BAHÇE BAKIMI İLE YEŞİLLENEN BAHÇELER
EKİM-DİKİM ZAMANI GELİYOR. BAHÇELERİMİZ DE İLGİ BEKLİYOR. ÖZELLİKLE BÜYÜK ŞEHİRLERDE YAŞAYANLAR İÇİN İYİ TASARLANMIŞ BİR BAHÇE, GÜNÜN BÜTÜN STRESİNİ VE YORGUNLUĞUNU ATMAK İÇİN BİREBİR. ACABA BAHÇEMİZİ NASIL GÜZELLEŞTİREBİLİRİZ?
Bahçe deyince, ille de kocaman bir villa bahçesi gelmesin aklınıza. Bir apartmanın giriş veya bahçe katında da, çatı katının terasında da küçük bir bahçeniz olabilir.
Yazlıklar da toprakla uğraşmak için ideal bir ortam sağlar.
O halde yazımızı, balkondan terasa her yeri kapsayan bahçeler için okumakta ve bahara kucak açtığımız şu günlerde elimizi çabuk tutmakta fayda var.
ÇİMLERDEN BAŞLAYALIM
Öncelikle toprağın havalandırılması, gübrelenmesi ve ekim-di-kim işleri için ideal olan mart ayını iyi değerlendirmemiz gere-kiyor. Çünkü mart ayı, doğanın ve dolayısıyla bitkilerin kış uykusundan yavaş yavaş uyanıp hayatı müjdelediği zamandır. Bahçemizde bir çim alan varsa, önce oradan başlayacağız. Burayı demir tırrmıkla tarayıp ölü çim yapraklarını temizleyece-ğiz. Bu sayede toprağa hava ve ışığın işlemesini kolaylaştırarak:: Aynk otlarının temizlenmesi de bitince bir çatal belle toprağı havalandırmamız gerekir. Gübreleme de, kış boyunca 'uykuya yatan' toprağa verilen vitamin anlamına gelecek.
Çimlerden sonra dikmek istediğimiz fidanlar için gereken çu-kurları açacağız ve çiçeklerin yerini hazır edeceğiz. Bu ay aynı zamanda bazı ağaç ve gül gibi ağaççıkların da dikimi için son
derece uygun. Bahçemizde zaten gül ağacı varsa, o halde bu-danma zamanı gelmiştir. Budama işlemi, kışın yaprak döken bazı ağaçlar ve özelliklede yazın çiçeklenen ağaçlar için geçerli. Budanan güllere yanmış ahır gübresi veya tam kompoze gübre verili, tabii dibi çapalanıp sulanarak...
Bahar ayları özellikle çam, ardıç gibi iğne yapraklı ağaçların gübrelenmesi için en uygun dönem. Aynı gül ağacı gibi bu ağaçlara da dibi çapalandıktan sonra kompoze gübre verilebilir. Kışın yaprak döken çit bitkileri bu aylarda organik gübreyle beslenmeli; lale ve nergis gibi bitkiler ise yapraklanna dokunmadan kimyasal gübreyle desteklenmeli.
Bahçeye yeni dikilen fidanların çukurlarına iyice yerleşip yerleşmediği de yaz gelmeden kontrol edilmeli, eğer gevşekse, iyi yerleşmemişse tekrar sıkıştırılıp, gerekirse yanlardan tahta parçasıyla desteklenmeli.
Özetle, mart ayında yapılacakları listelersek;
• Çim alanlarımızı yeniliyoruz,
• Çit bitkilerinin ilk budamasını ve güllerin son budamasını yapıyoruz,
• Dikmek istediğimiz büyük ağaçları dikiyoruz,
• Bahçede oluşabilecek zararlılara karşı önlem alıyoruz,
• Gübreleme yapıyor ve daimi çiçekler için fide çukurlannı hazırlıyoruz.
NE DİKMELİ?
Bahçemize yeni bitkiler eklemek istersek veya bir bahçeye henüz sahip olmuşsak, öncelikle, istediğimiz bitkinin yaşadığımız iklime ve toprağa uygun olup olmadığını, fideleri aldığımız bahçecilik kurumuna sorup öğrenmemiz gerekir. Çünkü eğer bir bitki, örneğin Akdeniz bitkisiyse, ne kadar uğraşırsak uğraşalım onu karasal iklimde yetiştirmemiz mümkün değil. Bu yüzden kendi koşullarımıza uyan en doğru ağacı seçmemiz gerekir. Bu, nerede yaşadığımızdan (yazları kurak ve sıcak ge-çen bir bölgede mi, yoksa bol yağışlı ve serin bir bölgede mi?) bahçemizin konumuna (kuzey rüzgârlarına mı açık, yoksa güney rüzgârlarına mı?) kadar bazı sorulann cevabına bağlı. Şüphesiz bahçemizin büyüklüğü ve eğer varsa, dikili ağaçlarla yeni dikilecek ağaçların uyumu da önemli. Seçim yaparken büyüdüğünde kaplayacağı yer ve boyunu da mutlaka düşün-memiz gerekir; çünkü evimizin penceresini ve dolayısıyla ğımızı kapatmasını istemediğimiz bir ağacı dikip sonradan kesmeyi düşünmek de var işin sonunda...
