BİR DOĞA HARİKASI"BOLU YEDİGÖLLER"

Güncelleme 26.02.2017

Yedigöller

BİRBİRİNE KOMŞU YEDİ MİNİK GÖL VE KÜÇÜK BİR ÇAĞLAYAN. YÜRÜYÜŞE, OLTA BALIKÇILIĞINA, KAMPA VE ÖZELLİKLE DE FOTOĞRAFA ÇOK UYGUN. HER MEVSİMİ AYRI BİR TAT VEREN DOĞA HARİKASI YEDİGÖLLER, ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR.

Bahar geldi. Artık sabahları, parlayan bir güne uyanacağız, akşamlar daha geç gelecek, balkonlar yıkanacak, kapı önleri süpürülecek veee... Hafta sonu için gezi programları yapılacak! Uzunca yollarda direksiyon sallanacak. Evet, direksiyon başındakiler biraz yorulacak ama gezi dönüşünde onların bile yüzünde güller açacak... Mutlu, dinlenmiş, yenilenmiş olacak hayat. Bahar yenileyecek hepimizi.

Haydi o zaman, bugün Yedigöllere gidelim.

YEDİ GÖL, YEDİ KARDEŞ...

Bolu Yedigeöller manzara

Bolu ili sınırlan içinde yer alan Yedigöller, adını yedi gölden alıyor. Bolu Mengen’den geçerek veya Ankara-İstanbul karayolundan ayrılan yollarla, yedi gölün olağanüstü beraberliğinden doğan bu doğa köşesine ulaşabilirsiniz. Vadi boyunca yer kaymalarıyla ortaya çıkan çukurların Karadeniz’in yardımıyla dolması, bu heyelan göllerinin oluşumuna yol açmış. Görünümleri gibi adları da bir masaldan fırlamış yedi kardeşin adlarına benzer.

Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Deringöl, Küçükgöl, Büyükgöl ve Seringöl. Göllerden yükselen buğunun gerisinde başta yayın olmak üzere,meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam ve ıhlamur ağaçlarından oluşan ormanın yeşil siluetini göreceksiniz. 1965 yılında Milli Park ilan edilerek koruma altına alınan, toplam 550 hektara yayılan bölgede, ‘Yedigöller masalını geyik, karaca, tilki ve sincaplarla birlikte 236 çeşit çiçek tamamlıyor. Aralarında 50-60 metre yükseklik farkı olan göllerin bazıları, dipten de birbirlerine bağlanarak gizemli efsanelere kapı aralıyor.

Bolu Yedigöller Mangal 

Yedigöller’in her mevsimi bir başka güzel ama özellikle de sonbahar ve ilkbahar, kaçırılmayacak zamanları... Sonbahar aylarında sararmış ve sararmakta olan yaprakların oluşturduğu renk cümbüşü anlatılmaz, ancak görülür. Ancak gölün ormandan aldığı renk ve yansıttığı pırıltı, özellikle ilkbaharda bambaşka bir güzellik yaratıyor. Yedigöller’de mutlaka bol bol yürümeli ve tertemiz havayı içinize çekerken güneşin gölün suları üzerindeki dansını izlemelisiniz. Kapankaya manzara seyir yerinden görülen renk şöleni, unutamayacağınız bir tablo olacak. Sabah sisi, bu tabloya küçük fırça darbeleriyle inanılmaz bir derinlik kazandıracak.

Patikadan yola devam edince, Karaçam Anıt Ağacı’nın 500 yıllık bilgeliğiyle karşılaşacaksınız. Günlerle gecelere, göllerin ve dağların değişen renklerine, uçuşan yapraklara, sıçrayan sincaplara, zarif ceylanlara ve doğanın nefes alıp verişine tam beş asırdır sükûnet içinde tanıklık eden bu ağacın, çevresi 5.5 metre olan gövdesine sarılın ve bilgeliğinin sesini dinleyin. Hepsi de ayrı güzellikteki yedi gölde oynaşan binlerce rengi izlerken sakın fotoğraf çekmeyi unutmayın. Bahann canlı ışığı, fotoğraf çekimi için ideal atmosferi sağlayacak. İster bir yaprağın sudaki gezintisini çekin, ister zıplayan bir alabalığı, Yedigöller hatırası olarak albümünüzdeki en güzel yeri alacağına emin olabilirsiniz.

Yedigöller Kroki

Şimdi yedi kardeşi ayrı ayrı tanıyalım mı?

Sazlıgöl, derelerden gelen malzemelerle dolmuş ve alt kısımlarındaki sazlar nedeniyle bu ismi almış, içinde gümüşbalığı ve diğer alabalık türleri yaşıyor.

