ANADOLU ÇİÇEKLERİ ve ABİDİN DİNO'NUN ÇİÇEKLEMESİ
Eskileri karıştırırken 1977 yılına ait Milliyet gazetesinde Yaşar Kemal ustanın, Abidin Dino ve Nazım Hikmet ustaların hakkında çiçeklerle süslenmiş dostluklarını ve dünyamıza bıraktıklarını okuyunca paylaşmazsam olmaz dedim.
DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİAnadolu'da çiçekler uçuşur. Bir oyaya, bir kilime, bir yazmaya, bir halıya, bir çoraba,mendile çiçek konmuşsa o çiçek konuşur.
Muhabbeti, acıyı, savaşı, sevinci, kavuşma gününü, mutluluğu, yalancılığı,doğruluğu, barışı simgeler. Anadolu'da her çiçeğin adından çok anlamı vardı. Sözü türküsü vardır. Abidin Dino'nun resimlerinde de, çiçekler bir büyü, bir patlama, bir yaratmadır. Çocuklarımızın göğüslerinde kırmızı güller açarken. O’nun kırmızı çiçekleri dünyamız mutluluğa kavuşsun diye açılmadadır.
Ona bir şiirinde"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye sormuştu Nazım... Abidin Dino da onun bu sözü üstüne mutluluğun çiçeğini çizdi ve altına yazdı: "Sen mutluluğun çiçeğini çizebilir misin, Abidin
Anımsayamıyorum, bilmem, Adana'da çiçek yapar mıydı? Haziran, temmuz aylarında Çukurova sapsarı kesilir. Güneş, tarlalar, sular, ağaçlar tozlar, yağan yağmurlar, bu aylarda yağmur yağmaz ya her şey sapsarıdır.
Bu sarılığının içinde belki bir adam boyu, belki de az daha kısa devedikenleri çok mavi bu sarının üstüne konar. Nereden bakarsan bak upuzun. güzel, taze,serin bir mavi, sarının ortasında balkır. Şimdi şu anda belki de doğayı belki de bir Abidin Dino resmi anlatıyorum size. Belleğimde karışmış gitmiş. Belki de mavi bir damla düşmüştür, çok ışıltılı bu sarının üstüne... Bu bir renk büyüsüdür. Belki de bu büyü bir Abidin Dino resmidir. Uzak, çok uzak gökleri vardır Çukurova'nın çok uzak yıldızları... Çok uzak, çepeçevre mavi, uçuk mavi, mor. uçuk, bakır rengi dağları vardır. Çukurova'nın, dumana batmış Ortasında bir çiçek, görkemli... Belki bu Çukurova'dır, belki de bir Abidin Dino resmidir.
Doğa bir büyüdür. Bir yaratmadır görene. Abidin Dino resmi de bir büyü, dehşet bir patlama, bir yaratmadır... Abidin Dino'daki bu çiçek zenginliği salt Çukurova değildir. Salt Karacaoğlu salt Dadaloğlu salt Çukur'un kadınlarının türküleri değildir. Bir Türkmen kilimi bin renkli bir büyü çiçeğidir. Çukurova'da Abidin Dino'yu bu kilim emzirmiştir. Çorum'da. Mecitözü’nde bir bilge kilim dokuyucusu ona arkadaşlık etmiştir. Bir minyatürde Şaha, Sultana çiçek koklatan ustayla konuşmuştur Abidin Dino... Mevlena'da çiçek açarken, işte o çiçeği daha tomurcuktayken Abidin Dino görmüştür.
'Benim oğlum ölürkene/Çiçekler çığrıştı açtı" ağıdını ilk Abidin Dino duymuştur, iskan Türkmeni yangılı kadının ağzından.
'Benim oğlum ölürkene/Çiçekler çığrıştı açtı" ağıdını ilk Abidin Dino duymuştur, iskan Türkmeni yangılı kadının ağzından.
