Öyle kahramanlar vardır ki düşüncemizle hayal gücümüzle ete kemiğe bürünüp hayal dünyamızı alt üst ederler. Okurken, hayal dünyamızda neden bu kadar coşkuyla yaşadıklarını bilemeyiz. Yaşar Kemal’in ince Memed’i gibi, okurken haksızlığın karşısına tüm varlığınızla çıkasınız gelir. Ve Memed beyninizin dağlarında sömürüye haksızlığa karşı dimdik durur. Bazı kahramanlarsa yumuşak adımlarla incecik geçerler gönlümüzden. Kimseyi kırmadan yaralamadan; kendileri kırılıp, dökülüp giderler. Kürk mantolu Madonna'nın Raif’i gibi. Örnek öyle çoktur .
Hepimizin yazarı çizeri kahramanı farklıdır. Bende geçenlerde eski bir dostu Avni’yi manav tezgahındaki elmalara bakarken hatırladım. Bir anda aklıma “bıgı” geldi. Eve gelir gelmez, internetten eski karikatürleri ve yazıları karıştırırken aklıma bu yazıyı yazmak geldi. Bilenler için tatlı bir tebessüm olur bilmeyenler içinse tebessümden fazlası.
Benjamin Button’ın Tuhaf Hikâyesi’ni aşağı yukarı tüm sinemaseverler bilir. Yaşlanma sürecini tersine yaşayan bir hikâyesi vardır kahramanın. Oğuz Aral'ın yıllar önce çizdiği Avanak Avni tiplemesi bu süreci on yıllar önce yaşamıştı.Oğuz Aral dergide ofis boy olarak çalışan Rıza Külegeç’ten (oyuncu Dağhan Külegeç’in babası) esinlenerek çizmeye başladığı avanak Avni’yi ilerleyen süreçte çocukluğuna döndürmüştür. Oğuz aral o dönem için şöyle demiştir“O sıralar, yeni türeyen bir genç tipi vardı. Kendini zeki, bitirim, uyanık ve dayanılmaz çapkın zanneden fakat aslında meteliksiz, ezik ve epeyce de avanak bir gençlik… Üstelik bu avanaklık, saf ve sevimli avanaklıktı.” Bu arada Rıza Külegeç'in bir dönem Tarkan ile rol aldığı Opet reklamı Tarkan'dan daha çok konuşulmasına bile sebep olmuş.
Yıllar geçer Avni’nin esin kaynağı Rıza Külegeç sektörde kaligraf (konuşma balonlarını oluşturan kişi) olarak çalışmaya devam eder. Bu sefer Tuncay Akgün’e diğer bir ünlü karakter; Bezgin Bekir’in esin kaynağı olur. Renkli kişiliğiyle bir anda Türkiye’nin en çok tanınan hatta Avni sayesinde dünyanın en çok tanınan kaligraf’ı olur. Lombak dergisinde çokça rastladığımız gürleme yada bağırma efekti “rööaaaaahhhhh”ın sahibidir. Karikatür dünyasında başka kahramanlara da esin kaynağı olduğu söyleniyor fakat net bilgi kaynağı yok.
Avni Mahallenin Yaramaz Çocuğu Olmuştur.
Rıza Külegeç’ten tekrar Avni’ye dönelim. Avni mahallenin yaramaz çocuğudur. Konuşmayı sökemediği için dıgıl mıgıl, lömf, bıgı gibi kelimelerle konuşur. Sevdiği kız Leyla ve can düşmanı Dilâver’le mahallede sevimli maceralar yaşar. Bazen haksız dayaklar yer. Avanak değildir aslında çoğu zaman kurnaz, çapkın ve cesurdur. Avni hayvanları çok sever özelliklede kedileri. Tabi Avni anlatılarak anlatılabilecek bir karakter değildir buyurun birkaç karikatürünü zevkle okuyun.
Avni Dünya Ülkelerinde Ünlenmeye Başlıyor
Avni artık gittikçe ünlenmektedir. Tişörtlere, kalemlere, kolyelere, çarşaflara, akla gelebilecek her yere basılmaya başlamıştı. Che’nin ünlü resmi gibi bir sembol ve ticaret eşyası da olmaya başlamıştı. Tabi ki Avni’nin ünü Türkiye ile sınırlı kalmadı. Meksika’da PRT dergisi Avni’yi kapak yaptı. Avrupa’da duvarlara çizildi. Tişörtlere basıldı. Dünyanın pek çok ülkesinde faşizme karşı direnişin yaramaz çocuğu oldu. 2005 yılında Fransa’da anayasa değişikliği referandumunu protesto eden sosyalist grupların tişörtünde Avni resmi vardı. Tişörtün sahibi genç kız. Avni’yi kimin çizdiğini bilmediğini fakat büyümeyen, büyümek istemeyen bir çocuk olduğunu bildiğini söylemişti. Evet, Avni bizim içinde büyümeyen inadına çocuklaşan ete kemiğe bürünmüş bir hayal kahramanıydı. Avni’nin bu kadar ünlenmesinin sebebini ise 1980 li yıllarda ülkeyi terk etmek zorunda kalan Yiğit Bener’in ağzından dinleyelim.
