UYUMA YOKSA ÖLÜRSÜN...ONDİNE LANETİ
Nefes filminin en nefes kesici sahnelerindendir ve uzun yıllar boyunca da insanların zihninde yer alacak gibi görünüyor ama konumuz Nefes filmi ile ilgili değil dünyamız da görülen garip hastalıklardan bir tanesi ile ilgili olan bir durumun mitolojiden tıp litaratürüne girişinin ilginç hikayesini paylaşıyoruz.
ÇOK İLGİNÇ BİR ŞEY BİLİYORUM.
-BANA DA ANLATSANA
YAZIYORUM OKU O ZAMAN...
Undine; bir mitolojik kahraman. Aslında kendisi bir su perisi. Yani Nymph. Şarkılar ve ezgiler mırıldanarak gemicileri kendisine doğru çeken tehlikeli kadın imajı…
Bu nymphler ölümsüz oluyorlar.
Misal ilk resimdeki tablo; William Waterhouse’un tablosu.
İlk kaleme alan roman yazarı da Fouque. Yıllar içinde sonatlara, operalara, kitaplara ve Hollywood senaryolarına kadar nüfus etmiş bir destansı bir peri masalı. Andy Warhol’ün “The Loves of Ondine” diye bir filmi bile vardır.
2. Resim’de Collin Farrell’i ve oynadığı “Ondine” adlı filmin afişini görebilirsiniz.
Ondine; masalın gerçeğinde bir ölümlü erkeğe aşık olur. Bu ölümlü erkekle yaşadığı yasak ilişki Zeus’un bile kulağına gider. Aşık olduğu şövalye için ölümsüzlüğünden vazgeçmesi gerekir. Onu da yapar. Derken çocuğunu doğurur ve büyütmeye başlarlar. Çocuğu doğurduktan sonra Ondine yaşlanmaya başlar. (Çilekeş Türk Kadını Tasviri). Artık Sir Lawrence’in ilgisi sönmeye başlamıştır.
Bir Öğleden sonra Ondine Ormanlık alanda yürürken kocasının horlamasını duyar. Ve bir sazlığın yanından içeri doğru girer. Kocasını bir başka kadının kollarında uyurken görür.
Çok kızar! Parmağını göğsüne vurur. Kocası tekmelenmiş gibi uyanır ve Ondine ona sürprizini yapar. “-Bana sadık olacağını söyledin. Bana sadakat yemini ettin. Bundan sonra uyurken nefes almamanı sağlayacağım. Uyanıkken kendi kendine nefes alabilirsin. Ancak uyursan nefes almayı unutacaksın. Sakın uykuya dalma” diyerek onu ebedi bir şekilde LANETLER.
Bir Öğleden sonra Ondine Ormanlık alanda yürürken kocasının horlamasını duyar. Ve bir sazlığın yanından içeri doğru girer. Kocasını bir başka kadının kollarında uyurken görür.
Çok kızar! Parmağını göğsüne vurur. Kocası tekmelenmiş gibi uyanır ve Ondine ona sürprizini yapar. “-Bana sadık olacağını söyledin. Bana sadakat yemini ettin. Bundan sonra uyurken nefes almamanı sağlayacağım. Uyanıkken kendi kendine nefes alabilirsin. Ancak uyursan nefes almayı unutacaksın. Sakın uykuya dalma” diyerek onu ebedi bir şekilde LANETLER.
Bu lanete ONDİNE LANETİ denir.
Bazı kaynaklarda Ondine’nin Zeus tarafından bu cezaya çarptırıldığını yazar. Ancak varyasyonlar tabi ki var. Neyse bizi ilgilendiren kısma geçelim.
Tıp mitoloji’den epey destek almış arkadaşlar. 1962 yılında Severinghaus and Mitchell 3 farklı hastada ortak bir hastalık bulur. Bu kişilerin otonom (kendiliğinden) olması gereken nefes alma olguları yok olmuştur. Ve nefes almaları isteğe bağlı bir hale gelmiştir.
Bu insanlar uyuduklarında otonom olmadığı için boğulma tehlikesi geçirmektedirler. Buna tıp literatürüne geçen ONDİNE CURSE (Ondine laneti) rahatsızlığı denmiş bu zamana kadar da öyle anılmıştır. Aslında olay konjenital olabilmekle beraber; Congenital Central Hypoventilation Syndrome (CCHS)olarak anılmaktadır.
Bazen kafa travmalarında bu otonomik olan nefes alma sistemi daha sonradan isteğe bağlı (insiyatifli) hale gelebilmektedir. Buna beynin subaraknoid boşluktaki nefes alma merkezindeki bir kanama da yol açabilmektedir.
Hasta uykuya dalmamalı ve bu lanet son bulmalı….
Yorum Bırakmak İster misiniz?