BARIŞMAK...
Her bir insanın beklentisini karşılayabilmek imkansız mıdır?
Şuan için evet imkansızdır. Çünkü bazı insanlar ne beklediğini bilmez. Bazıları ise sırf can sıkıntısından istediklerinin ve beklentilerinin tam tersini yapabilir bir halde bulabilir kendini sonrada ben bunu da istemiyordum ki bile diyebilir. birde inanmışlar ve inandırılmışlar vardır. birileri anlatmıştır, ne beklemesi gerektiğini, beklentilerinin ne olması gerektiğini sonra da bu insanlar istediklerinin ve beklentilerinin bu olduğuna dair düşünceleri ile dolanmaya başlarlar.
Bugünlerde ülkemizde olan iç savaş bitirilmeye çalışıyor, kimi doğru diyor kimi yanlış. Sonuçta baktığımızda yukarıda yazdığım gibi beklentileri karşılamak imkansızdır. Çünkü dünyanın sorunu; olmayan sorunların sorun olmasındandır. Bir gün bir bakmışsınız özgürlük için savaşanlar bulundukları rejime karşı koymuşlardır ve bir bakmışsınız ölümlerin ardı arkası kesilmemiştir. Sonra bir bakmışsınız bu özgürlük adına savaş açanlar, kargaşa ile anılmaya başlarlar karşı durdukları rejimin anlattıklarıyla, sonra herkes birbirine düşman olur ve ölümler çoğalır.
Peki bu özgürlük adına savaşanlar aslında özgürlükleri engellemezler mi, bulundukları rejimde gücü bulunduranların. Hak ve hukuktan bahsederken trilyonlarca doları ölümler için harcamazlar mı ve o rejim sahipleri bu özgürlük isteyenleri kötü göstermek için daha fazla trilyonları birer birer yakmazlar mı.
Bu olaylar büyümeden önce daha harcananlar sadece sözcükler için çıkan nefesler olduğu zamanlarda uyaranlar bakın bunlar daha önce başka ülkelerde de yaşandı bizlerde de yaşanıyor bu bir süreçtir, yasaklamanın bir çözümü, düşünceye özgürlük vermenin ise güç kaybına uğramasına gelmeyeceğini söylemediler mi, yazmadılar mı peki şimdi ne değişti ne değişti de gerçekten kargaşa, terör topluluğu haline gelmiş birliği uzlaşma masasına geldi.
Nasıl oldu da bugüne kadar sesi çıkmayanlar ve bu yanlışlar ortamında suskunluğu tercih edenler, şimdi barışçı oldular, ne mutlu onlara geç kalmışlar ama barış için doğru olana katılmışlar fakat insanların beklentisini bu değil ki, çünkü beklentisi olan insanları o kadar uzun süredir yanlışlara inandırıldılar ki beklentiler bile karıştı.
Peki bu beklentileri karışanları nasıl düzeltebilirsiniz yine kandırarak şu an yapıldığı gibi barış adına bir kandırmaca gidiyor ne mutlu...
Unutmayalım en kötü savaşlar bile bütün bir dünyayı etkilemez en iyi barışta bütün dünyayı kurtaramaz.
Sonuç olarak en kötü barış, savaştan iyidir.
Çünkü savaş olduğunda da güçsüz yenilecek, barış olduğunda da.
İşte bunu bilenler bu bütün insanların beklentilerinin karşılanmaması yolunu bulmuşlardır. Olmayan sorunların var olmasını sağlamışlardır.
Barış gelmelidir ama her şey düzelecek diye beklenmemelidir.
Barışa karşı koyanlarda uzlaşma masasında olan güçleri bu hale getirdiklerini unutmamalı, eğer zamanın da özgürlük adına somut hareketler yapılsaydı bugün o karşı durdukları bu noktada olamazlardı.
Barış isteyenlerde kendi içlerinde de dahil olmak üzere barış getirmek istedikleri ülkede aşiret ağalarına, toprak ağalarına, dini kullanan şeyhlere şıhlara prim vermemelidir.
Ya da açık ve net ne istediklerini ortaya koymalıdır.
Yoksa barış gelse de hala 18 ay askerlik yapmak zorunda olanlara gelmeyecektir. Toprakları olmayan köylülere, üretime katılamayan şehirli olmuşlara bu yüzden sosyalleşmenin ne demek olduğunu bilmediği için hayat boyu askerlik yapanlara gelmeyecektir.
Barış geldiğinde savaşa giden paralar ve canlar üretime gitmediği sürece o barış kalıcı olmaz.
Düşünmek ve Paylaşmak Dileğiyle...
Yorum Bırakmak İster misiniz?