Avni!nin Ünü Dünyaya Yayılıyor
“12 Eylül’den önce ben de düzenli bir Gırgır okuyucusuydum. Darbeden sonra Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldım. Brüksel’de yaşamaya başladım. O dönemde, Dördüncü Enternasyonal’in Belçika’daki biriminin gazetesi ‘La Gauche’ta yazı işlerinde çalışıyordum. Gazetemizi kuru buluyor ve renk katmak istiyordum. Toplantılarımızda, karikatür kullanmamız gerektiğini savunuyordum. Karikatür çizecek halim yoktu. İşte o zaman bende, Avni’yi araklamak gibi haince bir fikir doğdu. ‘Avni çok tuttu. Avni, iyiyi, işçiyi, sosyalist genci temsil eder oldu. Özellikle gençler arasında. Gazetede yayınlandıktan bir süre sonra baktım örgütün gençlik kolları da Avni’yi sahiplenmeye başladılar. Kendi gazetelerinde kullanıyorlardı. Derken Avni, gençlik örgütümüzün bildirilerinde de boy gösterir oldu. Artık Avni sadece Oğuz Bey’in değil benim de kontrolümden tamamen çıkmıştı. Gazete Avni’den vazgeçtiği dönemlerde bile gençler onu terk etmemişlerdi. Avni, sadece onlara aitti. Avni’yi rozetlere taşıdılar. Füzelere karşı yapılan kampanyada, Avni füzeleri tekmeyle geri yolluyordu. Bu rozetler binlerce sattı. Avni hızla çok daha geniş kitlelerin simgesi haline geliyordu. 1980 sonlarında Brüksel’de, 400 bin kişinin katıldığı barış yürüyüşünde Avni bu kez savaş karşıtlarının taşıdıkları pankartlarda yer alıyordu.
Avni Faşizme karşı
Yiğit Bener Avni’nin metalaşmasını yine esprili bir dille Gırgırdan örnekliyor.
“Gırgır’ın geçmiş sayılarında, yanlış anımsamıyorsam Galip Tekin’in bir dizisinde benzer bir hikaye vardı. Nükleer savaştan sonra dünya yok olmuştu ve uzaydan gelen canlılar bir adet Gırgır dergisi bulmuşlardı. Ve orada gördükleri Avni’yi, Muhlis’i Rıdvan’ı putlaştırıp Tanrı yapmışlardı. Yine benzer bir durumla karşı karşıyayız.”
Yiğit Bener olaylar çığırından çıkınca utana sıkıla Oğuz Arala mektup yazıyor; durumu anlatıyor. Sonuçta Avni’yi izinsiz kullanmıştı. Ve telif hakkı gibi konular vardı. Aldığı cevap Oğuz Arala, sanatına, ve Avni’ye olan bakışımızda çiçekler açmasına sebep olacak cinstendi.
.”Ben, Avni’nin kullanıldığı davalara gönül vermiş bir insanım. Avni’nin dünyayı dolaşmasından gurur duyarım, bu olanlar telif ücretinden çok daha büyük bir ödüldür benim için.”
Daha sonra bu konuyu yine esprili bir dille hicvedecekti
“Avni yıllarca ticaret amacıyla kullanıldı. (Hâlâ da kullanılmakta) Eğer Türkiye’de Avrupa ya da Amerika’daki gibi sanatçıyı koruyan telif eserleri kanunu olsaydı şimdi bunca milyon doları ne halt edeceğimi kara kara düşünüyor olacaktım Yani beni Allah korudu!”
Avni Leyla'sı için Yapamayacağı şey yoktur.
Avni ve Leyla ayrı bir hikaye
Avni Muziptir ama bir o kadar sevecen
Saflığın diğer adı Avni
Hangi Erkek çocukluğunda böyle bir anıya sahip değil
Komik olmak ile naiflik arasında bir yerdedir bende Avanak Avni, Kimi zaman kahkalarla yerlere atmışımdır kendimi, kimi zaman onunla kırılan hayallerime ağlamışımdır. Avanak Avni adında Avanak olsa da bana göre Avni hayatın ciddiyetine Avanak.
DIGIL MUGUL LUMF!!!! GEÇMİŞE TATLI BİR YOLCULUK OLDU ESKİ BİR DOSTU HATIRLADIK. :)
YanıtlaSilKomik olmak ile naiflik arasında bir yerdedir bende Avanak Avni, Kimi zaman kahkalarla yerlere atmışımdır kendimi, kimi zaman onunla kırılan hayallerime ağlamışımdır. Avanak Avni adında Avanak olsa da bana göre Avni hayatın ciddiyetine Avanak.
YanıtlaSil