Header Ads


2023 GENEL SEÇİMLER VE CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI

 Aydınından, okur yazar olmayanına kadar güzel ülkemiz vatandaşları 2023 yılında yapılacak olan genel seçimler için ortak bir noktada buluşuyorlar. Bu ortak nokta Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı üzerine, iktidar kanadının adayı belliyken muhalefet kanadının adayı veya adayları net olarak belli değil. 

Hoş ölümlü Dünyada iktidar adayının da seçim sonuçlarına kadar sağ salim kalacağı da belli değilken ve güzel ülkemin insanlarının yüksek çoğunluğu tek  yaratıcının olduğunu savunan dinlere inanlar olmasına rağmen halen yapılan tartışma hangi ölümlü aday olacak olmayacak olarak devam etmektedir. 

oy sandığı ve oy zarfını sandığın içine atan bilekten itibaren bir el var
Oy namustur.

Aslında yapılan bu tartışmayı, bilinçli olarak "çoğunluğu bilinçsiz" vatandaşlardan oluşan toplumları kötü niyetli demagoglar tarafından yönlendirme ve algı yaratma stratejisi olduğunu günümüzden 2500 yıl önce söyleyen ve yazan insanlar tarihin tekerrür etmeme umuduyla anlatmaya çalışmışlar. Coğrafi keşifler, Rönesans akımı ve Reform hareketlerinden sonra hem kültürel hem de ekonomik anlamda zenginleşip bilinçlenen çoğunluğu ülkemizin batısında kaldığından dolayı batılı ülkeler diye adlandırılan ülkelerde seçilecek kişiden çok aday olan kişinin kurumu, partisi tartışmaların odak noktasındadır. Amerika Birleşik Devletler haricinde ki onlar bile adaylarını seçerken önce kendi içlerinde bir yarış düzenler ondan sonra Başkan adayını açıklarlar ve sonrasında medyalarında sadece bu adaylar üzerine haberler yapılmaya başlar veya tüm dünyaya kişiler servis edilir. Amerika senatosu veya temsilciler meclisi yokmuş gibi anlatılır. 

2023 CUMHURBAŞKANI ADAYLARI KİM OLACAK

Gelelim ülkemizde yapılan bu tartışmaların veya adayın kim veya kimler olacağı merakının aslında ülkemizin sözde Cumhuriyetle ama özde monarşiyle yönetiliyor olduğu gerçeğine ve bilincimizin toplum genelinde ne kadar kapalı olduğu gerçekliğine. 

    İlk olarak her bir adayın insan olduğu ve bu adaylarında ölümsüzlük gibi bir gücü olmadığını unutmamız kimi seçersek seçelim, kimi aday göstersek de onun sağlıklı bir şekilde yaşayacağının veya ölmeyeceğinin garantisi yok. Atatürk, Atatürk diyoruz o da aynı şeyi diyor: Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Kişiler gelip geçicidir ülkeler kalıcıdır. Yeri gelir rejimler daha iyiye veya kötüye gidebilir. Ülkelerin vatandaşları kendilerini kandırmaya çalışanlara ülkeyi teslim edebilir ancak eninde sonunda  kişilerin peşinden değil de ülkelerinin peşinden gittikleri sürece yanlıştan dönmeyi bilirler. Yanlışı yapanları da tarihin sayfalarına ibretlik ders olsun diye yazmasını da bilirler.

