ESKİ İSTANBUL KALBİNE YOLCULUK...
Eski İstanbul'un kalbine yolculuk
Bütün şehirler gibi İstanbul'u da keşfetmenin en iyi yolu, sokaklarında yürümek. Bu konuda İstanbul gezginlere birçok rota sunuyor. Zeyrek'te Bozdoğan Kemeri'nin yanından başlayıp Fener ve Balat'tan Ayvansaray'a uzanan güzergah, yolcularını eski İstanbul'un kalbine götürüyor.
YAZI / BY: KEMAL TAYFUR FOTOĞRAFLAR / PHOTOS: SİNAN ÇAKMAK
İstanbul'u gezmek için herkes kendine göre bir rota çizebilir. Şehir bu tür yolculuklar için sayısız fırsatlar sunar. Seçeneklerden biri de Zeyrek'ten başlayıp Fener ve Balat'ı izleyerek Ayvansaray'da sonlanacak bir günlük bir yolculuktur. Bizim izleyeceğimiz rota bu...
İSTANBUL'DA İLK İNSAN İZLERİ, 400 BIN YIL ÖNCESİNE UZANIYOR
İşte Saraçhane'de, Belediye Sarayı'nın yanındayız. Tam karşıda Valens Kemeri bütün heybetiyle yükseliyor. Kemer'e yaklaşmadan önce 1960'lı yıllarda yapılan, Aksaray'ı Haliç'e bağlayan yeraltı geçidinin batı kısmındaki park, yolculuğun ilk sürprizlerini sunacaktır bize. Parkın içine saçılmış yapı kalıntıları, sütunlar, kaideler... Belediye Sarayı'nın hemen arkasında da bir yapının parçaları bulunuyor. Bunlar buraya sonradan getirilmiş değil. Kadim zamanlardan, Bizans'ın ilk devirlerinden beri oradalar. Önce Belediye Sarayı'nın, sonra yeraltı geçidinin inşası sırasında ortaya çıktılar. Parkın içindeki kalıntılar da işte o eski kentin kiliselerinden birine ait. Ayasofya'dan sonra İstanbul'un en büyük bazilikası olarak bilinen, 6. yüzyıla kayıtlı Ayios Polyeuktos Kilisesi'ne. Parkın Kemer'e uzanan kısmında ise İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmed'in anıt heykeli yükseliyor. Şimdi Kemer'in önündeyiz. Kemer daha da eskidir, Roma devrine, 375 yılına kayıtlıdır. İmparator Valens tarafından yaptırıldığı için onun adıyla anılır. Türkçede Bozdoğan Kemeri diye bilinir. Bir su kemeridir. Belgrat ormanlarından getirilen su, buradaki vadiyi bu kemerle aşıyordu.
İSTANBUL'DA İLK İNSAN İZLERİ, 400 BIN YIL ÖNCESİNE UZANIYOR
İşte Saraçhane'de, Belediye Sarayı'nın yanındayız. Tam karşıda Valens Kemeri bütün heybetiyle yükseliyor. Kemer'e yaklaşmadan önce 1960'lı yıllarda yapılan, Aksaray'ı Haliç'e bağlayan yeraltı geçidinin batı kısmındaki park, yolculuğun ilk sürprizlerini sunacaktır bize. Parkın içine saçılmış yapı kalıntıları, sütunlar, kaideler... Belediye Sarayı'nın hemen arkasında da bir yapının parçaları bulunuyor. Bunlar buraya sonradan getirilmiş değil. Kadim zamanlardan, Bizans'ın ilk devirlerinden beri oradalar. Önce Belediye Sarayı'nın, sonra yeraltı geçidinin inşası sırasında ortaya çıktılar. Parkın içindeki kalıntılar da işte o eski kentin kiliselerinden birine ait. Ayasofya'dan sonra İstanbul'un en büyük bazilikası olarak bilinen, 6. yüzyıla kayıtlı Ayios Polyeuktos Kilisesi'ne. Parkın Kemer'e uzanan kısmında ise İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmed'in anıt heykeli yükseliyor. Şimdi Kemer'in önündeyiz. Kemer daha da eskidir, Roma devrine, 375 yılına kayıtlıdır. İmparator Valens tarafından yaptırıldığı için onun adıyla anılır. Türkçede Bozdoğan Kemeri diye bilinir. Bir su kemeridir. Belgrat ormanlarından getirilen su, buradaki vadiyi bu kemerle aşıyordu.
ZEYREK, İSTANBUL'UN EN ESKİ YERLEŞİM MERKEZLERİNDEN BİRİ
Zeyrek sit alanı ilan edildi
ZEYREK CAMİİ AVLUSUNDAN BİR GÖRÜNTÜ |
Journey to the heart of old Istanbul As in every city, the best way to discover Istanbul is to walk through its streets. Istanbul offers visitors many routes in this respect. The route beginning at Bozdoğan Aqueduct in Zeyrek and extending from Fener and Balat to Ayvansaray takes its passengers to the heart of old Istanbul
Anyone can draw their own persona! route to see Istanbul. The city offers countless opportunities for this kind of excursion. A daily excursion that starts in Zeyrek and ends in Ayvansaray, following Fener and Balat is a good option. This is the route we will take. The first human traces in Istanbul date back to 400,000 years ago Here we are, next to the Town Hall in Saraçhane. Right across, Valens Aqueduct stands in ali its grandeur. Before approaching the aqueduct, the park located to the west of an underground passage built in the 1960s that connects Aksaray to the Golden Horn will present us with the first surprises of this excursion. The remains of old buildings, columns, pedestals scattered around the park; there are some ruins just behind the Town Hali too. Those were not brought here later. They have been here since ancient times, since the early years of Byzantine rule. They first surfaced during the construction of the Town Hall, and then of the underground passage. The ruins in the park belong to one of the churches in that old city. Ayios Polyeuktos Church, which dates back to the 6th century, is known as the biggest basilica in Istanbul after Hagia Sophia. A monument for Mehmed II, the conqueror of Istanbul, rises where the park reaches the Aqueduct. Now we are before the Aqueduct. The aqueduct is even older, dating back to 375 in the Roman era. Its construction was commissioned by Emperor Valens and was therefore named after him. It is known as Bozdoğan Aqueduct in Turkish. Water brought from Belgrat Ormanları (Belgrade Forest) crossed the valley in this duct. Zeyrek is one of Istanbul's oldest settlements Zeyrek was declared an archaeological site Gazanferağa Madrasah, an Ottoman structure that catches one's eye with its delicate domes is adjacent to the aqueduct, just to the ¡eft as we walk through one of the aqueduct's arches. The structure comprised of a madrasah, a public fountain and the mausoleum of the founder who the madrasah is named after, dates back to 1599. Let's walk to Zeyrek along Kovacilar Sokak from the Gazanferağa Madrasah. Zeyrek is a legendary neighbourhood. Solemn buildings dating back to the Byzantine and Ottoman periods and the best examples of Ottoman civil architecture can be found in one place. Some of the historical buildings and houses underwent serious restoration after the neighbourhood was declared an archaeological site, with help from UNESCO. The liveliest part of Zeyrek is İtfaiyeciler Caddesi (Firefighters Avenue). This is the site of the historical Women's Bazaar. It is actually a long, thin square about 200-300 metres in size, stretching from Bozdoğan Aqueduct to the Golden Horn. Shops selling honey, cheese, tobacco, natural herbs, dried »
Yorum Bırakmak İster misiniz?