MENOPOZ REHBERİ,"İŞTE BEN DE YAŞLANDIM ARTIK"
MENOPOZ, KADIN HAYATINDA BİR GEÇİŞ DÖNEMİ. ORTALAMA İNSAN ÖMRÜNÜN 80 YILIN ÜZERİNE ÇIKABİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜRSEK, MENOPOZ SONRASI DÖNEM HAYATIN ÖNEMLİ BİR KISMINI KAPSIYOR.
Menopoz evreleri |
BU DÖNEMİ NASIL YAŞAMAK İSTİYORUZ? "ARTIK YAŞLANDIM" DİYEN SIKINTILI BİR SEYİRCİ OLARAK MI, YOKSA BU "İKİNCİ BAHAR "DAN KEYİF ALARAK MI
Menopoza giren kadınların aklına gelen ilk cümle budur, peki doğru mudur?
Menopoz dönemi kadın hayatının önemli ve doğal evrelerinden biri... Ergenlikte regl görmeye başlamak ne kadar doğalsa, bu sürecin sone ermesi de öyle. Oysa toplumumuzda genel olarak 'menopoz' dönemi yaşlılık döneminin başlangıcı olarak görülüyor. Kuşkusuz menopoz, kadın hayatında bir geçiş dönemi anlamına geliyor ama ortalama insan ömrünün uzadığı ve 80 yılın üzerine çıkabildiğini düşünürsek, menopoz sonrası dönemin hayatın önemli bir kısmını kapsadığını kolayca fark edebiliriz.
Bu dönemi nasıl yaşamak istiyoruz? "Artık yaşlandım" diyen sıkıntılı bir seyirci olarak mı, yoksa bu 'ikinci bahar'dan keyif alarak mı?
MENOPOZUN ADI YENİ KONDU
Menopoz tıpta yeni yeni tanınıyor, çünkü 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar kadın yaşamı menopoz dönemine ulaşamıyordu. Yani menopoz hakkındaki bilgilerimiz yaklaşık 150 yıllık bir inceleme ve deney birikimine dayanıyor. Menopoz Latincede 'meno' ve 'patise' kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş ve 'âdet kanamalarının durması' anlamına geliyor. Üreme çağında yaklaşık 400 civarında yumurta üreten kadınların yumurta hücreleri tükendiğinde, yumurtlama duruyor ve bu işlevi sağlayan östrojen ile progesteron hormonları da salgılanmamaya başlıyor. Dolayısıyla döllenmeyen yumurtanın dışarı atılması anlamına gelen âdet kanamaları da kesiliyor. Tıbbın bu nispeten yeni uzmanlık alanında elde edilen bilgilere göre, kadınların menopoza girme yaşı ortalama olarak 49, bu sayının 5 eksiği ya da fazlası da ortalama standarda uygun kabul ediliyor. Menopoza girme yaşını, esas olarak kalıtsal faktörler belirliyor, yani annemizin ve anneannemizin menopoza girme yaşı, aşağı yukarı bizim de aynı yaşlarda bu evreyi yaşayacağımızı gösteriyor. Ancak kalıtsal faktörün yanı sıra, menopoz yaşını etkileyen bazı unsurlar da saptanmış. Hiç doğum yapmamış olmak, vejetaryen tarzda beslenmek, düşük kilolu olmak, yüksek rakım-yerlerde yaşamak, jinekolojik bir ameliyat geçirmek daha erken menopoza girmeyi etkileyen faktörler arasında sayılıyor. 'Erken menopoz' saptaması yapabilmek içinse 40 yaş sınır olarak kabul ediliyor ve bu yaştan önce menopoza giren kadınların, nedenleri ortaya çıkarmak için mutlaka bir uzmana başvurmaları gerekiyor.