    İkinci olarak aynı kurum içinde çıkacak adaylardan birini beğenirken diğerini beğenmeyerek kurumu yok saymak. Kurum içinde birileri yanlış yaptığında kurumu çok rahat kötüleyebiliyorken iyi bir şeyler yapıldığında kişiyi överek kurumun üstüne çıkarıp kurumun varlığını ve büyüklüğünü unutmak. Basında ilgi uyandıracak Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili herhangi biri kötü bir şey yaptığında bu yaptığı kötü şey tamamen Cumhuriyet Halk Partisi'ne mal edilirken yapılan iyi bir şey olduğunda yapan kişinin başarısı olarak gösterilirken o kişinin Cumhuriyet Halk Partisi ile beraber ülkemiz için çalışan biri olduğu unutulup partinin üstünde biri olarak karşımıza çıkmaktadır veya çıkarılmaktadır. Kötü Partinin başarısızlığı, iyi kişinin başarısı olarak görülmektedir. Kişiler de bu yüzden kötü bir iş yaptıklarında partinin suçlanacağını bildiği için kötü bir şey yapmaktan korkmazken iyi bir iş yaptıklarında bu fırsatı bana sunan partime teşekkür ederim, partim olmasaydı bende zaten burada olamazdım diyeceğine övgüleri kendine alma derdine düşüyor.

    Gelelim üçüncü olarak vatandaşın durumuna bu ilk iki durumdan dolayı da vatandaş seçimini yaparken ki bunun en büyük ispatı yerel seçimlerdir çünkü orada adayın kim olduğu ciddi bir önem taşımaktadır. Yukarıda yazılan bilinçten dolayı adayı kurumdan önde tutma beyin tutulması yaşamaktadır. Adayın insan olduğunu unutarak kurumu yüceltmeye çalışmayı düşünememektedir. Cumhuriyet Halk Partisi'ni sevmiyordur çünkü vatandaş Cumhuriyet Halk Partisi'ni Türkiye partisi olmasından dolayı içinde barındırdığı çeşitliliği kabul edememektedir. Vatandaş, farklı düşünce ve kültürlere sahip Türkiye'de yaşadığını unutarak diğer kültürleri ve düşünceleri de yok saymaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi bu çeşitliliği benimsemeseydi eğer daha önceki seçimlerde karşısında kazanacağına inanıp ama istatistiksel olarak kazanamayacağını göremeyip Cumhuriyet Halk Partisi adayının karşısına çıkıp oyları bölerek bugün ki iktidarı bu kadar güçlendiren yobaz ve şovenist düşüncede olanlar haricinde  kişilere partide önemli görevler vermezdi. 

Yani kısaca eğer bu görev verdiği kişiler bu kadar güçlüydü madem neden Cumhuriyet Halk Partisi ile birlikte olduktan sonra başarı sağladılar. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'de cumhuriyet kurulmadan öncede vardı, cumhuriyet kurulduktan sonrada Türkiye'de ismi değişmeden tek kalan parti kişilere değil Türkiye'ye ait bir parti olması ve kucaklayıcı siyaset yapmasındandır. O yüzden geçmişte rakibi olanlar bugün bu partide önemli yerlerde görev yapabilmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi ilk seçimlerinde bu kucaklayıcılığı başardığı neredeyse toplumun her kesiminden düşünceyi parti içinde barındırdığı için başarılı olmuş ama yıllar içinde bu çeşitliliği kaybedip tek adam rejimine dönmesi ile hem kendisine hem de Türkiye Cumhuriyeti'ne çok büyük zarar vermiştir her ne kadar hala kabul etmeseler bile. 

Bu nedenlerden dolayı kişiler üzerinden yapılan siyasetin zararını Türkiye Cumhuriyeti'nin her bir hücresi çekmek zorunda kalacaktır. Olur ya şuan ki Cumhurbaşkanı birden ölürse ki örneği ülkemizde mevcuttur görev süresi içinde ölen Cumhurbaşkanımız vardır. O zaman Adalet ve Kalkınma Partisi'nin başına gelecek olan Anavatan Parti'sinden farklı olmayacaktır. Refah, Doğru Yol, Demokratik Sol, Demokrat ve Adalet partileri gibi eski güçlü zamanlarından çok uzakta kalacaktır hatta ismi bile yok olacaktır. Liderler önemlidir ancak liderlik ettikleri kurumları ilelebet yaşatacak önlemleri almayan liderler tarihte görüldüğü üzere kendisinden sonra gelenlerle yaptıkları topluma faydalı işlere zarar verecektir.

