Yarın bugünden güzel olacak, her şey çok güzel olacak.
Yarın bugünden güzel olacak, her şey çok güzel olacak.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. Minareyi çalan kılıfı hazırlar. Ata sözlerimiz aslında yüzlerce yıldır haksızlıkla güç elde edenlerin hep var olduğunu ve var olacağının kanıtıdır. Bu yüzden bardağın boş tarafından bakmak yerine dolu tarafından bakalım. Sabreden derviş muradına ermiş, keser döner sap döner gün gelir hesap döner.
İstanbul seçimlerine yapılan olağan ve olağan üstü itirazlarda aslında iktidarın bundan önceki seçimlerde nasıl hile yaptıklarını kendi ağızlarından belgeleri ile öğrenme fırsatı bulduk, devlet kurumları içinde nasıl örgütlenmişlerinden tutunda sandık kurullarını nasıl oluşturduklarına kadar hatta oradan seçmen listeleri ile nasıl oynadıkları da kendi belgeleri ile ortaya çıktı. Bu itirazlar aslında malumun ilanı olmuşlardı. Kendi silahlarını açık hedef haline getirerek, seçimlerin aslında millet iradesinden çok güçlünün iradesini yansıttığının, parayı verenin düdüğü çaldığının ispatı oldu.
Bu sefer ne oldu da bu sistem olması gereken zamanda işe yaramadı. İşe yaramadı da bütün foyalarını neden ortaya dökmek zorunda kaldılar? Cevap ise yine tarihte var. Sosyolojide, psikolojide var. Aşırı öz güven zaferi kaybettirir. Bu kadar basit. Devletin bütün güçlerini eline geçirdiğini sanmak, devleti oluşturan güçleri bilmemekten ortaya çıkar. Halkını, milletini tanımamaktan geçer. Yaptıklarına karşı ses çıkarılmadığı zaman bunları doğru yaptığını sanmakta ya da halkını kandırabildiğini düşünmekte yatar. Halbuki tarih yazdı ve yazmaya devam edecek, saraylarda oturanlar, halkına saray kırıntılarını bile vermiyorsa, ailesi, sülalesi, dostu her daim kazanıyorsa halk bir gün bütün oyunlarını bozar. Sonrasında ise iktidar daha da aptallaşır ve bütün hilelerini hurdalarını ortaya döker halkta onları döker. İşte o halk en kuvvetli halk olur yüzlerce yıl.Yüzlerce yıl sonrasında hikaye başa döner mi döner zaten binlerce yıldır böyle dönüp duruyor. Değişmeyen tek şey ise yarının bugünden hep güzel olacağıdır. Bugün kaybedilmiş görünenler yarınların kazanımı olacaktır.
Bu İstanbul seçimi 24 Haziranda 31 Martta kazananı tescilleyecek. Sonrası her şey güzel olacak.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. Minareyi çalan kılıfı hazırlar. Ata sözlerimiz aslında yüzlerce yıldır haksızlıkla güç elde edenlerin hep var olduğunu ve var olacağının kanıtıdır. Bu yüzden bardağın boş tarafından bakmak yerine dolu tarafından bakalım. Sabreden derviş muradına ermiş, keser döner sap döner gün gelir hesap döner.
İstanbul seçimlerine yapılan olağan ve olağan üstü itirazlarda aslında iktidarın bundan önceki seçimlerde nasıl hile yaptıklarını kendi ağızlarından belgeleri ile öğrenme fırsatı bulduk, devlet kurumları içinde nasıl örgütlenmişlerinden tutunda sandık kurullarını nasıl oluşturduklarına kadar hatta oradan seçmen listeleri ile nasıl oynadıkları da kendi belgeleri ile ortaya çıktı. Bu itirazlar aslında malumun ilanı olmuşlardı. Kendi silahlarını açık hedef haline getirerek, seçimlerin aslında millet iradesinden çok güçlünün iradesini yansıttığının, parayı verenin düdüğü çaldığının ispatı oldu.
Bu sefer ne oldu da bu sistem olması gereken zamanda işe yaramadı. İşe yaramadı da bütün foyalarını neden ortaya dökmek zorunda kaldılar? Cevap ise yine tarihte var. Sosyolojide, psikolojide var. Aşırı öz güven zaferi kaybettirir. Bu kadar basit. Devletin bütün güçlerini eline geçirdiğini sanmak, devleti oluşturan güçleri bilmemekten ortaya çıkar. Halkını, milletini tanımamaktan geçer. Yaptıklarına karşı ses çıkarılmadığı zaman bunları doğru yaptığını sanmakta ya da halkını kandırabildiğini düşünmekte yatar. Halbuki tarih yazdı ve yazmaya devam edecek, saraylarda oturanlar, halkına saray kırıntılarını bile vermiyorsa, ailesi, sülalesi, dostu her daim kazanıyorsa halk bir gün bütün oyunlarını bozar. Sonrasında ise iktidar daha da aptallaşır ve bütün hilelerini hurdalarını ortaya döker halkta onları döker. İşte o halk en kuvvetli halk olur yüzlerce yıl.Yüzlerce yıl sonrasında hikaye başa döner mi döner zaten binlerce yıldır böyle dönüp duruyor. Değişmeyen tek şey ise yarının bugünden hep güzel olacağıdır. Bugün kaybedilmiş görünenler yarınların kazanımı olacaktır.
Bu İstanbul seçimi 24 Haziranda 31 Martta kazananı tescilleyecek. Sonrası her şey güzel olacak.
çalanın yanında kalması ayrı bir durum değil mi sizce?
YanıtlaSil