MENOPOZ GEÇİCİ BİR EVRE
Menopoz döneminde vücudumuz farklı bir evreye girmek için hazırlık yapar. Hormonların salgılama düzeyleri değişir, metabolizma yavaşlar. Bunlar şüphesiz birtakım sıkıntılar hissetmemize neden olabilir. Ama menopoz, kesinlikle bu sıkıntıların kronik hale gelmesi ya da yaşlanma anlamına gelmez. Menopozla birlikte yavaşlayan metabolizma, kilo kontrolünü güçleştirir. Ayrıca bu çağdaki kadınlar, genellikle emekliliğe yaklaşmış, çocuklarını büyütmüş, hayatını belli bir rutine sokmuş ve dolayısıyla aktiviteleri azalmıştır. Böylece menopoz döneminde kadın, daha kolay kilo alan biri haline gelir. Kadınlar şişmanlığı menopozun kaçınılmaz sonucu olarak görürler. Oysa metabolizmayı hızlandırmak, zor edinilen ama uygulaması gayet kolay olan bir kuralla mümkündür: Daha çok hareket, daha az kalori. Eğer her zaman yediğinizden daha az ve sağlıklı yer, daha fazla egzersiz yaparsanız bu sorunu yaşamak zorunda kalmazsınız. Şişmanlık, beraberinde başka sağlık sorunlarını da getirdiği için menopoz döneminin başında bu konuda önlem almak, çok önemli bir adımdır.
Menopoz döneminde östrojen hormonu azalır ve bu hormona bağlı dokularda bir gerileme eğilimi ortaya çıkar. Özellikle cilt, kemikler ve kanın yapısı östrojen azalmasından etkilenir. Deride incelme ve esneklik kaybı kırışıklarda artışa yol açar-, saç dökülmesi görülebilir, kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz riski artar. Şişmanlığı önlemek için önerilen egzersiz, osteoporozun da neredeyse tek çaresidir. Alınan kalsiyum ilaçları, ancak egzersizle vücut tarafından özümlenir, aksi halde böbreklerde birikir ve hiçbir işe yaramadığı gibi sorunlara yol açar.
Hormonlardaki bu değişikliklerin ruhsal sıkıntılara da neden olduğu, hâlâ üzerinde tartışılan bir konu. Çünkü menopoz dönemi, kadının hayatında belli bir evreye denk gelir-, çocuklar evden ayrılır, kendisi ve eşi emekli olmuştur, yaş almaya bağlı belli hastalıklar belirti vermeye başlar. İyice yaşlanan aile büyüklerinin bakımıyla uğraşmak gerekir. Bu nedenle kadın, aslında sosyal etkilerle birlikte farklı bir döneme adım atarken, bu sıkıntılarda hormonların payını tam olarak kestirmek zor. Sıcak basması menopozun ana belirtilerinden biri. Genellikle ani terlemeyle birlikte görülür. Östrojendeki düşüş, sıcak basmasına neden olduğu için, hormon tedavileri bu türden şikâyetleri azaltır. Cinsel yaşamın menopozla birlikte bittiğini düşünmek, ülkemizde çok sık rastlanan bir yanlış. Bu yüzden belli sıkıntıları olan bu evreye hastalık ya da 'hayatın sonu' gözüyle bakmamak, menopozun geçici bir dönem olduğunu hep akılda tutmak sıkıntıları azaltan başlıca etken gibi görünüyor.
HORMON ALMALI MI?
Kadınlarda kalp ve damar hastalıkları menopoz öncesi dönemde oldukça ender görülür, menopozla birlikte bir risk olarak ortaya çıkar. Bu saptamadan yola çıkarak kalp ve damar hastalıkları ile kemik erimesini önlemek amacıyla östrojen tedavisi 1990'larda yaygın olarak kullanıldı. 2000'li yıllara gelindiğinde yapılan bazı araştırmalar ise, bu tedavinin kadınları söz konusu hastalıklardan korumadığını ortaya çıkardı. Bu nedenle artık menopoz dönemindeki kadınlara östrojen tedavisi önerilmiyor, ancak sıcak basması yüksek düzeyde olan ve osteoporoz riski fazla olan kadınlara bu tedavi uygulanabiliyor.
