KONYA OVASINDA AĞACA TOSLAMAK
TAVLA" DÜNYANIN EN ESKİ OYUNLARINDAN BİRİ"
ZAMAN KAVRAMINDAN ALINAN İLHAMLA TASARLANMIŞ. KARŞILIKLI ALTIŞAR HANE 12 AYI TEMSİL EDİYOR. 15 AÇIK VE 15 KOYU RENKLİ PUL, AYIN 15 GECE VE 15 GÜNDÜZÜ...
KARŞILIKLI ON İKİŞER HANE İSE GÜNÜN 24 SAATİ. UZUN BİR GEÇMİŞE SAHİP TAVLADA GALİBİ, KISMEN ZEKÂ VE USTALIK, KISMEN ZAR BELİRLİYOR.
"Hadi getir tavlayı da dersini vereyim..."
Bazen iki delikanlı, bazen karı-koca, bazen de emekli arkadaşlar arasında geçer bu cümle... Evde, kahvede ya da modern versiyonu olan kafede, yazlıkta, işyerinde, kapı önünde... Kısacası her yerde rastlayabilirsiniz eğlenceli bir tavla partisine... Karşılıklı şakalar atışmalar kızdırmaca, küsüp barışma, hepsi tavla partisine dâhildir. Ama kızgınlık uzun sürmez, en fazla ertesi güne kadardır ömrü. Her şey ertesi sabah unutulur ve yeniden geçilir tavlanın başına. Çünkü tavla, derdi tasayı bir kenara bırakıp nefes alma vaktidir ve bu yüzden çok değerlidir
TAVLANIN VATANI İRAN
Tavlanın tarihi, 5000 yıl önceye gidiyor. İlk kez milattan önce 3000 lerde Pers İmparatorluğu topraklarında (İran) oynanmaya başlamış, oradan Hindistan'a, Çin'e, Mısır'a ve Yunanistan ile Roma'ya doğru yol almış. Hatta meşhur Roma kralı Neron'un tavlayı büyük paralar ortaya koyarak oynadığı söyleniyor 'Nard' adı verilen ve Ortadoğu'da oynanan bir tavla türü de İslamiyet'in yayılmasına paralel olarak çeşitli ülkelerde oynanmaya başlamış. Tavli, tawula, hypergammon, nackgammon, tapa, nard tavlanın farklı ülkelerde aldığı değişik adlar Sadece adları değil, detayları da ülkeden ülkeye değişiyor ama hepsinin temelinde tavla var. Bazı kaynaklara göre ise 5000 yıl önceye dayanan oyun tavlaya benzese de o değil. Tavla 1400 yıl önce, Iran Şahı Nevşiyan'ın veziri Büzur Mehir tarafından bulunmuş. Vezir oyunu 10 gün içinde tasarlarken 'zaman'dan ilham almış. Buna göre, tavladaki karşılıklı altı hane 12 ayı, 15 beyaz ve 15 siyah pul ayın 15 gece ve 15 gündüzünü, karşılıklı on ikişer hane de günün 24 saatini temsil ediyor Büzur Mehir'in oyuna en azından bugünkü halini vermiş olduğu, döneme ilişkin kazılardan da anlaşılıyor. O dönemde zar ve pulların kemikten yapıldığı tahmin ediliyor 'Tavla' adına (backgammon) yazılı belgelerde ilk kez 1645'te rastlanıyor büyük İngiliz yazarı Shakespeare'in de eserlerinde tavladan söz ettiği biliniyor Osmanlı Devleti'nde ise tavla geleneği 1400'lü yıllara dayanıyor Özellikle yükseliş döneminde tavla, saraydan mahalle kahvelerine kadar her yerde yaygınlaşıyor.
Bugün hâlâ tavla oyununun ustaları, o dönemde kullanılan Farsça deyimleri kullanıyor ve genç kuşaklara aktarılmasını sağlıyorlar Zarları 5-3 gelen oyuncuyu bir yandan kapısını alırken bir yandan da "penc-ü se, severler güzeli gencüse" derken izlemişsinizdir
TAVLA DİLİ
Tavlayı oynamak kadar izlemek de keyifli. Çünkü tavlanın kendisine özgü bir dili var Hele ki deneyimli iki rakibin seyircisiyseniz, onların karşı tarafın motivasyonunu kırmayı hedefleyen dostane atışmaları şahanedir Mesela hareketli bir maçın oyuncularına skoru sorarsanız, kazanan taraftan "Usta oynar çırak sayar" yorumunu duyarsınız. Kazara zarı tavla dışına atan oyuncu, rakibinden şu iğnelemeleri duymaya hazır olmalı: "Çarşaf gerelim", "Zarlara lastik bağlayalım mı?" Pullarını toplarken iki taşını açıkta bırakan oyuncu, taşlarının kırılmaması dileğini "Çift açığı şeytan görmez," sözleriyle ifade eder Kırık taşını tek kapısı kapalı olan rakip alana sokamayan oyuncuyu, "Konya ovasında ağaca tosladın," sataşması bekler. Diyelim ki üç taşı birden kıran oyuncu, kırık taşları rakibinin eline tutuştururken "Yemeklerden sonra birer tane alırsın" diyebilir Elinde kırık taşı yerleştirecek ev olmayan oyuncu, rakibinden "Mektepler tatil," uyarısını duyar Siz hiç taş toplayamadan rakibiniz tüm taşlarını topladıysa "Marsa giden ilk İstanbullu" olursunuz.