Yazlıklar da toprakla uğraşmak için ideal bir ortam sağlar.
O halde yazımızı, balkondan terasa her yeri kapsayan bahçeler için okumakta ve bahara kucak açtığımız şu günlerde elimizi çabuk tutmakta fayda var.
ÇİMLERDEN BAŞLAYALIM
Öncelikle toprağın havalandırılması, gübrelenmesi ve ekim-di-kim işleri için ideal olan mart ayını iyi değerlendirmemiz gere-kiyor. Çünkü mart ayı, doğanın ve dolayısıyla bitkilerin kış uykusundan yavaş yavaş uyanıp hayatı müjdelediği zamandır. Bahçemizde bir çim alan varsa, önce oradan başlayacağız. Burayı demir tırrmıkla tarayıp ölü çim yapraklarını temizleyece-ğiz. Bu sayede toprağa hava ve ışığın işlemesini kolaylaştırarak:: Aynk otlarının temizlenmesi de bitince bir çatal belle toprağı havalandırmamız gerekir. Gübreleme de, kış boyunca 'uykuya yatan' toprağa verilen vitamin anlamına gelecek.
Çimlerden sonra dikmek istediğimiz fidanlar için gereken çu-kurları açacağız ve çiçeklerin yerini hazır edeceğiz. Bu ay aynı zamanda bazı ağaç ve gül gibi ağaççıkların da dikimi için son
derece uygun. Bahçemizde zaten gül ağacı varsa, o halde bu-danma zamanı gelmiştir. Budama işlemi, kışın yaprak döken bazı ağaçlar ve özelliklede yazın çiçeklenen ağaçlar için geçerli. Budanan güllere yanmış ahır gübresi veya tam kompoze gübre verili, tabii dibi çapalanıp sulanarak...
Bahar ayları özellikle çam, ardıç gibi iğne yapraklı ağaçların gübrelenmesi için en uygun dönem. Aynı gül ağacı gibi bu ağaçlara da dibi çapalandıktan sonra kompoze gübre verilebilir. Kışın yaprak döken çit bitkileri bu aylarda organik gübreyle beslenmeli; lale ve nergis gibi bitkiler ise yapraklanna dokunmadan kimyasal gübreyle desteklenmeli.
Bahçeye yeni dikilen fidanların çukurlarına iyice yerleşip yerleşmediği de yaz gelmeden kontrol edilmeli, eğer gevşekse, iyi yerleşmemişse tekrar sıkıştırılıp, gerekirse yanlardan tahta parçasıyla desteklenmeli.
Özetle, mart ayında yapılacakları listelersek;
• Çim alanlarımızı yeniliyoruz,
• Çit bitkilerinin ilk budamasını ve güllerin son budamasını yapıyoruz,
• Dikmek istediğimiz büyük ağaçları dikiyoruz,
• Bahçede oluşabilecek zararlılara karşı önlem alıyoruz,
• Gübreleme yapıyor ve daimi çiçekler için fide çukurlannı hazırlıyoruz.
NE DİKMELİ?
Bahçemize yeni bitkiler eklemek istersek veya bir bahçeye henüz sahip olmuşsak, öncelikle, istediğimiz bitkinin yaşadığımız iklime ve toprağa uygun olup olmadığını, fideleri aldığımız bahçecilik kurumuna sorup öğrenmemiz gerekir. Çünkü eğer bir bitki, örneğin Akdeniz bitkisiyse, ne kadar uğraşırsak uğraşalım onu karasal iklimde yetiştirmemiz mümkün değil. Bu yüzden kendi koşullarımıza uyan en doğru ağacı seçmemiz gerekir. Bu, nerede yaşadığımızdan (yazları kurak ve sıcak ge-çen bir bölgede mi, yoksa bol yağışlı ve serin bir bölgede mi?) bahçemizin konumuna (kuzey rüzgârlarına mı açık, yoksa güney rüzgârlarına mı?) kadar bazı sorulann cevabına bağlı. Şüphesiz bahçemizin büyüklüğü ve eğer varsa, dikili ağaçlarla yeni dikilecek ağaçların uyumu da önemli. Seçim yaparken büyüdüğünde kaplayacağı yer ve boyunu da mutlaka düşün-memiz gerekir; çünkü evimizin penceresini ve dolayısıyla ğımızı kapatmasını istemediğimiz bir ağacı dikip sonradan kesmeyi düşünmek de var işin sonunda...