Abidin Dino dünyanın çiçeklerinden, çiçeklerin kokularından,renklerinden süzülerek günümüze gelmiştir.Anadolu'da çiçekler konuşur. Bir oyaya, bir kilime. bir yazmaya, bir halıya. çoraba, mendile çiçek konmuşsa o çiçek konuşur.Muhabbeti simgeler acıyı,savaşı. derdi belayı, sevinci. kavuşma gününü, mutluluğu. yalancılığı, doğruluğu. barışı simgeler Anadolu'da çiçekler. Her çiçeğin adından çok anlamı vardır. Sözü, türküsü vardır. Anadolu'nun muhabbet tarihi çiçeklerin aanlamıyla yazılan tıpıtıpına uyar. Renklerin adı,çiçek adıdır. Nar çiçeği,kadife çiçeği, limon çiçeği, üçgül pembesi. Savaşların adı da çiçeklerdedir. En azgın çiçek. papuç inciri çiçeğidir, o savaşı simgeler, kilimlere Öyle geçer. Menekşe boynu büküktür, türkülere öyle geçer. Gül özlemdir, güzelliktir. türkülere öyle geçer. Yarpuz çiçeği serinliktir. türkülere öyle geçer. Mavi çiçek gönderilirse umuttur, bağlılıktır.Sarı çiçek gönderilirse umutsuzluk. kırgınlıktır, türkülere öyle geçer. “Sarı çiçek savran kurmuş oturmuş", bir yenilgi türküsüdür. Yeşil dal murattır. Çiçekler üstüne Anadolu'da. Anadolu İnsanının yaşamına ne kadar girmiş çiçek, onunla nicesine haşır neşir olmuş Anadolu, araştırmalar yapılmalı. Yunan taşlarına. Ermeni kiliselerine. Selçuk anıtlarına. Osmanlı camilerine bakmalı... Selimiye'nin içindeki boynu bükük lâle Selimiye'yi simgeler, ayrı bir güzelliktir. Sinan. Anadolu çiçeklemesiiİr. Yalnız bizim Anadolu mu, tüm insanoğlu yaşamının her yanına yönüne bir çiçek takmıştır. İnsanoğlunun adı, çiçekli insanoğlu olmalıydı. Ama çiçek Anadolu'da insan yaşamıyla bir bileşimdir. bütündür. Öbür insanların yaşamlırını kendi yaşamımız kadar, tarihimiz kadar yakından bilmiyoruz. Çiçeklerle ilişkilerini böylesine saptayalım.Kim bilir öteki ülkelerin insanları da-.. Koca Yunus bir gönül çiçeklemesidir. Nâzım Hikmet. Orhan Veli. Fazıl Hüanü Dağlarca birer çiçek delisidir.Nazım‘ın Karanfili. Orhan'ın. “Bu tepeden tırnağa çiçek açan ağaç"ı doğaya birer güzellemedir.
Pir Sultan'ın da derdi günü çiçektir. Elin taşı gelir geçer, dostun gülü deler geçer.
BÜYÜ DÜNYASINDAN...
