Roma Konut Mimarisi(TİYATRO VE AMPHİTİYATROLAR )
Vitrivius’a göre Roma tiyatrosunun planı şöyle çıkarılmalıdır;
Vitrivius’a göre Roma tiyatrosunun planı şöyle çıkarılmalıdır |
Ana merkez saptandıktan sonra bunu sınırlarını belirleyecek çevre çizilir. İçerisine de birbirinde eşit uzaklıkta olan burçlar kuşağının on iki burcunu gösteren, dairenin sınır çizgisine değen dört eşkenar üçgen çizilir. Bu üçgenlerden kenarı skeneye en yakın olanını alınarak skenenin önü, o kenarın dairenin kavsiyle kesiştiği çizgi ile belirlenir (A-B). Sonra sahne platformunu oskestra yerinden ayırmak için o noktadan başlayarak merkezden paralel bir çizgi çekilir (C-D). Platform Yunanlılarınkinden daha derin olmalıdır. Platformun yüksekliği orkestrada oturanların sahnedeki tüm oyuncuları izleyebilmeleri için beş ayaktan fazla olmamalıdır. İzleyicilerin tiyatrodaki yerleri dairenin çevresindeki üçgenlerin açıları birinci kavisli yatay geçite (diazoma) kadar bölümleri ayıran basamakların yönünü verecek şekilde bölünmelidir. Yukarıdaki oturma bölümleri aşağıdakilerin ortalarına gelecek şekilde düzenlenmelidir. Basamaklı geçitler aşağıdakilere göre birer atlayarak yerleştirilir. Aşağıdaki basamakların yönlerini veren açılar yedi tanedir (C, E, F, G, H, I ve O); diğer beş açı skenenin düzenini belirler: ortadaki açının karşısına kraliyet kapısı (K) gelir, sağ ve soldaki açılar (L-M) konuk bölümlerinin kapı konumlarını verirken, en dıştaki iki açı (A,B) ise kanatlardaki geçitleri gösterecektir. İzleyicilerin oturma basamaklarının yüksekliği 1 ayak 1 avuçtan az, 1 ayak 6 parmaktan fazla olmamalıdır; derinlikleri ise 2 ½ ayaktan fazla, iki ayaktan az olmayacak şekilde belirlenmelidir. En üstteki oturma dizilerini üzerine yapılacak revakların çatısı, sesin çatıya ve en üstteki oturma yerlerine kadar aynı güçte yükselebilmesi için “scaena” tepesi ile aynı hizada olmalıdır. Eğer çatı yüksek değilse alçaklığı oranında sesi ilk ulaştığı yerde engelleyecektir. En alttaki basamakların arasındaki orkestra çapının altıda biri alınarak, her iki tarafta uçlardaki alt oturma yerleri gerekli yükseklikte kesilerek girişler oluşturulur (O-P). Scaena uzunluğu orkestra çapının iki katı olmalıdır.
Pompei tiyatrosu İ.Ö. 2. yy.’ın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Bu nedenle planı Roma tiyatrosundan daha çok Helenistik dönem yunan tiyatrolarına benzemektedir. |
Pompei tiyatrosu İ.Ö. 2. yy.’ın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Bu nedenle planı Roma tiyatrosundan daha çok Helenistik dönem yunan tiyatrolarına benzemektedir. Dinsel bir işlev üstlenmekten çok eğlenceye ayrılmış bir yerdi. Bununla birlikte orkestraya açılan kemerli girişlerin yerleştiriliş şekli ve orkestra ile sahnenin düzenlenişi Roma tiyatro planının ilkelerini ilk kez ortaya koymaktadır. Caveası tektir ve diazomadan sonra sütunlu galeri gelir. Görkemli cepheli süslü scaenaeların ilkel örneğini vermektedir.
