Header Ads


4+4+4 egitim-sistemi-3+5+2 gibi-mi

Son günlerde 4+4+4 eğitim sistemi üzerine yaratılan gündem ve tartışmalar hala hız kesmeden devam ederken bende kısa birkaç şey yazayım da bu konuda eksik kalmayayım istedim.
Aslında gündemde olan diğer olaylar da çok hafif olaylar değil. Sivas olaylarının 5 SANIK İÇİN(5 sanık ile birlikte 2 si öldüğü için toplama eklemiyorum onları) insanlık suçu zaman aşımına uğradı. Sonuçta ondan önce Maraş olayları,Çorum olayları da vardı ama Sivas olaylarının GELİŞİNİ ACI ŞEKİLDE HABER VERMESİ BİLE BU KATLİAMI engelleyemeden acı çekenlerin zihninde kalmışlardı.
Yazarlar bombalandı failleri bulunamadı yani artık gündem facebook ta ne ses getirecekse o konuşulmaya başlandı. Siirt teki taciz olayı verilen ceza 10 ar yıl oldu ama 12-13 yaşında evlendirilen çocuklar hala toplumun bir kısmı tarafından desteklenen davranışlar içinde. İşte bu bizim gibi toprak ağalığı sisteminden kurtulamamış toplumların genel sorunlarından toplumumuz ne zaman bu zihniyetten üreten toplum konumuna geldiğimizde işte bu zihniyetten kurtulabiliriz.
İşte bizim eğitim ve öğretim sistemimiz de bu toprak ağalığından gelen düzenlemelere sahiptir. ilk zamanlar malumunuz okul bir angaryaydı hoş okulun sözcük olarak kökenine indiğinizde boş zamanda yapılan iş anlamına gelen bir kökeni vardır. Bu yüzden öğrenciliğe boş adam işi diye bakılmaz mı? Sonra hadi dedik 5 yıl yapalım,3 yıl ekleyelim olmadı bir 3 yıl daha sonra biz bunu 8 yıl yapalım yaptık kimine göre iyi kimine göre kötü...


Ama herkesin kaçırdığı bir nokta var insanlık gelişmekte bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bile...
Eskinin şartları ya da başka ülkelerin şartları bize uymaz ...

Bizde hükumetler devlet yerine geçmeye çalıştığı için zaten bir türlü kurumsallaşmayı beceremediğimiz için zırt pırt eğitim ve öğretim sistemi değişmekte...
Bir çocuk  eğitim ve öğretimini tamamlamak isterse şu an en erken kayıpsız 22 yaşında lisans mezunu oluyor ama erkekse bu çocuk tablo daha vahim,hemen askere gitti geldi 23 iş buldu 24 yaşında haydi buyurun kayıplı hallerini bile söylemiyorum. İşte ülkemizde en büyük sıkıntı budur ve bunun üzerine tartışma yapılması gerekmektedir. Toplum içinde 18 ila 26 yaş arası bu konumda olan ve ekonomiye hiçbir katkısı olmayan en az 6 milyon kişi var bu rakam da 16 yaş ve üzeri olarak ele alındığında demek oluyor ki 10 milyon gizli işsiz,işte bizden alınan dolaylı vergiler gibi bu uzun süreli okuma olayının en büyük hikayesi burada yatmak ta...

Bazı rakamları şark kurnazlığı ile düşürmek için bir toplumun toptan harcanma hikayesidir.

Son olarak çocuklar 12 yaşına gelene kadar özenle takip edilmeli ve 12-15 yaşlarında çocuklar yönlendirilmeye başlanmalı,15 inden sonra okumak isteyen çocuk okutulmalı okumak istemeyen ise meslek edindirme yolu ile hemen üretim alanında kalifiyeli olarak yer almalıdır. Bu sayede sigortalı işçi,bilinçli işçi sayısı artacağı gibi sırf üniversite eğitimi almak  için üniversiteye gidenlerin önü kesilmelidir. Eğitim ve öğretim dönemi boyunca okumak ve kendini akademik ortamda geliştirmek için elinden gelen bütün gayreti gösterenler için ise üniversitelere yerleştirilip, akademik ortamın kalitesi arttırılmalıdır...  

Ve en önemlisi erkekler için adeletsizliğin simgesi olan zorunlu askerliğin kaldırılması ve askerliğin bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir.

Tabi ki bu yazdıklarımın çoğunun düzelmesi için bizim ülkemizde ki akademik kadronun değişmesi ile olacak olaylar aslında. Türkiye'mizin en büyük gizli yarası aslında budur.

Buyurun buradan yakın... 
Sonra da demeyin çocuk şu yaşa geldi hala evde babasının eline bakıyor...
Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle.....

3 yorum:

  1. Yazinizi begeniyle okudum.öZellikle de " Bizde hükümetler devlet yerine geçmeye çalıştığı için zaten bir türlü kurumsallaşmayı beceremediğimiz için zırt pırt eğitim ve öğretim sistemi değişmekte... " ibarenizi cok yerinde buluyorum. Cünkü birinin yaptigini bir digeri gelip bozuyor. Amam asil mesele konu enine boyuna iyi tahkikleri yapilmadan birseyler yailmaya calisilmasidir. Ama degindiginiz gibi cocuklar daha kücük yasta becerilerine ve arzularina göre yönlendirilmeli. Ayrica Avrupa memleketlerinde oldugu gibi ögrenciye calisma firsatlarida yaratilarak kendi ayaklarinin üzerinde durabilme becerisi de getirtilmelidir ki ailelerde bunu bir kambur olarak tasimasin. Pek cok aile ya cocuklarini hepten okula göndermiyor yaki kizlarini eve kapiyor. Oysa bilmiyorlar ki toplumlari yetistirecek anneler. Diger bir husus da ki ikide bir bir yerlerde üniversite acilacagina bahsettiginiz gibi gercekten hak edenler ve de daha derin akademik bir üniversite egitiminden bahsediyorum ki bu baska ülkelerin bizim diplomalarimizi denklik islemlerinde uygun yeterli görmemeleridir. Bunun önüne gecilmeye calisilmalidir. Tesekkürlerimi iletiyorum efendim.

    YanıtlaSil
  2. 26 yaşında o kadar çok arkadaşım var ki ve daha askere bile gitmediler okul bile yeni bitti ne yapacaklar. Aileler de dönüp hala bir iş bulamadılar diyor bulsalarda askerlik var daha o ne olacak ve kesinlikle çzöüm gelecekse bu uzun süren eğitim ve öğretim hayatına bir çzöüm getirmeliler. Devlet herkesi okutmak zorunda değildir ama herkese iş gücü yaratmak zorundadır becerilerine göre.

    YanıtlaSil
  3. Yorumlar için çok teşekkürler. Kendi başıma gelenleri aslında paylaştım çok uzaklara gitmeden. Bu yüzden sorunlarımızı biz biliyoruz,dışardan politikacılar sadece konuşuyorlar bana göre...

    Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle

    YanıtlaSil

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.