştiriyor. Yukarıda ki yazıya dönecek olursak Bilimin ve felsefenin geliştiği yunan ve roma dönemi Hıristiyanlığın yayılması ile bin yıldan fazla süre bu beta dalgaları yüzünden en karanlık zamanlarını yaşadılar.
Bilim adamları yaptıkları araştırmalar sonrasında Beta dalgalarının en önemli özelliği heyecan, korku, karamsarlık, gibi duyguları oluşturacak dış faktörler tarafından fazlaca uyarıldığımız zaman ortaya çıkan dalgalar olduğunu ortaya çıkarmış.
Bu dalgalar ortaya çıktıkça insanlar kendini korumaya yönelik savunma mekanizmalarını harekete geçiriyorlar. Özellikle inançlar ve sevdikleri üzerinden yapılan sarsıcı konuşmalar beyin dalgalarının beta boyutuna geçmesine neden oluyor. Gıybet, dedikodu,hurafe, yalan söylemek veya bütün asılsız olan bilgileri, eksik bilgiden kaynaklı anlayamayan insanlara yapılan yanlış yönlendirmelerin fazla olması bu tetiklemeyi gerçekleştiriyor. Yukarıda ki yazıya dönecek olursak Bilimin ve felsefenin geliştiği yunan ve roma dönemi Hıristiyanlığın yayılması ile bin yıldan fazla süre bu beta dalgaları yüzünden en karanlık zamanlarını yaşadılar.
Sonrasında ise Rönesans, reform hareketleri ve arkasından zenginlik getiren coğrafi keşifler ile birlikte toplumda tekrar bilinçlenme, rahatlama, huzur ortamı oluşmaya başladığında Alfa dalgaları ortaya çıkmaya başlıyor. Toplum bu sefer korkularını nasıl yenebileceğini tecrübeleri ile birlikte doğru bilgiyle öğreniyor. Eksik bilgilerini nasıl tamamlayacağını deneyler ve gözlemlerle tamamlayacağını ve asılsız onu korkutan bilgilerin ise mantıklı ve yararlı bir açıklama ile çürütebileceğini öğrenmeye başlıyor. bu sayede başarıları daha fazla olmaya başlar. MUTLULUK TESTİ:Beyniniz hangi Dalgada çalışıyor? yazımızda ilginizi çekebilir
İşte toplumlar bu iki beyin dalgalanması arasında gidip gelirken Teta ve Delta dalgarı ise çevresel faktörlerden ve kaygılardan kurtulduğumuz zaman ortaya çıkan ve bu dalgaların oluştuğu toplumlar artık yaratıcılık ve sonrasında huzur dolu zamanları yaşayanlar topluluğu olarak karşımıza çıkıyorlar.(ya da çıkacaklar henüz bu noktaya gelebilmiş toplumlar üzgünüz ki yok)
Peki birey için bu dalgaların etkisi nedir?
Çevresinde asılsız ve eksik bilgi ile yapılan konuşmalara ve davranışlara sahip insanlar ile birlikte vakit geçiren bireyler şartlarında bir değişiklik olmuyor ise sürekli Beta dalgaları ile uğraşmak zorunda kalıyor ve belli bir süreden sonra korkuları, kaygıları ve heycanlarıyla karmaşık bir ilişki yaşamak zorunda kalıyor. Toplumun geneli bu durumda olduğunda birey için sıkıntılı bir durum oluşturmuyor aksine uyumlu bir şekilde yaşantısına devam ediyor.
Bilinçli, asılsız bilgileri mantıklı ve yararlı bilgiler eşliğinde dayatmacı olmadan deneme yanılma yolları ile çözen kişilerden oluşan bir çevresi olan insan ise öğrenmeye meraklı, korkularının üzerine gidebilen ve bu sayede kendini geliştirebilecek bir yapıya sahip olarak kolay kolay etkilenmeyen, kavgayı, gürültüyü sevmeyen ve en önemlisi korkuları en aza inmiş birey olarak yaşamına devam edecektir. Alfa dalgalarına sahip insanların arasında teta ve delta boyutuna geçmesi kolay olacaktır. Beta dalgaları bol olan bir toplumda ise aykırı bir tip olarak dolanıp duracaktır.
