Header Ads


ÇOCUKLARIMIZ VE GÜVENLİ YAZ TATİLİ

Tüm çocukların neredeyse en sevdiği mevsim yaz. Günler uzun, hava sıcak, dondurma, deniz ve hava keyfine diyecek yok! Ancak mevsime has kimi enfeksiyonlar bu keyfi yarıda kesebiliyor. Gelin uzmanların sözlerine kulak vererek çocuklarımızı bu enfeksiyonlardan nasıl koruyacağımızı öğrenelim... Yaz mevsimi gelince hem anne-babalar hem de çocuklar derin bir "oh" çekiyor. Kış aylarının soğuk, yağmurlu ve dışarıda vakit geçirmeyi olanaksız hale getiren havasının yerini sıcacık günler alıyor. Parklarda ve bahçelerde kuş cıvıltılarına neşeyle koşturan çocukların şen kahkahaları eşlik ediyor. Tatil planları yapılarak ailece hoş vakit geçirilmesi sağlanıyor. Ancak bu güzel tabloyu bozacak kimi hastalıklar da ortaya çıkabiliyor. Mevsimin kendine has bakteri ve virüsleri çocukların zorlu zamanlar geçirmesine yol açıyor. İşte bu noktada anne-babaların özellikle park ve havuz 30 Hayat 2014 hijyeni konusunda dikkatli olması gerekiyor. Çocuklar yaz mevsiminin coşkusunu doyasıya yaşarken hastalıklardan da korunmaları için yapılması gerekenleri uzmanlara sorduk. Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sevgen Tanır Başaranoğlu, Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Küçükkırım ve Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Seyit Aydoğmuş, tatile çıkmaya hazırlanan ailelere önerilerde bulunurken, yaz aylarında görülen hastalıkları ve yapılması gerekenleri anlattı.


 MİDE-BAĞIRSAK ENFEKSİYONLARI HAVUZ ENFEKSİYONLARI
Mevsim özellikleri itibarıyla kapalı alanlardan çok açık yerlerde vakit geçiren çocuklar yaz aylarında özellikle gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına yakalanıyor. İshal, kusma ve bulantı ile giden, mide ve bağırsak sisteminin enfeksiyonu olarak tanımlanabilecek bu rahatsızlıklar bulaşıcı özellik taşıdığı için önemli. Havaların ısınması bu enfeksiyona yol açan virüslerin çoğalmasını kolaylaştırıyor, besin ve suyla hastalık kolaylıkla bulaşıyor. Gıdaların erken bozulması, açık büfe yemekler, dondurma ve sütlü gıdaların uygun şartlarda üretilip saklanmaması ile açıkta satılan hazır gıda tüketimindeki artış da bu enfeksiyonların görülme sıklığını artıran nedenler arasında yer alıyor. İshaller beş yaş altında sık görülmekle birlikte, iki yaştan küçük çocuklarda çok ciddi sonuçlara yol açabiliyor, sıvı kaybına bağlı ölümler görülebiliyor. Dr. Banu Küçükkırım, ailelerin özellikle açıkta satılan yiyecekler ve tüketim tarihi geçen gıdalar hakkında dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, “Yaz ishalleri virütik, parazitik ya da bakteriyel nedenli olabiliyor. Bulantı, kusma, ishal, sık ve gevşek kaka yapma, karın ağrısı, yüksek ateş gibi bulgulara, daha ileri boyutlarda şok ve dehidratasyona yani vücuttaki sıvı kaybına bağlı şok belirtileri eklenebiliyor. Hastalık, sıvı ve gıda takviyesi ile birlikte üç-yedi gün arasında düzeliyor” diyor. İshal olan çocuğun beslenmesi önem taşıyor. Lifsiz, posasız gıdalarla beslenen çocukların diyetinde patates, pirinç, tam buğday, pirinç lapası gibi yiyeceklere yer verilmesi gerekiyor. Bilinenin aksine bu dönemde sebze vermek, yüksek posa içerdikleri için doğru değil. Yağsız et, makarna, peynir, yoğurt ve ayran gibi yiyeceklerle, salçasız yemek verilmesi önem taşıyor. Süt tüketimine ara verilirken sıvı desteğinin de artırılması gerekiyor. Henüz ilk bebeklik döneminde, altı aydan küçük bebeklerde görülen ishallerde annenin emzirdiği durumlar biraz daha rahat atlatılabiliyor. Anne sütü ile beslenme artırılırken bebeğe su verilmeye başlanıyor. Ek besine geçmiş olan bebeklerde ise inek sütü kesiliyor. Mama ve sıvı takviyesi artırılıyor. Burada tüketilen suyun temiz olması önem taşıyor.