İ.S. 2. yy.’ın ikinci yarısında inşa edilmiş olan Orange’daki tiyatro Roma tiyatrolarına en iyi örnektir. Sahne binası ve auditorium kesintisiz çevre duvarı ile kuşatılmıştı |
İ.S. 2. yy.’ın ikinci yarısında inşa edilmiş olan Orange’daki tiyatro Roma tiyatrolarına en iyi örnektir. Sahne binası ve auditorium kesintisiz çevre duvarı ile kuşatılmıştı. Açık paradoslar yerine üzerlerinde oturma sıralarının devam ettiği tonozlu geçitler bulunmaktadır. Bu sıkı yapısal düzenlemeyi elde edebilmek için izleyici sıraları ve orkestra yarım daire biçiminde düzenlenmiştir. Orkestra gösteri alanı olma işlevini yitirmiş, izleyiciler arasındaki önemli kişilerin oturma yerlerinin konulduğu bir mekan olmuştu. Burada iki unsur kapalılık hissini daha da güçlendirir. Sahnenin üzerindeki ahşap bir çatı gösteri yapanları kötü hava şartlarından korurken, seslerinin daha uzağa ulaşmasını sağlayan akustik bir işlev görüyordu. Dış duvarların üzerinde yükselen ahşap direklere asılı tenteler seyircileri güneşten koruyordu.
Sahne binası ve auditorium kesintisiz çevre duvarı ile kuşatılmıştı. Açık paradoslar yerine üzerlerinde oturma sıralarının devam ettiği tonozlu geçitler bulunmaktadır. |
Pompei amphitiyatrosu sağlam kalan ilk daimi amphitiyatrodur. Büyük olasılıkla İ.Ö: 70 yılında şehrin koloni haline gelmesinden az sonra hem İç Savaş’ta Romaya karşı geldikleri için, hem de gelecekteki iyi tavırlarının bir güvencesi olarak lejyona mensup emekli askerler için bir yerleşim yeri oluşturmasını takiben inşa edilmiştir. Yapı şehrin henüz hiçbir yapısının inşa edilmediği en güneydoğu ucuna ve şehir kapılarına erişimi uygun bir alan yapılmıştı. Kapasitesi yaklaşık 20 000 kişi olduğundan, Pompei nüfusunun oldukça üzerinde bu rakam komşu kentlerden de ziyaretçiler beklendiğini göstermektedir. Amphitiyatro standartlaşmış oval bir şekle sahiptir. Boyutları 135 x 105 m. dir. Arena ve oturma yerlerinin en yakında olanlarının üçte ikisi özgün zemin seviyesi kazılarak yapılmıştı. Buradan çıkan toprak sıraların kalan üçte birlik kısmının dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Şehir duvarına yaslanan güneydoğu bölümü hariç, toprak dolgu dış yüzü opus incertium tekniğinde kaplanmıştır. Duvar yukarıya doğru içe meyilli idi ve üst bölümü amphitiyaronun etrafını dolaşıp şehir surlarına bağlanan geniş bir yürüyüş yolu, kemerlerin birleştirdiği payandalarla güçlendirilmiştir.
Arenaya giriş her iki uçtan zemin seviyesinden aşağı doğru inen tünellerle sağlanmaktadır. Ancak güney uçtaki giriş şehir surlarına takılmamak için batıya doğru biçimsiz bir dirsek yapmaktadır. Bu tünellerden çıkan tonozlu geçitler, oturma yerlerinin en alt ve orta sıraları arasında uzanmakta ve buralara giriş sağlamaktadır. Üçüncü sıraya istinat duvarına yaslanarak oradan da kemerlerin tepesine bağlanan dış merdivenlerden geçilmektedir.
Pompei tiyatrosunun başlıca işlevsel olumsuzluğu giriş ve çıkış kapılarının sayıca az olması nedeniyle seyircilerin giriş ve çıkışının çok zaman almasıydı. |
Pompei tiyatrosunun başlıca işlevsel olumsuzluğu giriş ve çıkış kapılarının sayıca az olması nedeniyle seyircilerin giriş ve çıkışının çok zaman almasıydı. M.S. 59 yılında Pompei ve Nuceria kentleri arasında sataşma ve meydan okuma ile başlayan olaylar, taşların atılmasıyla devam edip sonuçta kılıçların çekilmesiyle bitmiştir. Pompeililer bu konuda tecrübeli olduklarından birçok Nucerialı ya öldürülmüş ya da ağır yaralanmıştı. Konsüllerin yürüttüğü bir soruşturma sonucunda senato tarafından Pompei şehri yetkilileri 10 yıl boyunca gladyatör dövüşleri düzenlemekten men edilmişti.
