Header Ads


ODALIKLAR ,Bugün tamam ile tarih olmuş bir hayat...

ODALIKLAR
Bugün tamam ile tarih olmuş bir hayatın iç yüzünü anlatan bu yazı, eski konak ve sarayların bazı hususiyetlerini de ortaya koymaktadır. Odalıklar, asırlarca devam eden bir anane ile kadın esaretinin bir devamından başka bir şey değildir. Bu yazı, size odalıkların içtimia hayattaki durumunu ana hatlar ile anlatmaktadır.
yazan : A. KEMAL BAYKAL
Artık odalık kelimesi tamam ile tarihe geçmiş bulunuyor. Bundan sonraki nesil onun ifade ettiği mânayı «Yeniçeri, Serdengeçti, kese akçe, Reisülküttap, nişancı» vesaire gibi ancak tarihî ıstılahları kaydeden lûgatlara bakarak öğrenebilecek..
Odalık şark saray ve konaklarının iç hayatlarındaki zevk ve cümbüşü temsil eden esrarengiz bir hatıra taşır. Halbuki o, birçok zaman ve ekseriyetle ancak bir oda hizmetçisi, frenkçe tâbirile bir Femme de chambre vazifesi görmüştür. Odalıklar, kadın sultanlara, paşaların, derebeyler ile zenginlerin kadınlarına hususî şekilde hizmet eden cariyelerden, halayıklardan ibarettirler.

Kafkasya, Gürcistan gibi eski devirlerde güzel kız ticaret ile ülfet etmiş memleketlerden getirilip satın alınırlar. Yahut Macar, Lehistan veya Venedik muharebe ve akınlarında kara veya deniz cenklerinin ganimeti olarak İstanbul’a ve büyük Türk şehirlerine getirilip haremlere mal edilirlerdi.
İçlerinden marifetli, biçimli, güzel olanlar, paşanın veya beyin olduğu kadar hanımın da gözüne girenler müstefreşe payesine ererler. Yani odalık sınıfından yataklık vasfına geçerlerdi. Medenî Kanun. büyük inkılâplarımız sırasında değişmeden önce biliyoruz ki, bir erkeğin dört kadınla bile evlenmesi mümkündü. Bir saray veya konağın kadını kocasının kendi üstüne başka bir kadını nikahlı olarak almasına ve ayni nüfuza sahip etmesine güç tahammül eder. buna mukabil paşanın veya efendinin bir odalığı istifraş etmesine göz yumardı. Hattâ güzel cariyelerini kocalarına isteyerek hediye eden zevceler çoktu.




Bu suretle zaman geçtikçe odalık kelimesi müstefreşe yani yataklık mânasını ifadeye başlamıştır. Şark haremlerine öteden- beri çok meraklı olan ve harem hayatını daima hayallerinde mübalâğa eden Avrupalılar için odalisciue kelimesi, harem sefahetinin bir remzi olmuştur.

Esir tüccarı bir esir kızı alıyor..
Halbuki bunun garp saraylarında pek tabi ve umumî olan metreslerden hemen hiç farkı yoktu. Tesbiti mümkün olan bazı farklar varsa onlar da metrese nisbetle odalığın lehindedir. Çünkü odalıklar başka bir erkek ile evli bulunmazlar ve yalnız mensup olduklar: evin sahibine ait kalırlardı. Yaşları biraz ilerleyince de, çırak çıkarılırlar, çeyizlenirler, aile teşkil etmek üzere sarayın veya konağın mensuplarından münasip bir erkeğe nikâh edilirlerdi.
Zevcelerine karşı saygıları bulunan erkeklerin arasında odalıklarını asıl konaklarınan ayrı evlerde barındıranlar ve arasıra kaçamak yaparak oraya gidenler de vardı.
Osmanlı saraylarında padişahların nikâhlı zevcelerine kadın efendi, odalıklarına da ikbal ve gözde adları verildiği malûmdur


Hiç yorum yok

YORUM BIRAKMAK DÜŞÜNMEK VE PAYLAŞMAK İLE İÇ İÇEDİR. LÜTFEN DÜŞÜNDÜKLERİNİZİ PAYLAŞIN. YORUMLARINIZLA DAHA ÇOK PAYLAŞILALIM.

www.nerdenduydun.com. Blogger tarafından desteklenmektedir.