Türkiye'de tartışılması gereken adayların kim olacağı değil hangi partiden olacağıdır. O yüzden Türkiye'de çok uzun süredir görülmeyen farklı düşüncelerde ve kültürlerde olan partilerin bir araya geldiği Altılı Masa diye adlandırılan demokratik platformun her biri kendi adaylarını çıkarmalıdır. İki turlu bir seçim olmasaydı o zaman tek bir aday telaşına girilmesi doğru olacaktı ki yerel seçimlerde  büyük şehirleri yüzde 20 oy alanlar  %80'leri yönetti. Bu yüzden seçime girecek olan her parti iki turlu bir seçimde kendi partileri adına seçime girerek kurumsal kimliklerini güçlendirmeli vatandaşları kişilerin peşinden değil partileriyle birlikte hareket etmelerini sağlamalıdır. Böylelikle partisinin örgütleri ve üyelerinin ne kadar çalıştığını ve çabaladığını görecektir. Aksi taktirde şimdi şikayetçi olunan tek adam rejiminin laciverti olmaktan başka bir işe yaramayacaktır. 

Son olarak ülkemizde temsili demokrasi var dedik ama açmadık bu temsili demokrasi nedir? Ne işe yarar? Faydalı mıdır? Zararlı mıdır? 

Temsili demokrasi adı üstünde vatandaşı temsil etmesi için bir partiye üye olanların seçtikleri delegelerle oluşturulan ilçe örgütlerinin illerde illerin kurultaylarda kurultayların da genel merkezi şekillendirmesi sonucunda genel merkezlerin belirlediği adayların seçilmesidir.

Diğer adıyla delege demokrasisi de denilebilir. Eğer üyeler doğru delegeler seçemez ise çıkacak adaylardan tutun genel başkana kadar yanlışlar silsilesi devam eder. Biat kültürü olan partiler için harika bir sistemdir tepede ki listeleri hazırlar böylelikle herhangi bir muhalefet olmadan genel başkanlığı devam eder. Biat kültürü olmayan partiler içinse tam bir baş belasıdır delege sistemi çünkü demokrasinin olmazsa olmaz kuralı olan çoğunluk kazanır ilkesinin  Siyasi Partiler Kanunu'nun 

 Madde 12 – Siyasi parti üyesi olmaya kanuna göre engel hali bulunmayanların, üyeliğe kabul şartları parti tüzüklerinde gösterilir. Tüzükte üyelik için başvuranlar arasında dil, ırk, cinsiyet, din, mezhep, aile, zümre sınıf ve meslek farkı gözeten hükümler bulunamaz. Siyasi partiler üye olma istemlerini sebep göstermeksizin de reddedebilirler. Ancak, üyeliğe kaydını isteyenin, istemini reddeden teşkilatın bir üst kademesine, parti tüzüğünde gösterilen şekilde itiraz hakkı vardır. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. SİYASİ PARTİLER KANUNU