Abidin Dino’nun çiçeklerini ne zaman gördüm onu da anımsamıyorum. Herhalde Paris'te görmüş değilim. Abidin Dino'da çiçek yapma. yaratma. açtırma merakı çok eskilere dayanır. Gene de Adana'da olacak yaptığı ilk çiçek bir mavi büyü çiçeği olacak. Belleğimi yokluyorum. belki de bu çiçekler Abidin Dino var olmadan da vardı,ama olamaz. Bir dergide görmüş olacağım, belki bir desen, belki maviye. Abidin Dino'nun o güzel desenini belleğimde ben boyadım. Yıllar önceydi uzun boylu Dino çiçekleri çıktı karşıma... Bu çiçekler bu dünyadan değildi... Ayrı uzak, eski, belki de terütaze. bu daha doğru olacak, bir dünyadandı. Bir büyü dünyasındandı diyeceğim geliyor ya,büyü ne demek, gerçek olmayan mı, gerçeğin önünde dışında, ötesinde bir dünyadan mı, gerçeğin arkasında, gerçeğin bir başka yüzü mü? Belki de herkesin yaşadığı düş dünyasının çiçekleriydi bunlar. Uzun boyunlu maviler. uzun boyunlu turuncular, uzun boylu kırmızılar,som yeşiller, som sarılar, som yanık sarılar,som aklar, sonsuz uzaklıkta maviler, uçup gitmişler, elle tutulumayıp gözle ulaşılmayanlar... Başdöndürücü, insanı alıp götürücü... Esrikleştirici... Bir büyü, bir düş dünyası... Merihli çiçekler. Ayda bitmiş. oradan alınıp getirilmiş çiçekler... Kimbilir ayçiçeği nasıl olur. Abidin Dino karşılığını veriyor, işte böyle olur diyor. Bu bir ay çiçeğidir, renginin adını siz koyun. Ya, Abidin Dino'nun çiçeklerindeki birçok rengin adını koyamıyoruz. Koyanın alnını karışılarım. Sarısına sarı, yeşiline yeşil diyebilene aşkolsun. Mavisine de mavi...
NEYİN ÇİÇEĞİ?
Abidin Dino'nun bende bu çiçeklerinden bir tanesi var: Yanık mor, belki yanık mavi, yanık boz, yani yanık kül rengi, belki de Çukurova yana yana ördolurun rengi, öyle bir renk... Çukurova'dan bir köylü akrabam geldi eve, bu yanık mavi çiçek duvarda asılıydı,gitti geldi, bu resimden ayrılamadı. Sonunda konuştu, "amma da iyi yapmış adam"dedi, İşte güz günü Çukurova'da çiçekler böylesine kavrulur. Yıllardır bu çiçek burada asılıydı ve bu çiçeği hep bir düş çiçeği sanıyordum. Ya da hiç adını duymadığım, Abidin Dino'nun bildiği bir yıldızdan getirilmiş bir çiçek sanıyordum. karşıma Çukur'un kurumuş güz çiçekleri çıkmasın mı? Sonra Abidin Dino ve çiçekleri üstüne kılı kırk yararcasına düşündüm. Çünkü benim için artık bu iş o kadar ucuz değildi, işin içinde işler vardı. Düş çiçeği demek işin kolayıydı... Artık her Abidin Dino çiçeğinden bir şeyler bulmaya başladım. Kenan Özbel'in her Anadolu çiçeğinden bir şey,bir anlam, bir renk, bir duygu çıkardığı gibi... Her Abidin Dino resmini aramaya başladım... Kırgınlığı, dostluğu, öfkeyi, sevgiyi, barışı, insanlığı, özlemi,kardeşliği söylüyordu, sonsuzluğu, acıyı, ölümü söylüyordu bu çiçekler... Coşkunluğu, gözü açık düş görmeyi, sonsuz,diri tepeden tırnağa çiçeğe durmuş tosun gibi umutları söylüyordu bu çiçekler... Ayağı yerde bir insanın bir büyülü dünyasıydı bu çiçekler... Temele, köke bağlıydı. Bir Yunus Emre, bir Karacaoğlan,bir Pir Sultan, bir Koca Nazım çiçekleniyordu bu renklerde. Nasrettin Hoca’yı da unutmamıştı Abidin Dino.O da can-u yürekten gülüyordu Abidin Dino'da... Kurnaz, akıllı, seven, gü- len, ağlayan, alçak gönüllü... Haaa, Abidin Dino'nun çiçeklerinin en büyük özelliği, bu çiçeklerin alçak gönüllü olmalarıydı. Yaşam gibi, doğa gibi, gerçek bilge insan gibi alçakgönüllüydü Abidin Dino'nun pırıl pırıl usta dünyasındaki renkler, çizgiler.