CİLT ENFEKSİYONLARINA DİKKAT 

Çocukların parklarda, bahçelerde oynaması bir yandan temiz hava alıp onları geliştirirken diğer yandan da kimi enfeksiyonlarla karşı karşıya getiriyor. Dr. Sevgen Tanır Başaranoğlıı, cilt enfeksiyonlarına ilişkin şu bilgileri veriyor: "Özellikle parklarda, bahçelerde çocuklar dolaşmaya başlayınca kesik ve sıyrık daha çok oluyor. Ancak akıntılı ve zemini kızarık olan yaralara dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü bunlar bulaşıcı enfeksiyonlar olabiliyor. Streptokoklar ve stafilokoklar gibi çeşitli mikroorganizmaların neden olduğu bu enfeksiyonların mutlaka hekime gösterilmesi gerekiyor." Yazın, özellikle hafta sonları kentlerin havuzları dolup taşıyor. Denize kıyısı olan kentler ve tatil beldelerinde yaşayanlar için yaz, havuz kaynaklı enfeksiyonlar açısından daha rahat geçiyor. Çünkü havuzların temizliği ve hijyeni kontrol edilemediğinde idrar yolu ve mantar enfeksiyonları daha sık görülüyor. Özellikle çocukları etkileyen idrar yolu enfeksiyonu ateş, karın ağrısı, sık sık idrara gitme, bulantı ve kusma gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Kimi zaman bu belirtilere kanlı idrar da eşlik edebiliyor. Bu enfeksiyona yol açan nedenlerden biri de yaz aylarında halka açık tuvaletlerin daha sık kullanılması. Islak mayo ile uzun süre kalmak da bu enfeksiyona davetiye çıkarıyor. Enfeksiyonun tespitinde önemli olan doktora başvurmak. Çocuklara gelişigüzel ilaç verilmesi olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Hastalığın tanısı tam idrar tahlili ve idrar kültürü ile konuyor. Tedavisinde antibiyotikten yararlanılıyor. Küçük bebekler yaz aylarında hekime sıklıkla ateş, bulantı ve kusma şikayeti ile geliyor. Boğazına, kulağına, akciğerlerine ve solunum yollarına bakılan bebekte eğer bir belirti bulunmamışsa idrar yolu enfeksiyonundan şüpheleniliyor. Bu nedenle idrar tahlili yapılıyor. İdrar yolu enfeksiyonlarından korunmanın en temel yolu, temiz havuza girilmesinden geçiyor. Daha az kullanılan havuzların tercih edilmesi, çok kalabalık günlerde gidilmemesi de diğer tedbirler arasında sıralanıyor. Havuzlarda kullanılan havlu gibi ortak eşyalar mantar enfeksiyonunun yayılmasında en temel faktör. İdrar yolları ve mantarın yanı sıra konjonktivit de havuz nedeniyle bulaşan enfeksiyonlar olarak öne çıkıyor. Bu nedenle uzmanlar deniz olan yerlerde havuza girmemeyi öneriyor. Dr. Başaranoğlu, “ Havuzun temizliğinden emin olunmadığı zaman girilmemeli. Eğer bir karşılaştırma yaparsak deniz her zaman daha hijyenik. Çünkü denizde enfeksiyonların oluşmasını engelleyen mikroorganizmalar bulunuyor. Ayrıca denizin kendi döngüsü ve hareketi de var” diyor.

ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI 

Kışın çocukları bezdiren üst solunum yolu enfeksiyonlarına yazın nadiren rastlanıyor. Bu da sıklıkla çok fazla soğuk yiyecek ve içecek tüketmeye bağlı, soğuk-sıcak farkını ayarlayamamaktan kaynaklanan akut farenjitler olarak kendini gösteriyor. Bunların yaşanmaması için klimaların direkt kullanımına dikkat edilmesi, terin üstte soğutulmaması gerekiyor. Örneğin, sıcak bir yiyeceğin ardından hemen dondurma yenmesi, boğazın bağışıklık mekanizmasını geçici olarak yok ettiği için enfeksiyonlar ortaya çıkabiliyor.

KAYNAK: ACIBADEM HAYAT DERGİSİ YAZ 2014 SAYI 12 SAYFA 30-31

Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.