Arenaya giriş her iki uçtan zemin seviyesinden aşağı doğru inen tünellerle sağlanmaktadır. Ancak güney uçtaki giriş şehir surlarına takılmamak için batıya doğru biçimsiz bir dirsek yapmaktadır. |
Statilius Taurus’un amphitiyatrosu M.S. 64’teki büyük yangında yerle bir olmuştu. Yaklaşık 10 yıl sonra İmp. Vespasianus bunu daha büyüğü ile yenilemeye karar vermişti. Sözcüğün kökeni bilinmemekle birlikte Colosseum adıyla tanınan Amphiteatrum Flavianum, Nero’nun Altın evinin bahçesindeki gölün bulunduğu sığ çukura oturtulmuştu. 188 m.’ye 156 m. dış boyutları ve 48 m.’yi aşan yüksekliği ile o zaman dek inşa edilmiş en büyük amphitiyatro idi. Yapının tümü 51 m. genişlik ve 12 m. derinliğinde traverten bloklarla kaplı dairesel masif harç bir temel üzerine inşa edilmişti.
Statilius Taurus’un amphitiyatrosu M.S. 64’teki büyük yangında yerle bir olmuştu. Yaklaşık 10 yıl sonra İmp. Vespasianus bunu daha büyüğü ile yenilemeye karar vermişti. |
Pompei amphitiyatrosu ile Colosseum arasındaki temel fark Colosseum’daki izleyici sıralarının sert dolgu zemine değil koridor, merdiven ve rampaların taşıyıcı taş kolonlarla birbirinden ayrıldığı arı kovanı biçimli yapay iskelet üzerine inşa edilmişti. Sıraları taşıyan ince döşemelerden çoğunun altı boştu, yani iki beşik tonoz üzerine oturmaktaydı. Arena çevresinde dört tane iç içe daire ve bunların içinden arenanın yarıçapı boyunca uzanan seksen tane dikine koridor vardı. Bunların arasında üstte haç tonozlarla birleştirilmiş traverten ayaklar ve tüften perde duvarlar yükselmekteydi. Temeller atıldıktan sonra traverten iskeletin tamamlanması en önemli aşamaydı.
Ağırlığı en azından dıştaki koridor tarafından payandalandığından üçüncü katın tepesine kadar oturma yerleri mermerdendi. Sıraların dış duvara yaslandığı üst katta ağırlığı azaltmak gerekiyordu ve en üst katın sıraları ahşaptı. Tiyatrolarda olduğu gibi seyirciler güneşten bir tenteyle korunmaktaydı. Bunları taşıyan 240 direğin destekleri dış duvarların tepesine doğru hala görülebilmektedir. Aynı şey halatların bağlandığı iskele babaları içinde geçerlidir. Sistemin kullanılmasını denetlemek için imparatorluk donanmasından yüz kadar denizci yakınlarda bir yere yerleştirilmişti. Pompei’deki diğer bir fark ise arenanın kendisinde görülür. Pompei’deki arena yekpare dolgu iken buradaki, vahşi hayvanların zemin katın altında taşınıp arenaya salınırken bakıcıları için en az tehlike yaratacak şekilde tasarlanmış ve titizlikle inşa edilmiş usta işi koridor ve kafeslerden oluşmaktaydı.
Dıştan bakıldığında Colosseum kendi başına duran bir tiyatro auditoriumunun dış duvarını andırıyordu. Yapı görkemli giriş saçaklarının bulunduğu iki uç ile iyi yarımın merkezleri hariç oldukça yalındı. İlk üç kattaki tek tip kemer dizileri gömme sütunlar ile takviye edilmişti ve bunun üzerinde de yine gömme sütunlu daha sade bir duvar vardı. Zemindeki sütunlar Toskana, üzerinde sırasıyla standart hale gelmiş olan ion ve korinth düzeninde sütunlar vardı. Üst katın sade duvarlarında yüzeysel korinth düzeni gömme sütunlar vardı ve her bir duvar açıklığına sırasıyla yaldızlı tunç kalkanlar ve geniş kare pencereler yerleştirilmişti. Bir izleyici bileti kişinin oturma yerlerindeki belli bölüme ve yerinin olduğu belirli bir kata ulaşmak için, 76 giriş kapısından hangisi kullanması gerektiğini gösterebiliyordu. Colosseumun kapasitesi yaklaşık 50 000 kişiydi. Gelişkin koridor ve merdiven sistemleri sorunsuz giriş çıkışa imkân vermek üzere çok güzel bir biçimde tasarlanmıştı.
Yorum Bırakmak İster misiniz?