İncegöl, ince ve uzun olması nedeniyle bu isimle anılıyor. 2 metre derinliği ve 1036 metrekare alanı olan ve gümüş-balıklarına ev sahipliği yapan gölün kenarında, konaklamalar için bungalovlar yer alıyor.

Kurugöl ise hemen yanındaki Nazlıgöl'ün sularının fazla olduğu bahar mevsiminde suyla dolan küçük bir göl. Yılın büyük bir bölümünde su bulunmadığı için bu ismi taşıyor. 

Nazlıgöl, dip kaçakları nedeniyle su tutmayı başaramıyor ve bu yüzden derinliği mevsime bağlı olarak 5 ile 10 metre arasında değişiyor. Sularının fazla olduğu ilkbaharda 20 bin metrekareyi geçen gölde gökkuşağı alabalığı ve gümüşbalığı yaşar.

Deringöl, sportif avlanmalara uygun olması ve kıyılarında gezi patikalarının bulunması nedeniyle ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeker. Yer yer 10 metreye ulaşan derinliği nedeniyle bu adı alan gölde gökkuşağı alabalığı, dere alası, Abant alası gibi balıklar yaşıyor.

Büyükgöl, adından da beli olduğu gibi en büyük göl. En derin yeri 16 metreyi bulan gölün üzerinde, birçok takvimde görebileceğimiz ahşap bir köprü var. İki adet seyir iskelesi, kıyılarındaki gezi patikaları ve alabalık avına uygun olması nedeniyle ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor; dere alası, gökkuşağı alabalığı, Abant alası, kadife sazanı gibi balıklara yaşam alanı sunuyor. Ülkemizin ilk kültür alabalığı üretme istasyonu da 1969’da burada kurulmuş.

Seringöl, gökkuşağı alabalığı üretiminin devamlılığını sağlamak amacıyla anaç balıkların yetiştirilmesinde kullanılmış. Çıkışında yer alan beton regülatörlerle tahliye olan su, hidroelektrik santralini çalıştırıyor ve alabalık üretme istasyonunun su ihtiyacını karşılıyor.

Göllerde olta kiralayarak balık da avlayabilirsiniz; tabii avlanmanın serbest olduğu 1 Nisan -1 Eylül arasında.

TREKING’DEN HUZURA HER ŞEY VAR

Yedigöller Ahşap İskele

Dilerseniz, Yedigöller sizin için tam bir aktivite bölgesi. Ormanların çağrısına kulak verip sırt çantanızla yola koyulabilirsiniz. Dağ evlerine doğru giden dar patikayı izleyerek nehrin kıyısından yürürken su sesiyle kuş seslerinin birbirine karıştığı bir doğa masalı içinde olduğunuzu hissedeceksiniz. Yedi çeşmeden oluşan Dilek Çeşmesi’nde yedi dilek dilemeyi unutmayın.

Kurugöl ve Nazlıgöl’den sonra Orman Müdürlüğü’nün bungalovlarına varıyorsunuz. Devam edince, İncegöl ile hemen ardında yer alan Sazlıgöl çıkıyor yolunuza. Daha yükseklere çıktığınızda Anıt Ağaç’la karşılaşıyor ve burada dinlenerek dönüş yoluna koyuluyorsunuz.

Yoruldunuz, ama bu yemyeşil masalın içindeki yürüyüş hafızanızdaki eşsiz yerini aldı.

İzin verilen alanlarda mangal yakın, ister köfte ister alabalık ziyafeti çekin kendinize. Üstüne bir de sıcak ve demli bir çay... İşte yorgunluk, ayak parmaklarınızın ucundan toprağa doğru akıp gitti...

NEREDE KALINIR?
Dubleks villalardan oluşan 31 yataklı dinlenme tesisleri Orman Bölge Müdürlüğü’ne ait. Beş tanesi dört yataklı bungalov, iki tanesi üç ve dört yataklı misafirhane olan tesiste yer bulabilmek için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Daha serüvenci ruha sahip olanlar için çadır ve karavan alanı da bulunuyor, ama mutlaka uyku tulumu ve diğer malzemenizin tam olması gerekiyor. Çünkü 3 bin 500 metre rakımı olan vadide, yaz gecelerine bile güven olmuyor. Ama geniş kamping alanında geniş bir otoparktan mutfak ve tuvalete kadar her tür ihtiyaç düşünülmüş. Nerede kalırsanız kalın, burada alabalık dışında, ekmek dâhil pek çok yiyeceğin bulunmadığını akıldan çıkarmayın ve tedbirli olun

Kiler Magazin Nisan 2012 34-36