Adem ve Havva bile insan oldukları için dünyaya terk edildi.

"BİZ" ne zaman böyle olduk? Ne zaman farklılıklarımızın fark yarattığından gocunup farklılıkları göz, saç, ten rengine; konuştuğumuz dile; seyrettiklerimize ve okuduklarımıza indirgedik? İnsan olmak için geldiğimiz dünyada insan olmayı beceremedik.  

Biz insan olamadığımız için nereye
gideceğiz, nereye sürülürüz kim bilir...?

Adem ve Havva bile insan oldukları için dünyaya terk edildi. Biz insan olamadığımız için nereye gideceğiz, nereye sürülürüz kim bilir...

Sokaktaki çocukları incelediniz mi?
Çiçek satanları, peçete satanları veya bir sokak lambasının altında peçete satarken ödevini bitirmeye çalışan küçük kızı, incelediniz mi? Belki de aynı kızın bir gün Ankara kışının yağmurlarında metro girişinde elindeki peçetelere sarılmış, pembe montuyla uyuduğunu görmüşsünüzdür. İnsanlığınız can çekmedi mi? Vicdanınız, birazcık da olsa kaldığı varsayımı altında, sızlamadı mı?

Peki ya sokakta ki Erol Dede'ler?
Onları gördünüz mü?
Devletin belirlediği beklenen ölüm yaşını çoktan aşmış ve ilaç alabilmek için komşularından aldığı kitapları satan 75 yaşındaki o amcayı gördünüz mü?

Bizler LCW giyinirken, Burger yerken, Nike gibi koşarken, Toyota gibi "adam olurken" onlar bu saydıklarımızdan hiçbirini yapmıyor ve bunun tek nedeni saydığım ve saydığıma benzer sistemleri satın almamız! Bunun adı budur, hizmet, ürün satın almak değil; sistem satın almaktır. Bu sistemin devam etmesini satın aldığımız her şeyle destekliyoruz.

Umarım insanların hepsi ölmeden önce insanlığımızı girdiği bataktan çekip çıkarabiliriz ve üstüne toz bile değmesinden korktuğumuz bir güneş haline getirebiliriz. Umarım insanların hepsi bunu umar... Allah bile kullarına yaranamamış,kula kulluk edenler nasıl yaranacaklar birbirine... Allah bile kullarına yaranamamış,kula kulluk edenler nasıl yaranacaklar birbirine... yazımız da ilginizi çekebilir.

Sizler ve bizler... Hayatımızı köşe köşe saran iki sözcük ve iki sözcükle çevrelenmiş milyonlarca yaşam.

İdareten varoluşlar