BAĞDAT CADDESİ, SUADİYE PLAJI VE 60'LI 70'YILLAR
Suadiye' nin 60 lı 70'li yıllarını hatırlar mısınız bilmem. Çocukluk anılarımdan süzülüp gelen bir kaç enstantaneyi paylaşmak istedim.
Yazları şenlenen Bağdat Caddesi buram buram güneş yağı kokardı(Ambre solaire). Bu kokular içinde plaja inerdik. Suadiye plajı, cıvıl cıvıl insanlar neşe içinde yüzer, güneşlenirdi dibi görülen berrak denizde. Soğuk içeceklerini yada süt mısırlarını afiyetle mideye indirirlerdi. Akşam üzeri piyasa yapmak için koşa koşa evlere dağılınır. Ütüsüz hiç bir şey giyilmezdi. Anneler takma kirpiklerini takardı farlarla gölgeledikleri gözlerine. Modaydı çünkü.
Son köşkler de yıkılıyordu, yerlerini dört beş katlı apartmanlar alıyor bahçeli evlerde büyüyen çocuklar artık alt komşuya ses gitmesin diye uslu oturmak zorunda kalıyordu. Sokakta oynama saati gelsin diye kıvranırlardı. Caminin yanındaki marangozlardan talaş kokuları yükselirdi bir de hızarın sesi vvııınnn.
Bakkala gitmek için alınan rüşvetin adı Zambo cikletiydi. Ya da şemsiye çikolata. Eller için Havilland kremi güzelliğin dostu. Job tıraş bıçağı yerini elektrikli tıraş makinelerine bırakıyor, Old spice yakışıklılara. Erkekler de artık Avrupa parfüm kullanıyor. Almancılardan alınan ilk şampuanlar banyolarda. Çağ atlıyoruz. Tavşan tüyü(angora) bluzlar dünya para. Halk kendi yakıştırmalarıyla isimler üretiyor. Moda daha bir girdi yaşantımıza. Mutfaklara mikser;banyodan sonra kuaföre gerek yok evde saç kurutma makineleri. Hep Almanya da olan yakınlar pazarından. İlk televizyonlar Halit Kıvanç' ın yorumuyla beraberinde ilk telesafirleri getirdi evlere haftanın üç günü. Yavaş yavaş sinemalardan el ayak çekilir oldu.
Son köşkler de yıkılıyordu, yerlerini dört beş katlı apartmanlar alıyor bahçeli evlerde büyüyen çocuklar artık alt komşuya ses gitmesin diye uslu oturmak zorunda kalıyordu. Sokakta oynama saati gelsin diye kıvranırlardı. Caminin yanındaki marangozlardan talaş kokuları yükselirdi bir de hızarın sesi vvııınnn.
Bakkala gitmek için alınan rüşvetin adı Zambo cikletiydi. Ya da şemsiye çikolata. Eller için Havilland kremi güzelliğin dostu. Job tıraş bıçağı yerini elektrikli tıraş makinelerine bırakıyor, Old spice yakışıklılara. Erkekler de artık Avrupa parfüm kullanıyor. Almancılardan alınan ilk şampuanlar banyolarda. Çağ atlıyoruz. Tavşan tüyü(angora) bluzlar dünya para. Halk kendi yakıştırmalarıyla isimler üretiyor. Moda daha bir girdi yaşantımıza. Mutfaklara mikser;banyodan sonra kuaföre gerek yok evde saç kurutma makineleri. Hep Almanya da olan yakınlar pazarından. İlk televizyonlar Halit Kıvanç' ın yorumuyla beraberinde ilk telesafirleri getirdi evlere haftanın üç günü. Yavaş yavaş sinemalardan el ayak çekilir oldu.
Üstü açık Pleymouthlar, Mercedesler, Pontiaclar, Fordlar, İmpalalar, Cadillaclar' la süzüle süzüle kız tavlamaya çıkardı delikanlılar. Divan pastahanesi o zaman da oradaydı. Kasap İdris Efendi, İdris kebapçı olmak üzereydi.İlk pizzayı da o yapmıştı hakkını yememek gerek.
Bağdat Caddesi buram buram güneş yağı kokardı(Ambre solaire) |
Ara sokaklar da yazdan nasibini alır; Kapılarda erguvanlar, yazın sıcağına dayanabildiyse leylaklar, güller ,bahçelerde erikler meyveye dönmüş .Büyükler kızar :yemeyin şunları daha olmadı. Dinleyen kim ama ağzımın içinde o tat ;olmamış çekirdeği yüzünden acılaşan erik tadı. Dutların en güzeli bizim bahçede bademler, şeftaliler. Bahçede ki kuyuya yaklaşmak yasak içinde öcü var, çamaşırlara da çivit koymak gerek (şimdiki kız çocuklar annelerine çamaşır asarken yardım edemeyecekler ;annelerde, aman benim kızım büyümüş de annesine yardım edermiş mandal verirmiş diyemeyecek çünkü kurutma makineleri var çamaşırlar güneş görmeli diyen ilk okul öğretmenleri de yok.( güneş artık mikropları öldürmüyor hasta ediyor )
Suadiye plajına.Cıvıl cıvıl insanlar neşe içinde yüzer,güneşlenir,soğuk içeceklerini yada süt mısırlarını afiyetle mideye indirirlerdi. |
Bir dönemim vazgeçilmez jileti job. |
havilland krem |
Kapı önünde trafikten korkmadan saklambaç oynamaya sek sek oynamaya yakar top oynamaya izin var doyasıya koşabilirsin. Ağaçlara da çıkmak serbest bakkala giderken komşuya bir ihtiyacınız var mı efendim demezsen ayıp. Ama tam da dondurmacı Tip Top un sesi duyulmuşken yapılır mı bu efendim Fay bitmiş temizlik yarım mı kalsın aman puro sabununu unutma! ha birde termosifonu yakmak için Meşale marka sıkştırılmış talaş gerek. Lağım temizleyici ,bayramda tam zamanını buldu işin içinde.Koş dadı, sebzeci Koreli (kore gazisi)geldi.Güzel bir zeytin yağlı fasulye çekti canım bir de zeytin yağlı biber dolması, karnı yarık .Üç çeşit yemek pişmeli illa salata ve tatlı da eksik kalmamalı.