"Siyasi partiler üye olma istemlerini sebep göstermeksizin de reddedebilirler." kısmını partiler  işletemediklerinden kaynaklı nitelikli üye sorunu yaşayarak, partiye üye olanların eş, dost, akraba haricinde hem şehircilik, aşiret, cemaat, mezhep ve bulundukları ilçelerde belediye başkanlığına veya hükümete sahip iseler kamu kurum çalışanlarını korkutarak(657'ye tabi olanlar hariç ve madde 11'in ilgili  bentlerinde belirtilenler haricinde)  veya işe alınma için gerekli şart olarak kendilerine oy verecekleri üye yapıp kendilerine biat edecek delegeler seçtirmektedirler. Nitelikli üyelerin ise birbirlerini örgütlemesi biat edenler kadar kolay olmadığından delege seçimlerinde çoğunluğu sağlamaları oldukça zorlaşmaktadır. Bu zorluklardan dolayı bilinçli olmayan üyeler kimi delege olarak seçtiklerini tam olarak bilmedikleri için seçilen delegeler çıkarlarına göre hareket etmeye ve yozlaşmaya neden olmaktadır. "Siyasi partiler üye olma istemlerini sebep göstermeksizin de reddedebilirler." kısmını işletenler ise genelde ilçede başını ağrıtacak üyeleri eleme yöntemi için kullanılmaktadır. Reddetme yerine üye yapmadan önce Üye temel siyasi hakları bilgisinin değerlendirileceği ve üyeliğin nitelikli olmaması durumunda nelere sebebiyet olacağı bir eğitim ve sonrasında  sınav ile üye yazımı yapılması ile çözülebilecektir. İşte bu temsili demokrasi bu şekilde evrilmediği veya baraj sistemi, milletvekili olma şartları değiştirilmediği sürece hangi siyasi parti  olursa olsun yozlaşma ve liyakatsizliğin yürütücüsü olacaktır. Siyasi Parti üye sayıları ve aldıkları oya baktığınızda bu durum daha net görünmektedir. 

2018 genel seçimlerinde 

Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 42.6,(yaklaşık 10 milyon üye) 

Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 22.6,(yaklaşık 1.2 milyon) 

Halkların Demokratik Partisi yüzde 11.7( 35 bin üye) 

Milliyetçi Hareket Partisi yüzde 11.1,(yaklaşık 490 bin üye) 

İYİ Parti yüzde 10 (yaklaşık 60 bin üye iktidara ortak oldukça üye sayısı yaklaşık 10 kat arttı) 

TÜRKİYE OYLARI İLİ OY DAĞILIMI

PARTİ OY ORAN

Adalet ve Kalkınma Partisi     21.335.581 üye sayısının 2 katından fazla oy alabilmiş.

Cumhuriyet Halk Partisi         11.348.878 üye sayısının 10 katından fazla oy alabilmiş.

Halkların Demokratik Partisi   5.865.977 üye sayısının 167 katından fazla oy alabilmiş.

Milliyetçi Hareket Partisi       5.564.514  üye sayısının 11 katından fazla oy alabilmiş.

İYİ Parti                               4.990.710 üye sayısının 82 katından fazla oy alabilmiş.

Halkların Demokratik Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti     üye sayılarına göre çok fazla oy almalarının nedeni bu üç parti kitleye yönelik partiler olması ve haliyle üye sayısının azlığı önemli değil 2023 yılında İYİ Parti artan üye sayısına rağmen oy oranını çok fazla arttıramayacak çünkü hem kitle partisi olmaktan çıktı hem de nemalananlar tarafından sağdan soldan üye sayısı arttı.                         

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar ve Recep Tayyip Erdoğan etkisi inanç ve terör desteği 10 milyon üye sadece 2 kat artış 20 yılda nemalanmak için şişmiş üye rakamları.

Cumhuriyet Halk Partisi Atatürkçülük , Aleviler, sosyo kültürel ve ekonomik üst çevre desteğiyle 10 kat artış sağlamıştır. nitelikli 50 bin üyeyle bu oydan çok daha fazlasını alacaktır. 2023 seçimleri anket çalışmalarında hala birinci parti olmayışının sebebi niteliksiz üyelerden kaynaklıdır.

Bu yazdıklarım binlerce yıllık demokrasi tarihinin özetinin özeti aslında bir yandan da nafile bir çaba ancak hukuk delil istediği ve söz uçar yazı kalır durumundan kaynaklı uyarıdır.  Her parti kendi adayını çıkarmaz, üyelerini nitelikli hale getiremez ise yıllardır gücü elinde tutanlar allem eder kullem eder yok adayları belli değil yok adayları şu olsun diye gündemi meşgul eder sonra da iktidarlarını devam ettirir.




Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.