Menopoz dönemi kadın hayatının önemli ve doğal evrelerinden biri... Ergenlikte regl görmeye başlamak ne kadar doğalsa, bu sürecin sone ermesi de öyle. Oysa toplumumuzda genel olarak 'menopoz' dönemi yaşlılık döneminin başlangıcı olarak görülüyor. Kuşkusuz menopoz, kadın hayatında bir geçiş dönemi anlamına geliyor ama ortalama insan ömrünün uzadığı ve 80 yılın üzerine çıkabildiğini düşünürsek, menopoz sonrası dönemin hayatın önemli bir kısmını kapsadığını kolayca fark edebiliriz.
Bu dönemi nasıl yaşamak istiyoruz? "Artık yaşlandım" diyen sıkıntılı bir seyirci olarak mı, yoksa bu 'ikinci bahar'dan keyif alarak mı?
Menopoz geldi hoş geldi. |
MENOPOZUN ADI YENİ KONDU
Menopoz tıpta yeni yeni tanınıyor, çünkü 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar kadın yaşamı menopoz dönemine ulaşamıyordu. Yani menopoz hakkındaki bilgilerimiz yaklaşık 150 yıllık bir inceleme ve deney birikimine dayanıyor. Menopoz Latincede 'meno' ve 'patise' kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş ve 'âdet kanamalarının durması' anlamına geliyor. Üreme çağında yaklaşık 400 civarında yumurta üreten kadınların yumurta hücreleri tükendiğinde, yumurtlama duruyor ve bu işlevi sağlayan östrojen ile progesteron hormonları da salgılanmamaya başlıyor. Dolayısıyla döllenmeyen yumurtanın dışarı atılması anlamına gelen âdet kanamaları da kesiliyor. Tıbbın bu nispeten yeni uzmanlık alanında elde edilen bilgilere göre, kadınların menopoza girme yaşı ortalama olarak 49, bu sayının 5 eksiği ya da fazlası da ortalama standarda uygun kabul ediliyor. Menopoza girme yaşını, esas olarak kalıtsal faktörler belirliyor, yani annemizin ve anneannemizin menopoza girme yaşı, aşağı yukarı bizim de aynı yaşlarda bu evreyi yaşayacağımızı gösteriyor. Ancak kalıtsal faktörün yanı sıra, menopoz yaşını etkileyen bazı unsurlar da saptanmış. Hiç doğum yapmamış olmak, vejetaryen tarzda beslenmek, düşük kilolu olmak, yüksek rakım-yerlerde yaşamak, jinekolojik bir ameliyat geçirmek daha erken menopoza girmeyi etkileyen faktörler arasında sayılıyor. 'Erken menopoz' saptaması yapabilmek içinse 40 yaş sınır olarak kabul ediliyor ve bu yaştan önce menopoza giren kadınların, nedenleri ortaya çıkarmak için mutlaka bir uzmana başvurmaları gerekiyor.
MENOPOZ GEÇİCİ BİR EVRE
Menopoz döneminde vücudumuz farklı bir evreye girmek için hazırlık yapar. Hormonların salgılama düzeyleri değişir, metabolizma yavaşlar. Bunlar şüphesiz birtakım sıkıntılar hissetmemize neden olabilir. Ama menopoz, kesinlikle bu sıkıntıların kronik hale gelmesi ya da yaşlanma anlamına gelmez. Menopozla birlikte yavaşlayan metabolizma, kilo kontrolünü güçleştirir. Ayrıca bu çağdaki kadınlar, genellikle emekliliğe yaklaşmış, çocuklarını büyütmüş, hayatını belli bir rutine sokmuş ve dolayısıyla aktiviteleri azalmıştır. Böylece menopoz döneminde kadın, daha kolay kilo alan biri haline gelir. Kadınlar şişmanlığı menopozun kaçınılmaz sonucu olarak görürler. Oysa metabolizmayı hızlandırmak, zor edinilen ama uygulaması gayet kolay olan bir kuralla mümkündür: Daha çok hareket, daha az kalori. Eğer her zaman yediğinizden daha az ve sağlıklı yer, daha fazla egzersiz yaparsanız bu sorunu yaşamak zorunda kalmazsınız. Şişmanlık, beraberinde başka sağlık sorunlarını da getirdiği için menopoz döneminin başında bu konuda önlem almak, çok önemli bir adımdır.