Muhtar Hamdi Amca ,sanki başkumandan nasıl sert ama yakından tanıyınca nasıl babacan. Ee yılların Suadiye muhtarı nur içinde yatsın. Ya Alda? tanımayan yok ilk hayvan severlerden belki on ,on beş kedi besliyor bende onun yüzünden kedi sever oldum kızlarım da . Bizim sokakta Ekrem Bora oturuyor birkaç sokak ötede Süleyman Turan bir sürü artist, aktör geliyor. Bizden biriler sanki. Bütün çocuklar koşuyoruz görebilir miyiz diye . Zaman zaman Yorgo efendi sohbet etmeye geliyor.Nedendir bilinmez ,kızı Varto'nun adını Filiz olarak değiştirmiş. Akşam aynı sofrada toplanıyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Amcalar, yengeler, teyzeler, akrabalar ailenin en yaşlısı babaannemle birlikte olduğumuz için bizde toplanıyor. Birazda eğlenceli olduğumuz, misafir sevdiğimiz için sanırım.Amcam akordeonunu konuşturuyor ,yaşlı bir kuzen ud çalıyor.herkes katılıyor şarkıya''Kapıldım gidiiiiiiyorum bahtımın rüzgaaaarına ;biz heeybelide heeer geceeee, ADA SAHİLLERİNDE BEeeeKLİYORUM....
Babam berber Mustafa'ya tıraş olmuş.Artistlerin berberi .Gündelikçi terzi Vasfiye yine döktürmüş. Annemin yeni kıyafetini hazır alınmış sanıyorlar.Babam, amcamla karşılıklı maymun taklidi yapıyor.sonra arkadaşlarını arayıp seslerini değiştirerek işletiyorlar.Kimse kızmıyor, herkes şaka kaldırıyor,herkes hoş görülü.Yıllardır birbirlerini tanıyorlar :Evleri yakın olanlar davet ediliyor .Hakim amcalar ,Senatör Hasan Beyler ,Hayal ablalar ,Bülent amcalar ...Sıcak yaz gecesini şen şakrak kahkahalar dolduruyor.Faytoncu Ala'ya (sanırım aslı Ali ağaydı)haber veriliyor konuklar gidecek, son bir kahve içilse mi acaba ?Yooo
- Yarın Bostancı kadınlar plajına mı gitsek hanımlar ? Babaannemden yaşıtlarına bir teklif;
-Ammaaan boş ver sandalla açılıp deniz banyosu yapalım Erdoğan bizi sandalla çıkarsın.
-Kulüp 33'e gidelim mi yada doktorlar kulübüne ?
-oluuur tavla partisi yaparız yada koru parkından sandalla açılırız ama Çatal Çeşmeden de girebiliriz ,hem piknik te yapabiliriz orada.
-Akşama da kulüp Reşat'a mı gitsek.
Tokyolar yeni moda ilk Japon esintisi.Yazın rahatlık istiyor insan ama koşulmuyor bunlarla Koyu renk ruj out, uçuuuk pembe olmalı yaz rengi. Atlantik diye bir sinema açılacakmış kışa, İyi oldu,kışın Kadıköye gitmek zorunda kalınmayacak artık.
İşte böyle aynı anılar siz de de varsa yazın paylaşalım .Güzel olmaz mı?
Geçenlerde kim milyoner ister de sormuşlar?
Hangisi TDK sözlüğüne girmiş bir ifade değildir? Sallapati, atmasyon, kanka, ponçiknedir?
Geçenlerde kim milyoner ister de sormuşlar?
Hangisi TDK sözlüğüne girmiş bir ifade değildir? Sallapati, atmasyon, kanka, ponçiknedir?
Ponçik bir çeşit kurabiye içine rengi sarı veya
kakaolu krema krema yerine reçel de konularak yapılan bir çeşit kurabiye. TDK(Türk Dil Kurumu eklememiş sanırım kullanımı pek yaygın olmadığı için) Bizim bildiğimiz ponçik ise içi elmalı rulo şeklinde hamur kurabiye şeklindedir.
14 05 2014 19:24
Güzel anılar... burnuma süt mısırdan tutunda topitop'un limonlu dondurmasının kokusu bile geldi ama sanki eksik kalan bir şeyler var. Her kesin aklında yer edenler farklıdır en kısa zamanda eksikleri tamamlamak için geleceğim.
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkürler, ve en kısa zamanda o eksiklikleri tamamlamak için düşünmek ve paylaşmaya bekleriz.
Sil