TAVLA DİLİ
Tavlayı oynamak kadar izlemek de keyifli. Çünkü tavlanın kendisine özgü bir dili var Hele ki deneyimli iki rakibin seyircisiyseniz, onların karşı tarafın motivasyonunu kırmayı hedefleyen dostane atışmaları şahanedir Mesela hareketli bir maçın oyuncularına skoru sorarsanız, kazanan taraftan "Usta oynar çırak sayar" yorumunu duyarsınız. Kazara zarı tavla dışına atan oyuncu, rakibinden şu iğnelemeleri duymaya hazır olmalı: "Çarşaf gerelim", "Zarlara lastik bağlayalım mı?" Pullarını toplarken iki taşını açıkta bırakan oyuncu, taşlarının kırılmaması dileğini "Çift açığı şeytan görmez," sözleriyle ifade eder Kırık taşını tek kapısı kapalı olan rakip alana sokamayan oyuncuyu, "Konya ovasında ağaca tosladın," sataşması bekler. Diyelim ki üç taşı birden kıran oyuncu, kırık taşları rakibinin eline tutuştururken "Yemeklerden sonra birer tane alırsın" diyebilir Elinde kırık taşı yerleştirecek ev olmayan oyuncu, rakibinden "Mektepler tatil," uyarısını duyar Siz hiç taş toplayamadan rakibiniz tüm taşlarını topladıysa "Marsa giden ilk İstanbullu" olursunuz.
TAVLA NASIL OYNANIR?
Tavla iki kişiyle oynanır. Tavla tahtası, her kenarında 12 adet olmak üzere toplam 24 adet, uzun üçgen şeklindeki bitişik alandan oluşur ve bu alanlara nokta adı verilir İki oyuncunun da 15 tane pulu vardır ve bu pullarla 24 nokta üzerinde zar atarak hareket eder Amacı elindeki pullan kendi hanesinde toplayarak oyun dışına çıkarmaktır Oyuncunun kendi hanesindeki noktalar 1'den başlar ve sağa doğru rakam yükselir yani bir oyuncunun 1'inci noktası, karşıdaki oyuncunun 24'üncü noktasıdır 24'üncü noktada 2, 8'inci noktada 3 ve 6 ile 13'üncü noktalarda da 5 pul yer alır Pullar her zaman yüksek noktadan alçak noktaya doğru taşınır. Oyuncu, pullarını diğer oyuncunun önünden geçirmeye çalışır bunun önünde iki engel vardır rakibi tarafından pullan kırılabilir ya da hareket etmesini önleyecek şekilde bloke edilir.
Tavla iki kişiyle oynanır. Tavla tahtası, her kenarında 12 adet olmak üzere toplam 24 adet, uzun üçgen şeklindeki bitişik alandan oluşur ve bu alanlara nokta adı verilir İki oyuncunun da 15 tane pulu vardır ve bu pullarla 24 nokta üzerinde zar atarak hareket eder Amacı elindeki pullan kendi hanesinde toplayarak oyun dışına çıkarmaktır Oyuncunun kendi hanesindeki noktalar 1'den başlar ve sağa doğru rakam yükselir yani bir oyuncunun 1'inci noktası, karşıdaki oyuncunun 24'üncü noktasıdır 24'üncü noktada 2, 8'inci noktada 3 ve 6 ile 13'üncü noktalarda da 5 pul yer alır Pullar her zaman yüksek noktadan alçak noktaya doğru taşınır. Oyuncu, pullarını diğer oyuncunun önünden geçirmeye çalışır bunun önünde iki engel vardır rakibi tarafından pullan kırılabilir ya da hareket etmesini önleyecek şekilde bloke edilir.
TAVLA DEYİMLERİ
Açık vermek
Tek bırakılan put kırılır pulu tek bırakmaya açık vermek denir.
Açık vermek
Tek bırakılan put kırılır pulu tek bırakmaya açık vermek denir.
Kapalı ev
Ev bölümünde bulunan altı noktanın tümünü kapatan oyuncu için kapalı evi var denir Bu durumda kırık pulu olan, kapılardan biri açılana kadar oyuna giremez.
Kapı alma
Rakip oyuncunun oynamasını engellemek için en çok uğranan noktalara iki pulu yerleştirmektir
Mars
Rakip hiç pul alamadan on beş pulu toplayan, mars etmiş olur bu iki oyun değerindedir
Kırık zar
Zarlardan biri diğerinin ya da bir pulun üstüne gelirse, kınk denir zar tekrar atılır
Ev bölümünde bulunan altı noktanın tümünü kapatan oyuncu için kapalı evi var denir Bu durumda kırık pulu olan, kapılardan biri açılana kadar oyuna giremez.
Kapı alma
Rakip oyuncunun oynamasını engellemek için en çok uğranan noktalara iki pulu yerleştirmektir
Mars
Rakip hiç pul alamadan on beş pulu toplayan, mars etmiş olur bu iki oyun değerindedir
Kırık zar
Zarlardan biri diğerinin ya da bir pulun üstüne gelirse, kınk denir zar tekrar atılır
SANAL TAVLA
Oyunun kuralları çok basittir ve belki de bu denli yaygınlaşıp sevilmesinin bir nedeni de budur Ancak basit olması, ustalığa gerek olmadığı anlamına gelmez. Tavla oyununda, zarlara bağlı olarak birçok farklı kombinasyonda oynama imkânı olduğu için stratejinin çok fazla rolü vardır 4500 civarında hamle ihtimali olması, tavlada ustalaşmanın ve stratejinin önemini açıkça ortaya koyar. Son yıllarda bilgisayar teknolojisindeki ilerlemeler tavlayı da internet ortamına taşıdı. Ama bize sorarsanız, yenenin tavlayı yenilenin koltuğunun altına sıkıştırıp "öğren de gel" diye kızdıramadığı tavlanın bir şeyleri hep eksik kalır!..
KİLER MAGAZİN | ARALIK 2011 | S:38-40
Yorum Bırakmak İster misiniz?