Header Ads


BATI KARADENİZ'İN AYAKTA KALAN TEK ANTİK KENTİ"DÜZCE"

DÜZCE ADINI 1999 DEPREMİ ÖNCESİNDE ÇOK İYİ BİLİRDİK. ÇÜNKÜ DÜZCE DEMEK, ANKARA-İSTANBUL KARAYOLUNU AŞAĞI YUKARI YARILAMIŞ OLMAK DEMEKTİ. OYSA BATI KARADENİZ'İN AYAKTA KALAN TEK ANTİK KENTİ OLAN DÜZCE TARİHİ, DOĞASI VE DENİZİYLE BİZLERE ÇOK ŞEY VADEDİYOR.

Karadeniz Bölgesi'nin batı sınırını oluşturan Düzce, hem Karadeniz’in hem Marmara’nın güzelliklerine sahip... Bulunduğu topraklar, Kuzey Anadolu'nun Doğu-Batı iletişimini sağlayan en önemli yol güzergâhı. Bu nedenle de Düzce, birçok medeniyetin iz bıraktığı bir durak olmuş.


Düzce tarihinin en iyi görülebildiği yer günümüz kent merkezinin 8 kilometre kuzeyinde yer alan ve Batı Karadeniz’in en iyi korunmuş antik kenti de olan Prusias Ad Hypi-um, bugünkü adıyla Konuralp. Bölgede çok fazla araştırma yapılmadığı için tarih öncesi dönemlerine ilişkin bilgilerin yetersiz olduğu antik kentin, MÖ 6. yüzyılda kurulduğu düşünülüyor. Heraklia Pontika (günümüz Karadeniz Ereğli) kentine bağlı olarak kolonistler ve yerli halkın kaynaşmasıyla kurulan bu kentin bilinen ilk ismi Kieros. Kentin ismi, MÖ 3. yüzyıl sonunda Bithynia Kralı I. Prusa-is tarafından ele geçirilip büyük imar hareketlerine sahne olunca Prusais olarak değiştirilmiş. MÖ 72 yılında Roma denetimine geçen antik kent, MS 2. ve 3. yüzyıllarda en parlak çağını yaşamış. Düzce, Roma ve Bizans egemenliklerinin ardından bölgede OsmanlI Beyliği’nin kurulmasıyla Türkler’le tanışmış. Osman Bey’in komutanlarından Konur Alp Bey tarafından Osmanlı topraklanna katılmış. Ki bölgenin en eski yerleşim yeri olan Prusias Ad Hypium kenti de onu ele geçiren Konur Alp Bey’in ismini alarak günümüze ulaşmış.

Çağlar boyunca Düzce ve bölgesinin merkezi Prusias Ad Hypium, sonradan aldığı isimle Konsapa iken, günümüz Düzce merkezinin 19’uncu yüzyılda ticari anlamda gelişmesiyle 1871 yılında bölgenin merkez ilçesi haline gelmiş.

SU ZENGİNİ

Düzce’nin şelaleleri gibi gölleri de su sisteminin olduğu kadar doğa güzelliklerinin önemli bir parçası. Koruma statüsüne alınan Efteni Gölü'nde 150 çeşit su kuşu barınıyor. Sucul bitki ve ağaçlar da bu güzelliğe muhteşem bir estetik katıyor. Kurugöl, Topuk Yaylası Göleti, Karagöl, Torkul Yaylası Göleti, Dipsizgöl gibi birçok göl var Düzce'de. Serdin ve Efteni kaplıcaları, aynı zamanda sifa kaynağı Büyük Melen Çayı da profesyonel raftinge ev sahipliği yapıyor.

Cumhuriyetin ilanından sonra hızla ilerleyen bölge, özellikle D-100 ve TEM otobanının yapılmasıyla oldukça önemli bir yer haline gelmiş. 1999 yılında yaşanan iki büyük depremin ardından Düzce bir il statüsüne kavuşturuldu.

MERMER KÖPRÜ KISA SÜRE ÖNCE EMEKLİYE AYRILDI!

Düzce’nin tarihine özellikle de antik tarihine ilişkin birçok kalıntı Konuralp kentinde korunmuş durumda. Kentin bu özelliği onu aynı zamanda Karadeniz’in en iyi korunmuş ve görülebilen antik kenti de yapıyor. Konuralp’taki Prusias Ad Hypium antik kentine ait kalıntılar, turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Döneminde tiyatro, agora, hamam, stadium, gymnasium, tapınaklar gibi bir kenti oluşturan temel yapıların tümüne sahip olduğu bilinen antik kentin bugün gün ışığına çıkarılan en önemli kısmı tiyatrosu. Halk tarafından ‘40 Basamaklar’ olarak anılan tiyatronun bir kısmı korunabilmiş.
İHTİŞAMLI ŞELALELER

Düzce, doğal güzellikler anlamında da keşfedilmemiş bir cennet; Karadeniz’in birçok özelliğini taşıyıp da henüz gün yüzüne çıkamamış bir il.

Düzce'nin özellikle batı ve güney batısında kalan kesimler Batı Karadeniz’in o eşsiz coğrafyası içinde yaylalara, şelalelere, göllere ve ormanlara sahip. Bu bölge karakteristik Balı Karadeniz ekosistemi ve özelliklerini yansıtırken, ilin batısında kalan yerler ise hem iklim hem de kültürel anlamda Marmara Bölgesi ile iç içe geçmiş durumda.

