Header Ads


FAK-FUK-FON KİME FAK? KİME FUK?



Birçok kişinin karşı çıkacağı, bir o kadar da saçma bulacağı bir düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum. 



Aslında bu düşüncemi daha önce devletimiz bir şekilde yapmaya devam ediyor,fakat daha sonraları eline yüzüne bulaştırmış ve maalesef böyle güzel bir uygulamayı beceriksiz ve aynı zamanda yağmacı kendini bilmez bürokratlar yüzünden, alay konusu haline gelmesine sebep olmuştur. Şuan ki durum daha kötü bu konu ile ilgili yazım olan VATANDAŞIN BİR CEBİNDEN ÇIKIP ÖBÜR CEBİNE GİRENE SOSYAL YARDIM DİYE GİRİYOR. yazım ilginizi çekebilir.

Fak-Fuk-Fon da dedikleri Başbakanlığa bağlı olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (kısaca SYDTF diye bildiğimiz) fondur.



Fak-Fuk-Fon: 1986 yılında,3296 sayılı kanunla yoksul vatandaşlara yardım etmek, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı güçlendirmek üzere, Başbakanlığa bağlı olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (SYDTF)kurulmuştur. 2003 yılında sayıları 1951’e ulaşan ilçe vakıfları aracılığıyla yardımlar verilmektedir. Ancak, fon kaynaklarının yoksullukla mücadelede çok da başarılı bir biçimde kullanıldığı söylenemez. SYDTF’nun gelirleri yoksullukla mücadeleden çok, siyasal iktidarlar tarafından iç borç ödemeleri, ve bütçe açıklarının kapatılmasın da kullanılmıştır (Sallan Gül, 2002). Hatta 1991 yılında yapılan düzenlemelerle siyasal otoriteye daha da rahat harcama yapabilmesi için fon kurulu oluşturulmuş ve bir de genel sekreterlik makamı yaratılarak, genel sekretere fon gelirlerinin kullanımında ayrıcalıklar sağlanmıştır. Fonun siyasallaştırma çabalarına karşın, fon gelirlerinin bir kısmı da, yıllara göre farklılaşmakla birlikte en çok yüzde 42 ve en az da yüzde 10’u arasında değişen oranlarda gerçek amacı olan yoksullukla mücadele için kullanılabilmiştir (Sallan Gül, 2002: 118). Bu çalışmada SYDTF’nun yardımlarından en önemlilerinden biri olan sağlık yardımları üzerinde detaylı olarak durulmaktadır.


 Yoksulluk yardımlarında gıda yardımları bütün yıllarda ilk sırayı alırken, ikinci talep alanı, yoksulların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli sağlık hizmetlerinin karşılanması olmaktadır.
Bu konudaki en önemli adım 1991 yılında "Yeşil Kart" olmuştur. Özünde Türkiye'de sağlık sigorta sistemi, çalışanlara yönelik olarak geliştirildiğinden dolayı, çalışmayan ya da çalışamayacak konumda olup, bir sosyal güvencesi olmayan vatandaşların sağlıklı bir yaşam ihtiyaçlarını ya kendi olanaklarıyla ya yakınlarının yardımlarıyla ya da geleneksel yardımlaşma ilişkileri ve dayanışma ağları çerçevesinde karşıladığı varsayılmıştır. Sağlık yardımları fon kapsamına 1 Eylül 1991 tarihinde dahil edilmiş, 3816 sayılı yasayla hastane ücretlerini ödeme gücü olmayan yoksulların tüm tetkik ve tedavileri, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde veya bu hastanelerin sevk etmesi durumunda üniversite hastanelerinde ücretsiz olarak yapılması kararlaştırılmıştır (BYDKR, SYDTF)alıntı: http://yahyakemalbeyatlibilgievi.blogcu.com/fak-fuk-fon-nedir/5341583

Güzel bir uygulama nasıl batırılır? Fak Fuk Fon
Kısaca bu fon ile aslında klasik yanlış olan balık tutmayı öğretmek yerine yine balık verme mantığı ön planda işte bu yüzden 1986 yılından bu yana milyarlarca liraya denk gelen meblalar, malesef, yakacak, giyecek, yiyecek,sağlık yardımlarına harcanmış, sürekli barınma veya iş yaratma adı altında çok az bir uygulama yapılmıştır. Özellikle kontrolsüz, sağlık harcamaları ve popilist yaklaşım olan seçim vaatlerinin de etkisi ile bu kaynak tamamen yanlış bir şekilde tüketilmektedir. Klasik yanlışımız olan üretim yerine tüketim araçlarına yatırılan bu fondan çıkan kaynaklar maalesef ki yoksulun da ağzına bir parmak bal çalmaktan öteye gidememiştir.

Bu yıl ayrıca 1.7 milyon aileye 1.2 milyon tonluk kömür yardımı yapıldı. Gıda, giyim, aşevi ve diğer yardımlar için 7 ayda 42.3 milyon YTL harcandı. Son 2.5 yıllık dönemde bu işler için vakıflara ayrılan toplam para miktarı 151 milyon YTL'yi geçti. Özellikle dini bayramlar öncesinde vakıflara gönderilen bu para, doğal afet, terör, yangın gibi nedenlerle mağdur olan vatandaşların günlük acil ihtiyaçlarının karşılanmasında da kullanıldı. (Tercüman)


İşte bu özetlemiş bilgilerden sonra bu fonu destekleyip, çok daha kuvvetli hala getirmenin basit bir yolu olduğunu belirtmek isterim. Türkiye'de kayıtlı çalışan sayısı 17 milyon civarındadır aynı zamanda 13 milyon civarında da emekli vardır. Çalışmadığı halde düzenli geliri olanların sayısı ise 5 milyonu bulmaktadır. İşte bu sayısal veriler ışığında her ay otomatik olarak 1000 liraya kadar bürüt ücret alan ücretlilerden 2 lira, 2000 liraya kadar olanlardan 4 3000 lira ya kadar olanlardan 6 lira ve katlayarak gidecek şekilde  ücretlerden kesinti yapılması ile her ay toplanacak fonda ki para ilk önce konut ihtiyacına yönlendirilecek, daha sonra sağlık ve eğitim alanlarında kullanılacak şekilde dağılımı yapılacaktır. Sonuçta biz %98,4 lük bir müslüman nüfusa sahibiz, her ay düzenli olarak devlet bizim yerimize zekatını yapacak, böylelikle artık sokakta dilencileri gördüğümüzde ahlak ikilemi arasında bile kalmayacağız. Bu kadar basit bir yöntemle ve küçüçük meblağlarla neler yapılabileceğine sizde şaşıracaksınız. Yeter ki ahlaki inançlarıza sahip çıkmaya başlayalım.
 
Sosyal adaleti çok rahat sağlayabilecekken yapılamayışının önünde ki en büyük sebep ise maalesef gücü elinde bulunduranların bu sistemi kabul ettirmemek için ellerinden geleni yapmalarındandır. Bizler bu konuda daha duyarlı olabilsek dünya da açlığı çok rahat kaldırabileceğiz ama maalesef bizleri bu güçleri ellerinde bulunduranlar birbirimize düşürme ile engellemektedirler. Bu yüzden ülkemizde her daim ayrımcılık, kaos, terör eksik olmayacaktır.

Düşünmek ve Paylaşmak dileğiyle...

Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.