Eğer evimizin önünün aydınlık olmasını istiyorsak, kışın yaprağını döken ağaçlar dikmeliyiz; örneğin, ıhlamur, erguvan, çınar, atkestanesi... Bu şekilde karanlık kış günlerinde evimiz aydınlık kalır. Çam, köknar, servi gibi yaprak dökmeyen ağaçlan evimizden daha uzak noktalara dikersek hem bu güzel ağaçlardan vazgeçmemiş hem de evimizin ışığını garantiye almış oluruz.
Yine suyu az olan, yeterli yağış almayan bölgelerde sal-kımsöğüt dikmek doğru bir seçim değildir, çünkü bu ağaç bol su ister. Küçük bir bahçeye okaliptüs ya da karabiber ağacı dikmek de yanlış olacaktır, çünkü bunlar tesisat kanalı için tehdit oluşturacağı gibi diğer ağaçların da suyunu çeker.
SEBZEMİZİ YETİŞTİRELİM
Bahçede sebze yetiştirmek, görüntüyü ön plana alanlar tarafından pek tercih edilmiyor ama son zamanlarda ortaya çıkan organik gıda furyası bahçede bitki yetiştirmeyi de yaygınlaştırdı. Eğer bahçemizin bir köşesini sebzeye ayırırsak, toprağın bize vereceği zenginliği yakından görme şansımız olacak. Önceleri 3-5 fide domates, biber, bir köşeye maydanoz... Bunları elimizle toplamak, ailemize ve dostlarımıza sunmak öyle zevkli bir uğraştır ki... Hem de tamamen doğal olduğunu bildiğimiz bu sebzeler, sağlığımıza da son derece önemli bir katkıda bulunur. Sebze yetiştirmenin bazı önemli kuralları var. Öncelikle, toprağın hazırlanmasından başlayarak yetiştirmenin her aşamasında zamanlama son derece önemlidir. Sebzeleri diktiğimiz, ilaçladığımız, ürün aldığımız tarihleri bir kenara not edersek zamanlama meselesini çözmüş oluruz. Sebzeler çok kısa sürede büyüyüp ürün verir. Bu durum emeğimizin karşılığını kısa sürede almamız açısından çok güzeldir ama bu süreçte yoğun bir bakım ve ilgi göstereceğimizi de unutmamamız gerekir.
Sebzeyi dikeceğimiz toprağın yumuşak, su tutma kapasitesi yüksek, besince zengin ve drenajı iyi olmalı. Kumlu toprak, baharda çabuk ısındığından erken ürün almak için ideal. Ancak hasat zamanı kısa sürer ve verim düşük olur. Toprağın su tutma kapasitesi, bolca çiftlik gübresi ilave ederek artırılabilir. Sebze için en iyi toprak gevşek, humusça zengin, kum-kil karışımı topraktır.
Bahçenin yeterince güneşli ve rüzgârdan korunmuş olması gerekir. Özellikle meyveler ve domates, biber, patlıcan, salatalık, mısır, fasulye, kavun, karpuz ve kabak gibi tohumlu cinsler için bu kural daha da geçerlidir.
Hafif gölgede yetişen sebzeler, lahana, marul, ıspanak, pazı, kereviz, turp, havuç, maydanoz ve dereotu gibi yaprakları veya kökleri kullanılan cinslerdir.
Rüzgâr hiçbir sebzeye iyi gelmez ve yaprakları kavurur. Bu nedenle tedbir olarak bahçenin etrafına duvar, tahta perde veya çit yapılabilir. En iyisi, sebze bahçesinin çevresini süs çalısı gibi çit bitkileriyle çevirmektir. Sebze bahçesinde ağaç bulunmamalı, çünkü gerek gölgesi gerekse besin ve suya ortak olmasıyla sebzenin verimini düşürür. Amatör bahçecilikte suni gübrenin yeri yok. Doğal yollarla yetiştirilen sebzeler, miktar olarak az bile olsa lezzet ve sağlık açısından diğerlerinden son derece üstün. BoIcb çiftlik gübresi veya kompozit gübre kullanılmalı. Sebzelerin yapraklarına su sıkılmaz, köklerine doğru doyasıya sulanır.
Sebzecilik, çiçek ve ağaçlara göre daha yoğun dikkat ister ama karşılığında elde edeceğimiz zevk de paha biçmez olacaktır.
Yorum Bırakmak İster misiniz?