Theta Beyin Dalgası |
Teta ve Delta dalga boyları ise bilincin çevresel olumsuz bütün koşullardan sıyrıldığı anda çıkan dalga boyutları. Şuan için ayık halde dolaşan insanların çok azında olan bu dalga boyutları genelde çok rahatlama sonrasında ya da derin uyku anında ortaya çıkıyor. Bilinci olumsuz faktörlerden kurtardığınız anda bu dalgalar sizi yaratıcılığın durağında indiriyorlar. Bu yüzdendir ki keyif verici maddeler dahi dediğimiz birçok kişinin kurtarıcısı olmuştur. Kullanmayanlar ise beta, alfa dalgalarını kontrol edebilen ve sonrasında Teta dinginlik dalgasına oradan da Delta yaratıcılık dalgasına geçebilen nadir insanlardır.
BETA DALGALARI: Beta, fazlasıyla meşgul olduğumuz hallerde devreye girer. Hızlı, seri ve inişli çıkışlı dalgalardır. Heyecanımız arttığında veya dış faktörlerce fazlaca uyarıldığımızda beta dalgaları yayınlamaya başlarız. Konuşan biri, ders veren bir öğretmen beta dalgaları yayar. Konuşma sırasında tartışma çıkarsa, ortalık gerginleşirse beta dalgalarının frekansı artar.
ALFA DALGALARI: Alfa dalgaları ise; rahatlayınca, heyecan yatıştığında devreye girer. Alfa dalgalarının beta dalgalarına kıyasla genliği daha yüksek, frekansı daha düşük. Beta dalgaları saniyede 15 ila 40 Hz yaparken, alfa dalgaları saniyede 9 ila 14 Hz arasında devir yapıyor. Elinizdeki iş bitince, bir toplantıdan dışarıya çıkıp hava aldığınızda alfa dalgaları gene faaliyete geçiyor.
TETA DALGALARI: Teta, zihnimizin bilinçsiz olduğu hallerde ortaya çıkmakta. Frekansı çok düşüktür, saniyede 5 ila 8 Hz arası . Teta dalgaları bastırılmış duygular ortaya çıktığında aktifleşiyor. Yaratıcılık için ihtiyaç duyulan beyinsel bağlantılar da teta dalgaları sayesinde kuruluyor. Uzun bir yolda ilerlerken, yürüyüşe çıkıp bedeninizi dinlendirmek istediğinizde, gene ilginç ve yaratıcı fikirlerin dalgası teta işbaşındadır.
DELTA DALGALARI: Delta, frekansı en düşük olan dalgadır tespit edilenler arasında. Saniyede 1.5 ila 4 Hz arasında gidip gelir. Son derece de düzensiz yayılır. Bilinçsiz zihnin en derinlerinde, uykunun en derin saatlerinde bu dalgaları yayar beynimiz. Yatakta kitap okurken de yayılan dalgalar gene betaya dönüverir. Uykumuz gelince önce düşük frekanslı beta, kitabı okumayı bırakıp yanı başınıza koyunca alfa, uykuya geçmeye başlayınca teta, uyku derinleşince de delta devreye giriyor. http://www.manyetikdunyamiz.com/beyin_frekanslari.htm
Gerçekten ilginç bir konu. Ayrıca Latince kullanılmasının sebebi ölü dil olmasından gelir.
YanıtlaSilTeşekkürler bilgilendirme için ama ölü dilden gelmesi konusuna katılamayacağız. Bu terimlerin kullanılmasının en büyük sebebi katolik kilesinin elinde olan eğitim ve öğretim sisteminden kaynaklı birçok bilim adamınında latinceyi özellikle kilise latincesini bilmek zorunda olmalarından ve kaynakların çoğununda latince ve yunancadan gelmesinden kaynaklıdır. Antik yunanca ve kilise latincesi bizim dönemimizde ölü dil ama avrupa da 1900'lü yıllara kadar bilim çevresinde kullanılan bir dildir.
Sil