Menopoz döneminde östrojen hormonu azalır ve bu hormona bağlı dokularda bir gerileme eğilimi ortaya çıkar. Özellikle cilt, kemikler ve kanın yapısı östrojen azalmasından etkilenir. Deride incelme ve esneklik kaybı kırışıklarda artışa yol açar-, saç dökülmesi görülebilir, kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz riski artar. Şişmanlığı önlemek için önerilen egzersiz, osteoporozun da neredeyse tek çaresidir. Alınan kalsiyum ilaçları, ancak egzersizle vücut tarafından özümlenir, aksi halde böbreklerde birikir ve hiçbir işe yaramadığı gibi sorunlara yol açar.
Hormonlardaki bu değişikliklerin ruhsal sıkıntılara da neden olduğu, hâlâ üzerinde tartışılan bir konu. Çünkü menopoz dönemi, kadının hayatında belli bir evreye denk gelir-, çocuklar evden ayrılır, kendisi ve eşi emekli olmuştur, yaş almaya bağlı belli hastalıklar belirti vermeye başlar. İyice yaşlanan aile büyüklerinin bakımıyla uğraşmak gerekir. Bu nedenle kadın, aslında sosyal etkilerle birlikte farklı bir döneme adım atarken, bu sıkıntılarda hormonların payını tam olarak kestirmek zor. Sıcak basması menopozun ana belirtilerinden biri. Genellikle ani terlemeyle birlikte görülür. Östrojendeki düşüş, sıcak basmasına neden olduğu için, hormon tedavileri bu türden şikâyetleri azaltır. Cinsel yaşamın menopozla birlikte bittiğini düşünmek, ülkemizde çok sık rastlanan bir yanlış. Bu yüzden belli sıkıntıları olan bu evreye hastalık ya da 'hayatın sonu' gözüyle bakmamak, menopozun geçici bir dönem olduğunu hep akılda tutmak sıkıntıları azaltan başlıca etken gibi görünüyor.
HORMON ALMALI MI?
Kadınlarda kalp ve damar hastalıkları menopoz öncesi dönemde oldukça ender görülür, menopozla birlikte bir risk olarak ortaya çıkar. Bu saptamadan yola çıkarak kalp ve damar hastalıkları ile kemik erimesini önlemek amacıyla östrojen tedavisi 1990'larda yaygın olarak kullanıldı. 2000'li yıllara gelindiğinde yapılan bazı araştırmalar ise, bu tedavinin kadınları söz konusu hastalıklardan korumadığını ortaya çıkardı. Bu nedenle artık menopoz dönemindeki kadınlara östrojen tedavisi önerilmiyor, ancak sıcak basması yüksek düzeyde olan ve osteoporoz riski fazla olan kadınlara bu tedavi uygulanabiliyor.
MENOPOZDAN SONRA MUTLAKA YAPTIRIN
Menopoza giren kadınların mutlaka düzenli olarak yaptırması gereken bazı testler var.
Smear testi, ultrasonla rahim iç duvarının ve yumurtalıkların değerlendirilmesi jenital bölgeyi izlemek üzere yapılıyor. Tam kan sayımı ve kolesterol ölçümü kandaki değişimleri ve kalp-damar hastalıklarının habercisi olan kolesterolü ölçüyor. Mamografi hormonlardaki azalma nedeniyle memelerde oluşan değişiklikleri izliyor ve kemik yoğunluğu ölçümü ise osteoporoz riskini saptamakta kullanılıyor. Bu testler lâ vücudumuzdaki değişimlerden erken haberdar olmamızı ve dolayısıyla herhangi bir sorunla karşılaşmadan önlem almamızı sağlıyor. Bu yüzden çok önemli.
