KALDIRIM MÜHENDİSİNDEN NOTLAR...
Aslında hepimizin başından geçti bu yaşananlar ve geçmeye de devam edecek bu anlayışa sahip olduğumuz sürece. Sokaklarımız , caddelerimiz var evlerimiz yaşadığımız çevrenin en güzel semtlerinde birisinde, güvenliğinizi koruyan bir karakol, sağlığınız için bir sağlık merkezi, çocuklarınız için bir park ve insanca yaşamı gerektirecek daha bir çok güzel uygulamalara sahipsiniz ama eve giderken yaya kaldırımınız yok, olan yaya kaldırımlarında yürüyemiyorsunuz, çünkü ya çok darlar ya da ağaç dikilmiş tam ortasına daha da kötüsü park edecek yer bulamadığınızdan dolayı araba park etmişsiniz. İşte Türkiye'de şehircilik anlayışı ve merkezlere yakın eski yerleşimlerin en büyük sorunu, siz evlerinizi alırsınız merkeze yakın diye ama kaldırımlarını umursamazsınız, biz evimizi alırken belediyelerin yanlış yapmasına izin veririz, o evlere ruhsat verdirmelerini sağlarız, sonra da çarpık yaşamlarımızla gurur duyarız. Benim oturduğum semtte evler şu kadar bin bu kadar milyon diye...
Adı özel hastane, hizmetleri ile gurur duyuyorlar,kaldırımları yok, düzgün bir otoparkları yok daha da komiği görme engelli insanlarımız için yapılan yer işaretlerinin gittiği ve son bulduğu noktanın masa ile kapatılmış olmasıdır. Sırf ticaret hane mantığı ile hareket edilerek yapılan işler işte bize müstahak dedirtecek kadar traji-komik...
Bir ihaleye girersiniz ihaleyi kazanırsınız ama karşınıza çıkan şart siz ürünleri belirtilen yerlerden başka bir yerden alamazsınız, belirtilen yerlerde ise 15 liraya alabileceğiniz ürünler 85 lira 33 liraya alabileceğiniz ürünler 211 liraya çıkar..
Belediye seçimleri önümüzde seçilecekler de belli ama seçecekler değişmediği sürece şikayetler aynı sorunlar aynı...
Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle...
Yorum Bırakmak İster misiniz?