NAZIM A GÖRE...
mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye sormuştu ona bir şiirinde Nazım. Bir şeyler görmüş, bir şeyler sezinlemiş olacak bu büyük, usta arkadaşında Nazım ki, Sen mutluluğun resmini çizebilir misin? diye soruyordu. Bu çiçeklerin tümünü görseydi bu soruyu bu en iyi,en yakın, en candan arkadaşına sormazdı Nazım... Biliyorum ki. bu çiçeklerin çoğunu göremedi Nazım,görseydi arkadaşı- nın mutlulukların, umutların, sevinçlerin, kavgaların, dostlukların, ağzına kadar sevinç çiçeği açmış yüreklerin, öfkelerin, özlemlerin resmini çizdiğini, hem de çiçeklerde çizerek dünyamızı daha yaşanılası bir dünya yaptığını, dünyamızı daha insanca gördüğünü görür,sevinirdi. Dino bu »onsut Nazım Hikmet sevincinin resmini de bir çiçekte baharı durdururdu. Belki bir Seher vaktinde, belki Çukurova'ya mavi ışıklar düşerken, düşlediği bir Nazım Hikmet sevinci çiçeğinde... Abidin Dino mutluluğun çiçeğini de çizdi onun sözü üstüne ve çiçeğin altına yazdı: “Sen mutluluğun çiçeğini çizebilir misin Abidin?" Bu,çizebildim mi sorusuydu insanlara... Nazım sağ olsaydı bu yanan kırmızı ortasında ki ak çiçeğe bakar bakar, coşar, coşkunluğundan bir mutluluk türküsü döktürürdü. Bu en iyi arkadaşı mutluluğun çiçeğini,resmini yapmış diye dünyanın en mutlu adamı olurdu.
GÖĞÜSLERDE KIRMIZI GÜLLER AÇARKEN...
Abidin Dino dünyamızı çiçeklendirdi, çiçekledi. Şimdi Ankara'da bir galeri çiçeğe durmuştur. Çocuklarımızın göğüslerinde kızıl güller açarken... Bu kırmızı çiçekler dünyamız mutluluğa kavuşsun diye açılıyor. Bu çiçekler böyle... Toprağa. dünyamızda dostluk, kardeşlik, sevgi, barış çiçekleri açsın diye düşüyor! ve Abidin Dino bize biri dostluk, güzellik, insanlık, kardeşlik dünyası kuruyor. Sevince götürüyor bizi. 'Kamalağın, karardıcın arası / Işılaştı gülgüllüce kan oldu", Dadaloğlu şiirinde söylemiş. Abidin Dino daha geniş, daha görkemli resminde söylüyor. Nazım Hikmet nasıl büyük halk şiirimizin en büyük son halkasıysa, Abidin Dino da Anadolu kiliminin, yazmasının, çam bardağının. oyasının son büyük, görkemli halkası... Nazım Hikmet şiirlerini halkıyla birlikte nasıl ördüyse. Abidin Dino da resmini kilimci kadın gibi öylesine dokudu. Dünya şiiri Nazım Hikmet şiirinden nasıl çok şey öğrendiyse, Nâzım Hikmet dünya şiirini çağımızda nasıl zenginleştirdi, görkemli bir duruma getirdiyse. Abidin Dino'dan da dünya resminin öğreneceği çok şey olacaktır... Abidin Dino'dan. Pir Sultan’dan. Koca Yunus'tan. Kilimci Eşe’den... Büyük ustamızın eli dert görmesin,sonuna kadar dünyamızı ışıklı çiçeklere boğsun...
Alıntı:21.05.1977, Milliyet, Sayfa 2 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ Yazan: Yaşar Kemal
DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK DİLEĞİYLE...
DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK DİLEĞİYLE...
DİNONUN ÇİÇEKLERİ SÜPER OLMUŞ
YanıtlaSilYorum için teşekkürler...
YanıtlaSil