Menopoza giren kadınların mutlaka düzenli olarak yaptırması gereken bazı testler var.
Smear testi, ultrasonla rahim iç duvarının ve yumurtalıkların değerlendirilmesi jenital bölgeyi izlemek üzere yapılıyor. Tam kan sayımı ve kolesterol ölçümü kandaki değişimleri ve kalp-damar hastalıklarının habercisi olan kolesterolü ölçüyor. Mamografi hormonlardaki azalma nedeniyle memelerde oluşan değişiklikleri izliyor ve kemik yoğunluğu ölçümü ise osteoporoz riskini saptamakta kullanılıyor. Bu testler lâ vücudumuzdaki değişimlerden erken haberdar olmamızı ve dolayısıyla herhangi bir sorunla karşılaşmadan önlem almamızı sağlıyor. Bu yüzden çok önemli.
İKİNCİ BAHAR' OLABİLİR
Menopoza giren kadın sahip olduğu doğurganlık işlevini yitirdiği için üzüntüye kapılabilir veya yaşlanma başlangıcı olarak yorumladığı menopozu çöküntü duygusuyla karşılayabilir. Bu da toplumsal olarak kadına verilen rolle yakından ilgilidir. Tüm rollerinden önce 'anne' olarak konumlandırılan kadının, kendisini bu rolden bağımsız bir 'birey olarak görmeye kolay alışamaması doğal. Bütün bir yaşamı, dışarıda çalışsa da çalışmasa da annelik yaparak geçmiş, kendisini ilgi alanları, yapmak istediği şeyler anlamında tanımlamaya gerek duymamıştır, çünkü zaten buna yeterince zamanı yoktur. Menopozu bu anlamda, kendimizi yeniden tanımlamak için bir olanak olarak görebiliriz. Toplumun bize verdiği doğurganlık ve annelik işlevini yerine getirip tamamlamış bir birey olarak, bu dönemi kendi gereksinmelerimizi tespit ederek ve hayatımızı seçtiğimiz gibi yaşayarak değerlendirebiliriz. Bu, 'ikinci bahar dır. Hem de ilk 'batıar'daki gibi aklı bir karış havada değil, bilerek ve isteyerek yaşanabilecek bir bahar...
Sitemizde yazan yazılar tedavi amaçlı değildir sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlınızla ilgili kararlar alırken lütfen konunun uzmanları ile görüşünüz.
Menopoza giren kadın sahip olduğu doğurganlık işlevini yitirdiği için üzüntüye kapılabilir veya yaşlanma başlangıcı olarak yorumladığı menopozu çöküntü duygusuyla karşılayabilir. Bu da toplumsal olarak kadına verilen rolle yakından ilgilidir. Tüm rollerinden önce 'anne' olarak konumlandırılan kadının, kendisini bu rolden bağımsız bir 'birey olarak görmeye kolay alışamaması doğal. Bütün bir yaşamı, dışarıda çalışsa da çalışmasa da annelik yaparak geçmiş, kendisini ilgi alanları, yapmak istediği şeyler anlamında tanımlamaya gerek duymamıştır, çünkü zaten buna yeterince zamanı yoktur. Menopozu bu anlamda, kendimizi yeniden tanımlamak için bir olanak olarak görebiliriz. Toplumun bize verdiği doğurganlık ve annelik işlevini yerine getirip tamamlamış bir birey olarak, bu dönemi kendi gereksinmelerimizi tespit ederek ve hayatımızı seçtiğimiz gibi yaşayarak değerlendirebiliriz. Bu, 'ikinci bahar dır. Hem de ilk 'batıar'daki gibi aklı bir karış havada değil, bilerek ve isteyerek yaşanabilecek bir bahar...
Sitemizde yazan yazılar tedavi amaçlı değildir sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sağlınızla ilgili kararlar alırken lütfen konunun uzmanları ile görüşünüz.
Yorum Bırakmak İster misiniz?