Header Ads


DÜNYANIN YEDİ HARİKASI" RODOS HEYKELİ"

DÜNYANIN YEDİ HARİKASI ANTİK DÖNEMDE NAM SALMIŞ BU İNSAN ELİNDEN ÇIKMA ESERLER YÜZYILLARDIR GİZEMLERİ VE GÜZELLİKLERİYLE İNSANLARIN HAYAL DÜNYASINI SÜSLEMEKTEDİR.

Rodos adası, eski çağlarda oldukça önemli bir ticaret merkeziydi. Ege Denizi’nin Akdeniz ile buluştuğu yerde, Küçük Asya’nın güneybatı ucunda bulunurdu. Aynı ismi taşıyan başkent Rodos, M.S. 408 yılında inşa edilmişti ve adanın kuzey sahilindeki en iyi doğal limanından faydalanması için kullanılırdı.  
 Ada, M.O. 357 yılında Halikamas Kralı Mausolus, M.O. 340 yılında Persliler, M.Ö. 332 yılında ise Büyük İskender tarafından ele geçirildi. İskender, yüksek ateş sebebiyle erken yaşta öldüğünde, generalleri, İskender in büyük krallığına sahip olmak ve kontrol etmek için birbirleriyle savaştılar. Bu generallerden üçü, Ptolemy. Seleucus ve Antigous, krallığı aralarında üçe böldüler. 


Ancak Rodoslular Ptolemy’yi destekledi. Sonunda Ptolemy, Mısır’ı kontrolü altına aldı ve Rodoslular ve Ptolemy’yi destekleyen Mısırlılar, doğu Akdeniz'deki ticaretin büyük bir bölümünü kontrol eden bir anlaşma yaptılar. Bu durum Antigous 1 Monophthalmus’u çok sinirlendirdi. O da Makedonya Kralı olan oğlu Demetrius Poliorcetes'e Rodos şehrini ele geçirmesini emretti - Poliorcetes "şehirlerin fatihi” anlamına geliyordu. Demetrius. 40.000 asker e şe rı işgal etti. Bu, Rodos nüfusundan daha fazlaydı. Ancak, şehir duvarlarını aşabilmek için, bir sürü dev kuşatma kulesi inşa  etmek zorunda kaldı. 

Savaş uzun ve ıstıraplı oldu. Demetrius ilk kuşatma kulesini, altı geminin üzerine inşa etti, ancak bu kuleler daha kullanılamadan bir fırtınada yerle bir oldu. Demetrius, bu kez Helepolis adı verilen toprağa bağlı bir kuşatma kulesi ile tekrar denedi. Şehre saldırdığında, Rodoslular bu savaş makinesini, şehir duvarlarından bir kanal açıp sel yağdırarak. Demetrius ve askerlerini çamura boğdu. Savaş başlayalı neredeyse bir yıl olmuştu ve şehrin savunmasına yardımcı olması için Mısır'dan gemiler gelmişti. Demetrius, kuşatma kulesini olduğu yerde bırakıp geri çekildi. Rodoslular özgürlüklerini ve zaferlerini kutlamak için. Güneş Tanrısı Helios adına dev bir heykel yaptırmaya karar verdiler. 

