OTİZM VE BESLENME
Otizm nedir ?
Tarihsel bir araştırmaya girersek, geçmişte buzdolabı anne modeli olarak
tanımlanan bir sosyal durum olarak anlatılan otizm; genetik bilgilerinin
gelişimi ve bana kalırsa daha çok hedef çarpıtılmak için genetik bir hastalık
olduğu iddialarına maruz kalınan bir olgu.
Tabloya baktığınızda
hala sorunun genetik kaynaklı olduğunu düşünüyormusunuz?
-Amerika’da
2000 yılından beri her yıl %24 artıyor
-Türkiye’de
ise 550.000 çocukta otizm olduğu tahmin ediliyor.
Ve en üzücü olan şey ise birçok aile
çocuğunun otizmli olduğunu anlayamıyor veya çok geç anlıyorlar.
Peki, gerçek olan ne dünyada neler değişiyor
ve otizm her geçen gün hızla artıyor. Sanayi devrimi ile birlikte, gıda
sektörünü vahşi bir ticaret eşyasına dönüştü. Gıdalar; daha çok kâr amacı için
kimyasallar ile bozuldu. Topraklar fakirleştirildi. Sularımızın ağır metaller
ve kimyasal atıklarla kirletildi… Bu ve bu gibi sebeplere dayanarak insan
bedeni yüzbinlerce yıldır alıştığı ve geliştiği doğadan farklı bir yaşam
sistemi içinde yaşamaya çalışıyor. Teknolojinin
gelişmesiyle gıda sektörünü vahşi bir kazanç kaynağına dönüştü. Ucuz gıdalar; renkli ambalajları ile evimizin
en müstesna köşelerinde yerini aldı. Bunun
sonucunda sadece otizm değil, diğer tüm hastalıklar da hızla arttı.
----------------------------------------------------------
Doğumla ilgili milyonlarca yıllık
alışkanlıklar terk ediyoruz. Ticarethanelere dönen hastaneler sırf fazla para
kazanabilmek için anne adaylarını sezaryen doğumlara yönlendiriyor. Bebekler mikrobiyotadan
mahrum kalıyor, hatta hastane ortamından kaynaklı kötü bir mikrobiyotaya da
sahip olabiliyor.
sadece kan ve cinsel ilişki ile bulaşabilen bir hastalık olan hepatit B aşısı, neden yeni doğmuş bir çocuğa aşı olarak vuruluyor. Doğar doğmaz beden gereksiz bir aşıya maruz kalıyor.
Tabi çağımızda hastane dışında bir
tercih elbette ki düşünülemez. Fakat gelecek nesillerin sağlığı için belki de
çocuk hastaneleri ve özellikle doğumhaneler ayrı ve izole tasarlanabilir.
Sadece doğumla bitmiyor otizm süreci. Aşıların
içerisindeki civa ve alüminyum ile zehirlenmeler.(Aşılar tıp dünyasında hala
tartışılsa da, birçok aşı gereksizce çocuklarımıza yükleniyor.) Tabi bu arada: bu ölçütlere uymayan insanlar
olacaktır
Geçmişten günümüze aşı.
TABLO 2
TABLO 3
Birçok etken
de otizm sürecini tetikliyor veya etkilemiyor. Mesela normal doğum yapan annede
kandida mantarları mevcut ise çocuk doğum anında bu mantara maruz kalabilir. Neyse!
Bunlar ayrıntı.
Doğum
öncesi ve özellikle doğum sonrası süreçte en önemli etken olan anne sütüyle
beslenmenin eksik yada hiç olmaması. Bağırsakların hiç alışık olmadığı ve baş
edemeyeceği gıdalarla beslemek (hazır mamalar, cici bebeler, hazır sütler).
- Peki, bağırsaklar neden bu kadar önemli?
Bedenin toksin girişi olan üç yerden biri
solunum, deri ve beslenme.
- Neden önemli peki?
Aminoasitler vitaminler ve minerallerin
sindirilip emildiği yer.
Eğer bağırsaklar olması gereken bakterilere
sahip değil ise, kötü bakteri dediğimiz: E coli ve kandida tarzı mantarların
hızla gelişmesine maruz kalır. Bunların üreteceği alkolün zararlı etkisi bir
yana gerekli aminoasitlerden ve diğer besinlerden mahrum kalır. Metilasyon bozulur
ve onun sonrasında bedenin arınma sistemi olan glutatyonun da bozulur. Her
geçen gün davranış ve algıları bozulur.
Bu konu çok geniş o yüzden uzatmayacağım.
Şunu dile getireyim ki gerekli kan tahlilleri yaptırılmadan bedenin eksikleri
tespit edilmeden ve her ne olursa olsun doğru beslenmeyi öğrenmeden bedeni
tedavi etmek bir takım ilaçlara kurtarıcı gözü ile bakmak benim tabirimle aspirin
ile tedavi aramaktır. Bu da Türk
milletinin en büyük kolaycılığı diyebilirim. O yüzden size tavsiyem iyi araştırın bol bol okuyun ve çocuklarınızı iyi ve doğru
besleyin.
.
Yorum Bırakmak İster misiniz?