Header Ads


DÜNYANIN YEDİ HARİKASI"BABİLİN ASMA BAHÇELERİ"


BABİLİN ASMA BAHÇELERİ
Kral Nabukadnezar zamanında, Babil şehrinin güzelliği gezginleri büyülermiş. Yunanlı filozof Herodot’un kayıtlarına göre, boyutlarına ek olarak şehir son derece görkemlidir. Herodot, şehrin dış duvarlarının 80 kilometre uzunluğunda, 25 metre kalınlığında ve 97 metre genişliğinde olduğunu belirtir. Duvarların içi som altından yapılma büyük heykellerle, kaleler ve tapınaklarla doludur.  

Şehrin içinde ünlü Babil Kulesi yer alır. Bu kule,Tanrı Marduk’a yapılan bir tapınaktır ve cennete ulaşmak için göğe doğru yükselir. Herodot, Babil şehrini böyle anlatır. Ancak ilginçtir ki, notlarının hiçbir yerinde, Babil’in Asma Bahçeleri’ne rastlanmaz.


Babil’in Asma Bahçeleri’ne Yunan tarihçiler Strabo ve Diodorus Siculus’un araştırmalarında rastlanır, ancak bunun  dışında var olduğuna dair cok az kanıt var. Hatta hiçbir Babil kaydında, bu bahçelerin var olduğundan söz edilmez. Bazı düşünürler, çağlar boyunca bu bölgenin, Ninevah'ta bulunan yazılardan anlaşıldığı üzere var olduğu bilinen bahçelerle karıştırılmış olabileceğine inanıyorlar.

Kaynaklara göre bahçe, M.Ö  605 yılında  krallığın başına geçen ve ülkeyi 43 yıl boyunca yöneten Kral Nabukadnezar tarafmdan eşi AmyitisM mutla etmek için yap.,nlm.şt., (Alternatif bir hikayeye g6re bahçeler, M.Ö. 8,0 yılında Asur imparatorluğu nun  bahçelere aynı zamanda Semiramis Bahçeleri adı da verilir.) Amyitis, Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin müttefikliğini sağlamak üzere Nabukadnezar ile evlendirilmişti. Medes yeşillikler içinde, dağlık bir ülkeydi. Mezopotamya’nın düz ve sıcak ortamı ise, Amyitis’i mutsuz ediyordu. Kral, eşinin yuva özlemini gidermek için, ona yapay dağlarla dolu büyük teraslar yaptırdı. Bahçeler, M.Ö. 2. yüzyıldaki pekçok deprem sonrasında yıkıldı.

Söylediğimiz gibi, Babil’in Asma Bahçeleri’ne sadece Yunanlı coğrafyacı Strabo’nun (M.Ö. 63/64 - M.S. 24) ve Yunanlı tarihçi Diodorus’un (M.Ö. 1. yy) kayıtlarında, ama oldukça geniş bir şekilde yer verilir. Strabo’ya göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitki ve ağaçlann yetişebileceği şekilde toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar, pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Üst katlardaki bahçelerin sulanması, Fırat nehrinden uzanan zincir pompalarla yapılabiliyordu. Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse seviyelere taşınan su, bahçeleri   teraslardan aşağıya doğru akıyordu. İddialara göre, istilalar yüzünden sönmeye başlayan şehir, özellikle Pers Kralı Keyhüsrev’in Babil’i fethetmesinden sonra yok olmaya başlamış, M.S. 5.  ve 6. yüzyıllarda kumlara gömülmüş ve  bir kum dağı haline gelmiştir.

Yunanlı tarihçi Diodorus’a göre bahçeler yaklaşık 120 metre genişlikte, 120 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeydi. Diğer kayıtlara göre ise yüksekliği şehrin dış duvarlarına eşitti. Bahçeler olağanüstü güzellikteydi. Ama gerçekten var mıydı? Herodot’un bu bahçelerden hiç söz etmemesi ilginç.

1899 yılında Alman arkeolog Robert Koldewey de bu soruyu sordu. Birçok antik bölgenin aksine, Babil şehrinin yer belliydi, ancak mimarisinden eser kalmamıştı. Koldewey, 14 yıl boyunca şehri kazdı ve şehrin surları, iç duvarları, Babil Kulesi’nin temeli, Kral Nabukadnezar’ın sarayları ve şehrin kalbinden geçen anayolları açığa çıkardı.

Güney Kale’nin kazı çalışmaları sırasında, Koldevvey, tavanlarında kemer taşları bulunan on dört büyük odalı bir alan buldu. Antik metinler, şehirde sadece iki yerde taş kullanıldığını gösteriyordu: yüzey Kalesi’nin kuzeye bakan duvarları ve Asma Bahçeleri. Kuzey Kalesi’nin kuzey duvarları zaten bulunmuştu. Dolayısıyla bunların da Asma Bahçeleri’ne ait olduğu düşünüldü.

Koldevvey kazı çalışmalarını sürdürdü ve tarihçi Diodorus’un kayıtlarında sözü edilen pek çok güzelliğe ulaştı. Her ne kadar Koldewey Asma Bahçeleri’ni bulduğundan emin olsa da, bazı gününüz arkeologları bunun tartışmaya açık bir konu olduğunda ısrarcı. Aslında Koldewey’in kazı çalışmaları yaptığı alan, Babil şehrinin var olduğu bilinen sınırlar içindeydi. Ancak arkeologlar bu ilanın, yeşil bir bahçe için gereken miktarda suyun nehirden taşınamayacak kadar uzakta olduğunu düşünüyor. Bunun yanında tarihçi Strabo, Asma Bahçeleri’nin hemen nehrin kenarında olduğunu  belirtiyor. Yakın zamanda bulunan yazıtlar ise, bu alanın idari işler veya depo olarak kullanıldığını gösteriyor, bahçe olarak değil. Bu bilgilerin açığa kavuşması için bugün Irak’ta daha sağlıklı kazılar yapılması gerekiyor. Aksi takdirde, Babil’in Asma Bahçeleri’nin herhangi bir dönemde var olmuş olma olasılığı, gizemini koruyacak.
KAYNAK. DÜNYANIN YEDİ HARİKASI MATSİS YAYINLARI

Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.