Ekosistemi bakımından oldukça zengin su kaynaklarına sahip olan Oüzce'de hayranlık uyandıracak şelaleler mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Özellikle 135 metre yükseklikten dökülen, Gölyaka ilçesindeki Güzeldere Şelalesi baş döndürücü bir görüntüye sahip. Güzeldere Şelalesi, Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından Orman İçi Dinlenme Yeri' olarak tescil edilmiş durumda. Şelalenin bulunduğu alanda kayın, gürgen, köknar, porsuk, sançam, karaçam, kestane, ıhlamur, akçaağaç, dişbudak, ceviz, orman kavağı, orman söğüdü, orman gülü, kara yemiş, papaz külalu ağaçlan; böğürtlen, üvez, alıç, taflan, kantaron otu, kardelen, arap sümbülü, siklamen, menekşe, düğün, eğrelti, fiğ. burçak gibi çeşitli bitkileriyle çok zengin bir floraya sahip. Ki böylesi bir zengin doğa içerisinde yaban hayvan çeşitliliğin az olması da elbette beklenemez. Samandere Şelalesi ve çevresinde tabiat anıtı olarak tescil-lenen bölge de çok önemli. Buradaki dere üzerinde, üç şelale, anıt ağaçlar, cadı kazanları, mağara sistemleriyle oldukça ilginç bir jeolojik oluşum var. Bu şelalelerin yanında Aydınpınar, Aklaş, Sarıkaya, Sakiıkent, Değirmenaltı köyü ve Çırakköprü şelaleleri de Düzce'ye zenginlik katıyor.

GÖÇLERLE ZENGİNLEŞMİŞ

Düzce’nin nüfus yapısı da kısmen kozmopolit. 1893 Harbi ve 1917 Bolşevik Devrimi gibi olaylardan sonra il, hem Doğu Karadeniz hem de Abhaz ve Çerkez halklarının göçleriyle karşılaşmış. Bu toplulukların yerel halkla oluşturduğu günümüz Düzce'si, renkli ve çok kültürlü bir özelliğe sahip. Bu çok renklilik, yemekten isimlere, yöresel sanatlardan kıyafetlere kadar geniş bir yelpazede kendisini gösteriyor, Şehrin doğal kaynaklarından elde edilen başlıca geçim kaynakları arasında balıkçılık, orman ürünleri, hayvancılık, kümes hayvancılığı ve fındık geliyor. Bunların yanında ilin Ankara ve İstanbul gibi metropollere çok yakın olması, Avrupa-Asya yol ağını birleştiren en önemli güzergâh üzerinde bulunması ekonomiyi canlandırırken, Kaynaşlı gibi bu yol ağlarının ilçe merkezinden geçtiği yerlerde gelişen taşımacılık ve dinlenme tesislerinin varlığı da büyük katkı sağlamakta. Düzce, sadece bir yol güzergâhı olarak aklımızda kalan saklı bir cennet. Oysa kültürel renkliliği, coğrafi zenginliğiyle de illa ki bilinmesi, gezilip görülmesi gereken bir yer.
Karadeniz ormanlarının ve dağlarının sunduğu çok sayıdaki yayla ve mağarayı da DUzce’nin doğal güzellikleri arasında saymalıyız. Tarihe meraklıysanız, Düzce sizi zengin tarihiyle de etkileyecek.
MS 1. yüzyılda yapılan tiyatroya daha sonra ise sahne binası eklenmiş. Kentte, görülebilen kalınlar arasında ayrıca mermer bir köprü de bulunmakla. Konuralp'ın batı sından geçip Efteni gölüi'ne dökülen Tabak Deresiüzerin-de; Akçakoca yoluyla Çilimli yol ayrımındaki mermer köprünün bugün yalnızca 10 metrelik bir kısmı görülebilliyor.

Antik köprü 50yıl öncesine kadar hala kullanılıyormuş. muş. Kentte ayrıca su kemerleri, sunar gjbi anıtsa. yapı -lar, nekropoller ve konut alanları da var. Bu konutlarda bulunan mitolojik sahneli mozaikler kentin ihtişamının birer kanıtı. İstanbul Arkeoloji Müzesi, antik kentten çıkarılan heykellere, mezar stellerine, yazıtlara, küçük buluntulara ev sahipliği yapıyor. özeiiike Tykhe Heykeli ve imparator büstleri büyük önem taşıyor.Düzce tarihine şahitlik edeceğineniz en önemli Konuralpteki müze... Müzede 1788 arkeolojik,456 etnografik ve 3 bin 837 sikke olmak  üzere bin 81eser sergileniyor.Düzce'de kültürel mirası gözler önüne seren 120 sivil mimari yapı 35 dini- kültürel yapı var. Bu yapıların arasında bölgeyi Türkleştiren Konur Alp'e ait türbe büyük önem taşıyor.Düzce'de 222 adet taşınmaz kültür ver tabiat varlığı ile 24 arkeolojik bir kentsel beş doğal sit olmak üzere toplam 30 sit  alanı bulunuyor.

Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.