'Onlar hiçbir şey bilmiyor'
Osmanlı aile yapısı nasıl dönüştü?
Son yıllarda tarih,özellikle de Osmanlı tarihine ilişkin yapılan yayınlarda önemli bir artış göze çarpıyor. Bunlar içinde mevcut trend gözetilerek yazılmış "oryantalist" metinlerin yanı sıra Osmanlı toplumunu tahlil etmeye çalışan yayınlar da var. Bu yayınlardan biri de birkaç gün önce Pan Yayınları tarafından piyasaya sürülen, A.Ü. SBF İdare Tarihi profesörlerinden İlber Ortaylı''nın "Osmanlı Toplumunda Aile'' adlı kitabı, İlber Hocayla, Osmanlı toplumunda "aile" kavramı üzerine okura geniş açılımlar sunan kitabını ve Türkiye'de tarih üzerine yapılan çalışmaları konuştuk
İlber Ortaylı''nın "Osmanlı Toplumunda Aile'' adlı kitabı |
'Onlar hiçbir şey bilmiyor'
Osmanlı hareminin sanıldığı gibi bir eğlence yeri olmadığını söyleyen A.Ü. profesörlerinden İlber Ortaylı, tarihi roman yazımını eleştirdi.
■ Osmanlı ailesi kavramı geniş bir içeriğe sahip. Bu kitap baştan bu yana sizi zorladı mı?
Evet, çünkü Osmanlı ailesi milliyetleri, etnisiteleri aşan bir medeniyeti ifade ediyor. Bu Akdeniz medeniyetine tekabül eden bir aile yapısı. Daha çok da ekonomik gerekçeler dolayısıyla kent ve köy ailesi. Tabii bu arada aşiretler falan da yaşıyor ama genelde bir şehir-köy ailesi ve sözü geçeri coğrafyada 5 bin yıllık bir geleneğe sahip.' Osmanlı İmparatorluğu da bil gelenek üzerine oturmuştur. Akrabalığın hakim olduğu, sosyal ve kültürel bağları itibariyle geniş bir ailedir. O yüzden cemaat tipi bir aile kültürüne sahiptir Ve ilginçtir, bu yapı dünyanın başka bu yapı dünyanın başka yerlerinde görülmez.
■ Kitapta Osmanlı aile yapısında "mahalle" unsurunun etkin bir rolü olduğu anlaşılıyor. Mahallenin su sıralar birçok televizyon dizisinin de önemli bir unsuru olduğunu düşünürsek böyle bir nostaljiden söz edilebilir mi?
Mahalle bizini kültürümüzde çok önemli,tamamen mahallenin içinde yaşıyoruz. Ancak son yüz senedir bu yapı kırıldı ve bir özlem meydana geldi. Bu yeni düzen insanlarda bir nostalji uy andırdığı için, kitapta Ercüment Ekrem'in "Kan ve İman" adlı pek de bilinmeyen bir romanından "Estekzade Mahallesi" tasviri verdim. Aslında bu özlem çok daha erken başlamış denebilir.
■ Aile yapısındaki değişimde Batılılaşma sürecinin bir rolü var mı?
19. yüzyılda bu değişim henüz asgaridedir. Çünkü aile çok muhafazakar bir yapıdır. Zor değişir ve ilginçtir, henüz bu asırda değişmeye başlıyor. Yani ne geçen asır, ne de medeni kanun döneminde bu kadar değişmedi, şimdi başlıyor bu değişim.
19. yüzyılda bu değişim henüz asgaridedir. Çünkü aile çok muhafazakar bir yapıdır. Zor değişir ve ilginçtir, henüz bu asırda değişmeye başlıyor. Yani ne geçen asır, ne de medeni kanun döneminde bu kadar değişmedi, şimdi başlıyor bu değişim.
■ Neler değişiyor şimdi?
Dünya sanayileşiyor, şehirleşiyor. Bütün ailelerin geleneksel dokuları değişip yok oluyor. Çekirdek aileye geçiliyor. Ve bunun ideolojisi de yapılıyor, 'en iyisi budur' deniyor. Halbuki bu iyi değil. Bu geçiş dönemindeki sıkıntıları, ekonomik buhranı ancak "büyük aile" atlatabilir.
■ Kitapla Osmanlı ulema sınıfına mensup kişilerin kızlarının eğitimine ilişkin bir tespite de ver vermişsiniz. Sanırım bu da az bilinen bir şey.
Evet. Osmanlı'da ulema sınıfı nesilden nesile iyi okuyan paraları olan aileler. Bu ailelerde kız çocukları kesinlikle çok şımartılıyor ve iyi bir eğitim alıyorlar. Hıristiyanlar da dahil olmak üzere en iyi okutulan kız çocukları bunlar. Aliye Hanım Emine Semiye Hanım falan bunlar tesadüfi değil. Ulema efendilerin kızları çok tipik numuneler bizde.
■ Süz Osmanlı kadınlarından açılmışken,son zamanlarda Osmanlı saray kadınlarına ilişkin ve daha çok roman türünde yazılan kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onların hiçbiri bir şey bilmiyor. Harem,öyle milletin zannettiği gibi bir yer değil.Ayrıca haremi bir cennet gibi çizmenin manası da yok. Dünyada hiçbir hanedanın yaşadığı protokol cennet nizamı değil ki bizimki olsun. O yüzden şişirmenin de lüzumu yok. Ama Osmanlı haremi çok önemli bir eğitim müessesi. Bir kere bunu böyle anlayarak yaklaşmak lazım. Haremin kendine özgü bir nizamı var, öyle sanıldığı gibi bir öğlence yeri de değil. Kendine göre bir draması var. Çok eski gelenekleri k içeriyor. Tabii biz şu anda burayı bilmiyoruz, yani bu insanların ne yediğini, ne içtiğini, ne giydiğini bile tam bilmiyoruz. Defterler,arşivler hemen hemen hiç incelenmemiş.
■ Tezgahta yeni kitaplar var mı?
Ben idare tarihçisiyim.Onunla uğraşıyorum.İmkanım olursa gidebilirsem. Rusya tarihiyle uğraşmaya devam etmek istiyorum.
■ Süz Osmanlı kadınlarından açılmışken,son zamanlarda Osmanlı saray kadınlarına ilişkin ve daha çok roman türünde yazılan kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onların hiçbiri bir şey bilmiyor. Harem,öyle milletin zannettiği gibi bir yer değil.Ayrıca haremi bir cennet gibi çizmenin manası da yok. Dünyada hiçbir hanedanın yaşadığı protokol cennet nizamı değil ki bizimki olsun. O yüzden şişirmenin de lüzumu yok. Ama Osmanlı haremi çok önemli bir eğitim müessesi. Bir kere bunu böyle anlayarak yaklaşmak lazım. Haremin kendine özgü bir nizamı var, öyle sanıldığı gibi bir öğlence yeri de değil. Kendine göre bir draması var. Çok eski gelenekleri k içeriyor. Tabii biz şu anda burayı bilmiyoruz, yani bu insanların ne yediğini, ne içtiğini, ne giydiğini bile tam bilmiyoruz. Defterler,arşivler hemen hemen hiç incelenmemiş.
■ Tezgahta yeni kitaplar var mı?
Ben idare tarihçisiyim.Onunla uğraşıyorum.İmkanım olursa gidebilirsem. Rusya tarihiyle uğraşmaya devam etmek istiyorum.
Kaynak: Milliyet Gazetesi 07.01.2001, Pazar, Sayfa 12 MEHMET KENAN KAYA
Yorum Bırakmak İster misiniz?