Demetrius’un arkada bıraktığı savaş makinelerini eritip figürün dış yüzeyi için bronz elde ettiler. Kuşatma kulesini ise yapı iskelesi olarak kullandılar. Heykel inşa edildikten yüzyıllar sonra yaşamış tarihçi Plynus’a göre, yapımı 12 yıl sürdü ve M.Ö. 292-280 yılları arasında heykel dikildi. (Diğer tarihçiler ise bu inşaatın M.Ö. 304 yılında başladığını iddia ediyorlar.) Heykel, 33,5 metre yüksekliğindeydi ve 15 metre yüksekliğindeki iki geniş kolonun üzerinde duruyordu. İki bacağı açık bir şekilde, limanın girişine dikildi. Böylece gemiler altından geçebilecekti. Ama heykel daha çok Yunan tarzında poz vermişti: çıplak, başında çivili bir taç, sağ elinde beyaz bir örtü, sol elinde ise bir meşale. Ancak diğer beş eserde de olduğu gibi, Rodos’un heykeli de günümüze kadar kalmadığı için sahip olduğumuz bilgiler tarihçilerin kaynaklarıyla sınırlı ve heykelin pozisyonu konusunda da çelişkili teoriler var. Resimlerle de görüldüğü gibi, kimilerine göre elinde meşale vardı, kimi- lerine göre eliyle yüzünü kapatıyordu. Bazıları belinde örtü olduğunu iddia ediyor, bazıları çıplak. Dolayısıyla tarihçilerin farklı yorumlarından, ortaya farklı resimler çıkmıştır. Ayrıca Rodos Heykeli’nin iki bacağının limanın girişinde iki ayrı sütunda durduğu anlatılır. Ancak bazılarına göre, heykel tek sütun üzerinde, bacakları birleşiktir. Heykelin kalıntılarına ulaşılamadığı için, bu teoriler netlik kazanacak gibi görünmüyor. 
Bu yapının mimarı, Lindos lu mimar Chares'di. Chares. vatanseverdi ve şehrin savunmasında savaşmıştı. Öğretmeni Lysippus, 18 metre 1 yüksekliğinde bir Zeus heykeli yaptığı için tecrübeliydi. Chares bu heykelin küçük versiyonlarını yaptı, büyük heykeli yaparken bunları kullandı.şekilde heykelin Tanrı Helios'u gücendirdiğine ve diler. Tarihçi Strabo’nun söylediğine göre, kalıntılar 800 yıldan uzun bir süre limanda etrafta saçılmış olarak kaldı. Kırılmış olmasına rağmen, bilinen dünyanın dört bir tarafından ziyaretçiler heykeli görmeye geldiler. Tarihçi Plynus, düşen başparmağın etrafını, ancak birkaç kişi kollarını birleştirdiği takdirde sarabildiklerini ve her bir parmağın, çoğu heykelden daha büyük olduğunu söyler. 

M.S. 654 yılında, Emevi hanedanının kurucusu Halefi Muaviye komutasındaki Araplar Rodos u işgal etti ve tarihçi Rahip Thephanes'e göre, kalıntıları Edessa'lı Yahudi bir tüccara sattılar. Alan kişi heykeli parçalamış ve parçalarının  birçoğunu 900 deve ile taşıyıp götürdü. Ancak Rodos Heykeli’nin tüm izlerinin, Arap işgalinden çok önce ortadan kaybolduğuna dair ciddi kanıtlar var. 1989 yılında basında, Rodos'un kıyısında bulunan büyük taş parçalarının. Rodos Heykeli'ne ait olabileceğine dair haberler çıktı; ancak daha sonra bu teorinin asılsız olduğu anlaşıldı. 2008 yılında, Ursula Vedder tarafından yayılanan bir makaledeki bir başka teoriye göre. Heykel hiçbir zaman limanda olmamış, liman bölgesine tepeden bakan Monte Smith adındaki tepenin üzerine inşa edilmişti. Monte Smith'in tepesindeki tapınağın ,Apollo'ya ithafen yapıldığı düşünülmüştü ancak Vedder’e göre, buradaki tapınak aslında Helios için yapılan heykeldi. Tapınak bölgesinde bölgesidne bulunan dev taş temellerin amacı arkeolog ve bilim adamları tarafından saptanamasa da  Vedder'in iddasını destekler nitelikte.

Bugün New York'taki özgürlük heykelinin tasarımı,duruşu ve boyutları 19. yüzyılın sonlarında. Rodos Heykeli’nin nasıl göründüğünü tahmin eden mühendisler tarafından yapıldı. Ayrıca 1970 yılına ilk kez. Rodos Heykeli’nin tekrar inşa edilmesi gündeme geldi. Heykelin varlığının, turizme büyük katkı sağlayacağına inananların yanında, maliyetinin, çok fazla olacağından bu fikre sıcak bakmayanlar da var (en az 100 milyon euro civarında olacağı tahmin ediliyor.) 

Kaynak:  Antik Dünyanın Yedi Harikası - Peter A. Clayton & Martin, Homer Kitabevi, 1999. 
Seven Wonders of the Ancient World - Michael Woods, Mary B. Woods, Twenty- First Century Books, 2008.
Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle...

Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.